6. BÖLÜM 🏵️

4.3K 264 127
                                        

MEDYA : Alara

😍😍😍

Ve AŞK...

Bir insan yorulunca değil, yanıldığını anlayınca gider. Ve aşk ayrılınca değil, ayrılığa alışınca biter.

🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️

Gözlerimi alarmın sesiyle açtım. Bedenimi kaldırdığımda yatakta bir kaç dakika oturduktan sonra direkt banyoya girdim. Duş alsam çok iyi olurdu.

Üzerimde ki kıyafetleri çıkarıp duşa kabine girdim ve kendimi sıcak suyun rahatlığına bıraktım.

Yaklaşık 15 dakikanın ardından bornozumu giyip odama geri döndüm. Ardından kıyafet seçmeye başladım. Altıma siyah dar paçalı bir pantolon giyerken, onun üstüne de beyaz, balıkçı yakası olan, sıfır kollu bir badi giydim. Eteklerini de pantolonumun içine soktuktan sonra aynanın karşısına geçip kurutma makinesiyle saçlarımı kurutmaya başladım. Ardından hafif tonda makyajımı yaptım. Sadece rimel, göz kalemi ve dudak parlatıcısı kullanmıştım.

Saçlarımı da taradıktan sonra yukarıdan at kuyruğu yaptım. Yüzüme ve ellerime de her zaman sürdüğüm kremimi sürmeye başladım. Gül aromalı olan bu krem, cildimi yumuşatmaya ve nemlendirmeye yarıyordu. Aynı zamanda da yüzümü ışıl ışıl parlatıyordu. Kokusu zaten ayrı güzeldi... Onunla işim bittikten sonra en son favori parfümümü kullandım. Her zaman kullandığım bir parfümdür. Bittiğinde bile yine bunu alıyordum. Aynısını bulamama gibi bir olasılığım yoktu. Ne de olsa ben Armina Soykır'dım, ve kolayca da bulabiliyordum.

Telefonumu arka cebime sokarak odamdan çıktım. Salona doğru ilerlerken burnuma güzel kokuların geldiğini fark ettim. Ve bu kokular mutfaktan geliyordu. Kaşlarımı hafiften çatarak oraya doğru yürümeye başladığımda, kokular daha netleşmişti. Enfes kokular geliyordu.

Mutfağın önünde durmuş, karşımda bana kahvaltı hazırlayan kişiyi görmemle birlikte gözlerimi abartılı bir şekilde devirdim. Atlas'tan başka kim olabilir? Benden gizli kendisine evimin yedek anahtarını yaptırdığı için onu gördüğüme şaşırmadım zaten.

Ona öylece bakarken aklıma gelen bir anıyla birlikte yüzüm hüzünlü bir ifade aldı. Yalım'da bana böyle kahvaltı hazırlamıştı. O gün, ne kadar da güzeldi öyle.

"Günaydın."

Atlas'ın sesi beni kendime getirmişti. Göz devirerek, "gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm kişi sen olunca nasıl günüm aydın olabilir bilmiyorum, ama günaydın." dediğimde yüzüne masum bir bakış ekleyerek, "kırılıyorum ama." dedi. Tekrar gözlerimi devirdim.

"Başka bir yerlerini kırmadığıma dua et sen." diyerek bakışlarımı üstünü doldurmuş masaya yönelttim. Bi kuş sütü eksikti desem yeridir.

"Sana kahvaltı hazırladım, beğendin mi?"

"Bana hazırladın, öyle mi?" diyerek gözlerimi Atlas'ın gözleriyle buluşturdum. Gülümseyerek başını aşağı yukarı salladığında, "tamam o zaman, bana hazırladıysan sen git, ben de kahvaltımı yapayım." dediğimde suratı asılır gibi oldu bir an. Ama sonra başını sağa sola sallayarak;

"Seni burada yalnız bırakacağımı mı sandın? Hayır, birlikte karşı karşıya, baş başa güzelce yapacağız kahvaltımızı." dedikten sonra masaya oturdu. Ona kaşlarım çatık bir şekilde bakarken, hiçbir şey olmamış gibi bana baktı ve eliyle tam karşısında ki sandalyeyi işaret ederek, "e otursana, geç kalacaksın yoksa." dediğinde gözlerimi devirip karşısına oturdum. Çünkü haklıydı. Geç kalacaktım.

ArYa (AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin