Beni böyle bir duruma düşürdüğü için He-Ran adlı zalimi diri diri gömebilirdim. Tabi bunu Jimin'in olmadığı bir ortamda yapmalıydım. Özellikle onun sırtında kum torbası gibi sallanırken...
Ben:" Bu yaptığına insan kaçırma deniyor! Derhal indir beni!"
Jimin:" Cırlamakdan ve şiddet içerikli hareketlerine son verirsen belki düşünebilirim."Kaşlarımı çatarak ağzıma gelen saçlarımı elimle topladım.
Ben:" Ben bir çuval değilim! Beni yere bırak!"
Jimin:" Birazdan seni yatağa bırakacağım güzelim. O yüzden artık kıpırdanıp durma."Bu adamın içine ne kaçmış böyle? İç sesimi onaylayarak bize tuhaf bakışlar atan insanlara kötü kötü baktım. Sanki isteyerek adamın sırtına çıktım!
Ben:" Herkes bize bakıyor."
Jimin:" Sende onlara bak ama gülümse biraz. Somurtup durdun zaten tüm gece."
Ben:" Sapık gibi beni davranmaktan vazgeçersen neden olmasın?"
Jimin:" Huysuzlanma artık."Elimle ağzının ortasına vurmak istemem normal mi? Aslında kürek veya kazma ile daha iyi olur.
Jimin:" Geldik işte."
Açılan kapıyla eş zamanlı olarak beni yere indirdi. Sinirle saçlarımı yüzümden çektim. Resmen rezil olmuştuk.
Jimin:" Ben duş alacağım. Sen de kendin odan gibi davran."
Kapıyı kilitleyerek rahat bir ifadeyle banyoya girdi. Cidden girdi. Tereddüt bile etmedi.
Ben:" Pislik civciv!"
Olduğum yerde sinirle tepindim. Elbisemi de kırıştırmış öküz!
Ben:" Gıcık çamur suratlı!"
Jimin:" Ağzına biber sürmene az kaldı."Gözlerimi kırpıştırarak banyo kapısına baktım. Duymuş muydu ya? Bağırmamıştım bile...
Kulağıma gelen su sesleriyle şımarık kız çocukları gibi bir ayağımı yere vurdum. Siyah ve bordo renklerinde ki odada göz gezdirdim. Simsiyah çift kişilik bir yatak ve onun biraz uzağında başka bir çift kişilik yatak vardı.
Bizim yataklarımız tek kişilikti ama! Adaletiniz batsın! Beyaz halıya basarak camın yanına ilerledim. Küçük bir buz dolabı vardı odada. Otel odası gibiydi oda. Aklıma bizim kaldığımız oda gelince kaşlarım çatıldı. Cinsiyetçilik mi yapıyorlar anlamıyorum ki?
Camın yanında duran kırmızı koltuğa kendimi attım. Ayaklarımı hissetmiyorum. Ayağındaki topuklu ayakkabıları sırasıyla çıkararak odanın farklı köşelerine attım.
Elimi çenemin altına koyarak karanlık geceyi izlemeye başladım. Bir sehpa da olsa ayaklarımı uzatırdım. Rahatım önemli sonuçta. Üşenmesem minik buz dolabından soğuk bir şeyler de alırdım.
Gözlerim duvarda asılı saate kaydı. 00.23.
Uykum geliyordu ama acaba hangi yatak benimdi? Yataklar arasında gözlerim mekik dokudu. Siyah olanda yatardı herhalde. Gözlerim üstündeki kabarık elbiseye takıldı.
Ben:" He-Ran'a ne tür bir işkence yapsam içim soğur acaba?"
Aniden açılan banyo kapısısıyla gözlerim benden izinsiz o tarafa kaydı. Beline siyah bir havlu saran adam başka bir havluyla saçlarını kuruluyordu. Saçlarından damlayan damlalar önce sert duran göğsüne oradan da karın kaslarına uzun bir yol çiziyordu. İstemsizce yutkunduğumda Jimin kafasını kaldırıp bana baktı.
Yamuk bir gülümsemeyle bana baktı ve göz kırparak dolabına ilerledi. Geniş sırtı ile bakışmakdan neden şikayetçi değilim acaba?
Jimin:" İstersen burada giyinebilirim veya direk-"
Elimle sözünü kestim.
Ben:" Tek bir kelime daha edersen eğer senin için hiç hoş olmayacak şeyler yaşanır bu odada."
Tehditime gülerek banyoya girdi. Pislik işte! Katıksız hemde!
Jimin:" Gece için dolabımdan bir şeyler al."
Homurdanarak ayağ kalktım. İki tane dolap vardı odada. Biz bir dolabı paylaşıyorduk He-Ran ile ama burada çifte standart vardı. Jimin'in az önce kıyafet aldığı dolabı açtım. Erkek kıyafetleri arasından ne giyinebilidim?
Elime siyah bir tişört aldım. O banyodan çıkmadan hızlıca soyundum ve tişörtü kafandan geçirdim. Doğal olarak bana bol gelen tişört kalçalarımı örtüyordu ama bacaklarım kabak gibi ortadaydı. Altına da bir eşofman geçirdim ve belimden düşmesin diye iplerini sıkarak sıkı bir düğüm yaptım. Parçalarını da katladım.
Jimin banyodan çıkmış beni inceliyordu.
Ben:" Ne zamandır beni izliyorsun?"
Dudağının kenarı tembelce yukarı kıvrıldı.
Jimin:" Bir şey görmedim merak etme. Hadi yatalım artık."
Ona bakmadan kırmızı yatağa ilerledim ama bir anda güçlü eller belimi sardı ve bir anda havalandım. Daha doğrusu uçtum.
Bir anda kendimi siyah yatağın içinde bulunca ağzım açık bir şekilde ona bakmaya başladım.
Jimin:" Benim yatağımda benimle beraber yatıyorsun küçük hanım."
Farkındayım, bölümler geç geliyor. Akşam saat 16.05'ye kadar derse giriyorum ve sonrasında gözlerim normal olarak ağrıyor. Ayrıca bitmeyen ödevler de cabası.
Hikayeye ara vermeyi veya kaldırmayı düşünmeye başladım. Hafta sonları da genelde dolu olduğum için hikayeye bölüm gelmiyor. Ayrıca voteler çok düşük. Okunma sayısı ile karşılaştırıldığında oldukça az.
Bir sonraki bölüm de görüşmek dileğiyle...💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT SAHİPLERİ
Random4 temel element ve kadim bir güç. Peki bu gücün karşılığı ne? Peki ya aşk... Mümkün olabilir miydi iki zıt element sahibinin aşkı?