Düşünceli bir şekilde Zedd, Jimin, Jin ve yanlarında ki adama baktım. Geniş balkonda hararetli bir şeyler konuşuyorlardı.
Ben:" Sanmıyorum." He-Ran:" Ne demek sanmıyorum?! Baksana baya baya dedikodu havasındalar." He-Ran:" Hem niye onlar orada biz buradayız?! Benim ne eksiğim var Jin'den!" Ben:" Erkeklere özel bir şeyler konuşuyor olabilirler." He-Ran:" En fazla ne konuşabilirler? Nasıl çocuk yapıldığını falan mı? Ben bu konuda onlardan daha çok bilgi sahibiyim."
Yan yan patavatsız arkadaşıma baktım.
Ben:" Sen ne saçmalıyorsun He-Ran?"
Omuz silkti.
Ben:" Gel gidelim ya. Sıkıldım ben. Onlar konuşsunlar. Zaten bize ihtiyaç yok." He-Ran:" Aynen kanka. Gel adam kesek aman işte etrafı gezek."
Kıkırdayarak onu onayladım. Yapacak daha verimli bir şey yok gibiydi. Kol kola girdik. Tam kapıdan çıkacakken arkadan birisi bize seslendi.
Zedd:" Kızlar!"
He-Ran ile önce birbirmize sonra Zedd'e baktık.
He-Ran:" Siz dedikodu yaparken biz burada sap gibi duracak mıydık?! Gidiyoruz biz, hıh."
Çocuk gibi küsmüştü. Onlar afallayarak bize bakarken Jin bir şeyler dedi ve o adam ve Zedd'in kaşları çatıldı. Ben omuz silktim ve He-Ran ile beraber kapıyı açıp dışarı çıktık.
Ben:" Burası çok güzel ya!" He-Ran:" Burdan birisine nikahı bassam acaba burada yaşayabilir miyim?"
Şaşkınca suratına baktım.
Ben:" Yaşarsın herhalde. Bir de çocuk yaptın mı işin garanti."
Gülerek kalçasını benimkine vurdu.
He-Ran:" Sen çok zekisin kanka. Ben bi düşüneyim bunu."
Gülerek yürümeye başladık. Ciddi ciddi düşünürdü.
Ben:" Şu kıza bak. Ne kadar şekilsiz bir şey! Bir de yanında ki adama bak."
İğrenerek baktığım yere baktı.
He-Ran:" Iyy, bu çocuğa bu karı mı?! Gerçekten zevksiz adammış!"
Onu onayladım ve onların yanından geçerken adam bizi süzdü. Baya baya akşam yemeği gibi baktı bize.
Ben:" Ne bakıyorsun be! Kız! Sahip çık yanındakine!"
He-Ran koluma cimcik atınca küçük bir inleme firar etti dudaklarımdan. He-Ran bana ters ters baktı ve arkamızı işaret etti. Jin durmuş bize daha doğru He-Ran'a bakıyordu.
He-Ran:" Siz arkadaşımın kusuruna bakmayın. Kendisi fazla cırtlaktır."
Göz devirdim ve bu sefer ben ona cimcik attım.
He-Ran:" Neyse, yanında ki şey sevgilin değil herhalde." Adam:" Yok, kuzenim." Ben:" Kız gen konusunda tencerenin dibini sıyırmış."
Kendi kendime fısıldadığım şeyi He-Ran duymuştu. Güldü ama adam farklı anladı. He-Ran'ın beline kolunu koyduğu sırada Jin adamın kolunun itti ve tam suratının ortasına yumruğunu geçirdi.
Zedd:" Ayrılın!"
Kavga büyümeyen sonlandı. Adam burnunu tutarak Jin'e bakıyordu. Jin umursamaz bir ifadeyle He-Ran'ı alıp gitti. Ben de Zedd ile yürümeye başladım.
Ben:" Ne konuştunuz?" Zedd:" Önemli bir şey değil. Hanuel, senden bir şey isteyeceğim." Ben:" ?" Zedd:" Jimin'den uzak dur."
Şaşkınca yüzüne baktım.
Zedd:" Aranızdaki şey başlamadan bitsin. İnan bana ikinizi içinde en doğru olanı bu." Ben:" Anlamadım. Bizim aramızda ki şey seni niye ilgilendiriyor?" Zedd:" İkinizde zıt elementlere sahipsiniz. Aranızda sevgi namına bir şeyler gelişirse bunun etkisini fark edersiniz." Ben:" Şuana kadar herhangi bir etkisi olmadı." Zedd:" Çünkü yeterince yakın değilsiniz ama zaman geçtikçe aranızdaki farklılığı anlayacaksınız." Zedd:" En doğrusu bu."
Tek kelime daha etmede yanımdan ayrıldı. Ben bu lafları takmadım tabi. Omuz silkerek arkamı döndüm. Tam bir adım atacakken Jimin'in buz gibi duygusuz yüzüyle karşılaştım. Anlaşılan ben değil ama o bu lafları ciddiye almıştı çünkü yüzünün aksine gözleri ateş saçıyordu.
Hi herkese, nasılsınız bakalım? Ben geçenlerde düştüm ve bu yüzden hiç iyi değilim. Neyse, tatil nasıl gidiyor bakalım? Valla benimkisi gitmiyor. Hep evdeyiz. Ne bir kum, ne bir güneş, ne bir deniz...hiçbiri yok.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
