✔️ ÖZEL BÖLÜM ✔️ (AlAs)

96 8 0
                                        

ALİNA'NIN AĞZINDAN

Bazen hayat öyle bir darbe vurur ki insana, ruhun bedeninden fırlar, şaşar kalırsın. Geriye bakarsın, geride bıraktığın ömrüne. Hayatın gözünün önünden film şeridi gibi geçer, kırık aynalardaki yansımalar gibi teker teker birleştirmen gerekir parçaları. Bir duygu hissedersin, sonra bir duygu daha... Birleştirip ne anlama geldiğini çözmeye çalışırsın. Birilerini özlersin, bir umut beslersin. Kimi özlediğini, ne umduğunu hatırlamaya çalışırsın.

Bir kaç yıl önce benim de hayatım tam olarak bu şekilde ilerlemişti. Sevdiklerimden, kendimi yakın bulduklarımdan bir çok darbe yemiştim. Mesela bunların en acısı da öldü sandığım babamın aslında yaşadığını öğrenmiş olmamdı. Sonra... Beni doğururken kendi yaşamına son verdiğini sandığım annemin de yaşadığını yıllar yıllar sonra, artık büyüdüğümde öğrenmiştim. Tabi bunlara, bilmediğim bir kız kardeşimin olduğunu öğrendiğimi katmıyordum bile... Çok şey yaşamıştım. Bunca hayatımın aslında bir yalan olduğunu, doğru bildiğim yanlışların da gereğinden fazla olduğunu göstermişti hayat bana.

Ama şöyle bir gerçek vardı ki o da en güzel doğrumla, en güzel gerçeğimle karşılaşmıştım. Hep benim yanımda olmuştu. Mutluluğuma ve üzüntüme benimle birlikte ortak olmuştu... Bu acımasız hayata karşı yine de dimdik ayakta durmayı öğretmişti bana... Güçlü olmayı, asla ve asla yılmamayı öğretmişti... Ben onunla güçlenmiştim, onun sayesinde hâlâ yaşıyordum belki de. Eğer o olmasaydı... Bunun düşüncesi bile öyle kötüydü ki.

O, önce kalbime

Daha sonra da hayatıma girmeyi başarmış kocamdı benim.

Canımı bile gözüm kapalı uğruna verebilecek kadar sevdiğim kocamdı.

Ve bu evlilik aşkı öldürmek yerine, aşkla katlanmıştı resmen. Gün geçtikçe daha da fazla aşık oluyordum ona. Ben onun dış görünüşünden çok kalbine, beni seven yüreğine, beni sevişiine aşıktım. Ben onun gönlüne aşıktım. O güzel ve şefkatli yüreğine...

'Evlilik aşkı öldürür' sözü külliyen yalandı. Biz birbirimize her geçen gün daha fazla aşık oluyor, birbirimize daha fazla bağlanıyorduk adeta. Aramızdaki o sımsıkı ip kördüğüm olmuştu çoktan. Bizim birbirimizden başka yolumuz zaten yoktu, bundan sonra da olması imkansızdı. Bizi birbirimize bağlayan sadece aşkımız değildi çünkü.

İkizlerimiz de buna dahildi.

İki yakışıklı oğlumuz.

Bugün doğum günleri olan oğullarımız.

"Annee, pastamızı biz yapalım mııı?"

Yüzümdeki gülümsemeyle bugün 8 yaşına girecek olan oğluma çevirdim başımı. Bana böylesine masum bakarken nasıl reddedebilirdim ki? Onun ardından da diğer oğlum konuştu. "Evet annee, lütfeenn."

İkisi de birbirinden tatlı ve yakışıklıydı. Aynı babalarına çekmişlerdi. Gözlerini ise benden almışlardı. Sadece tonları farklılık gösteriyordu. Alas'ın göz rengi benimkiyle aynıydı. Aras'ın göz rengi de tam tamına teyzesi Armina'nın gözleriyle aynıydı.

Dişlerimi gösterecek şekilde gülümserken, "tamam bakalım, siz nasıl isterseniz." dediğimde ikisi de büyük bir sevinç ve heyecanla ellerini çırpmaya başladılar. Dudaklarımdan küçük bir kıkırtı kaçarken, "ama önce kahvaltınızı yapacaksınız." dedim. Hemen önlerindeki kahvaltı tabaklarındakileri büyük bir iştahla yemeye başladılar. Bugün için çok heyecanlılardı. Onlar için güzel bir doğum günü partisi düzenliyorduk. Her yıl olduğu gibi...

Asrın sabahın erken saatlerinde kalkıp holdinge gitmişti. Biraz işleri vardı. Kendi çocuklarının doğum gününe engel olmasın diye erkenden onları bitirmek için gitmişti.

ArYa (AŞK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin