Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben:" Hayır yani 5 santim şey nasıl bu kadar hızlı koşabilir? He-Ran:" K*ıçına motor takmış bacaksız!"
O garip ama sevimli yaratığı bulmak için ikiye ayrılmıştık. Asıl can sıkıcı olan yarım saat boyunca baş aşağı sallandıktan sonra bir anda ayaklarımın üstünde koşarak bit kadar bir yaratığı aramak!
He-Ran:" Aha orada!"
Eliyle bir kafeyi işaret ediyordu. Dışarda oturan insanlar üstlerindeki ağaç dallarında zıplayarak geçen minik Loe'yi görmüyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kafeye açık pencereden giren Loe ile biz de hiç düşünmeden peşinden girdik kafeye. Ama galiba kapıyı biraz fazla hızlı açtık.
Duvar ile adeta bütünleşen kapıyla bütün gözler bize çevrildi.
He-Ran:" Ne bakıyorsunuz be? Biliyorum güzelim ama ayıp yani."
Ona ters ters bakınca sustu. Aklı başında bir ben vardım. Birileri benim aklımı koruma altına almalı.
Zedd ile bu konuyu konuşmalıyım.
He-Ran:" Bacaksız erkekler tuvaletine giriş yaptı." Ben:" Ne?"
He-Ran bir küfür mırıldandı.
He-Ran:" Bizimkinin diyorum cinsiyeti erkekmiş. İşemeye gitti." Ben:" Nereden biliyorsun işediğini?" He-Ran:" Tuvalette başka ne yapılır Hanuel? Ya işer ya da-"
Elimle ağzını kapatıp etrafımıza baktım. Hâlâ herkes uzaylı görmüş gibi bize bakıyordu.
He-Ran:" Ay ne bakıyorsunuz be?!"
Son ses cırlayan He-Ran ile ben dahil herkes başka yöne bakmaya başladı. Ben birkaç adım geriye gittim.
He-Ran:" Sen nereye?" Ben:" Ne demek nereye? Jimin'i veya Jin'i bulalım. Onlar girip yakalasınlar." He-Ran:" He kanka, Loe'de zaten birileri gelsede beni yakalasa diye bekliyordu."
