~34~

513 35 34
                                    

Hani bazı anlar vardır, insana çaresiz hisseder. Böyle görünmez ipler elinizi kolunuzu bağlamış gibidir. İnsanlar o ipleri görmez ve sizden inatla bir şeyler yapmanızı isterler.

Aynen bu durumdayım işte. İlk defa böyle bir şey yaşıyorum.

Elminster beni en üst kata çıkarmıştı. Oradan da çatıya çıkmıştık. He-Ran'da bizimleydi ama bilinci kapalıydı.

Beyaz yuvarlak bir masa vardı ve masanın üstünde kırmızı, kahverengi ve şeffaf renkte üç küre duruyordu. Kürelerden muazzam bir enerji yayılıyordu.

Bir an ben bile kendimi kaybediyordum neredeyse o derece yani.

Küreler havada asılı duruyordu.

Elminster:" Son bir adım, sadece bir adım kaldı."

Yürüyerek masaya ellerini dayadı. Gözlerinde gördüğüm ifade tüylerimin ürpermesine sebebiyet veriyordu.

Kafayı sıyırmış bir büyücüyle baş başa kalmayı nasıl becerdin?

Bir de şu susmak bilmeyen ses vardı tabii.

Elminster:" Bana arzuladığımız gücü sen vereceksin."

Ama sor bakalım ben vermek istiyor muyum?

Ağzına vurasın gelmiyor mu?

Benim şahsen kafa göz dalasım geldi ama bedenim başka boyutta olunca yapamıyorum.

Benim yerime bir tane yumruk atıver.

Yumruk atmayı da bilmiyorsundur sen şimdi.

Elminster:" Yanıma yaklaş benim güzel kızım."
Ben:" Yok ya, ben iyiyim böyle."

Kaşlarını çatan büyücü elini bana doğru uzattı. Aniden altımda bulunan yer kaymaya başladı. Sonunda durdurduğunda onun yanındaydım.

Elminster:" Birazdan her şey bitecek ve melek dileğimi gerçekleştirecek."

Bir de melek mi geliyordu bu s*k beyinlinin dileği için?

Şimdi sen bunu da bilmiyorsundur.

Gelecek olan melek g*t beyinlinin dileğini gerçekleştirecek melek. 4 element birleştiğinde çağrıya kulak verir.

Kulakları kesilesicenin meleği!

Ben:" Ne dileyeceksin?"
Elminster:" Birkaç dakika sonra bu dünyadan varlığın silinecek. Sence bu minik ayrıntının senin için bir önemi var mı?"
Ben:" Eh, ne için öldüğümü bilmek hakkımdır diye düşünüyorum."

Gözlerini masaya dikti ve düşünmeye başladı.

Naz yapıyor bir de!

İlk defa haklısın dostum.

Ben:" Eee, sabaha kadar senin nazını mı çekeceğim?"

Aniden doğruldu ve arkasını döndü. Terasın ucundaki masadan bir çanta aldı.

Çantayı yanıma getirdi. İçinde bir kolye ve hançer vardı.

Elminster:" Elini kes ve kanı kolyeye akıt."
Ben:" Kolye ne alaka?"

Su elementini temsil eden güç kolyesi bu. Bunu da mı anlatmadılar?

Elminster:" Kendi elementinin kolyesini bile tanımıyorsun ha."

Yutkunarak elindeki kolyeye baktım. Çok güzeldi. Dalga şeklindeki sembolün içinde sanki dalgalı bir deniz vardı. Hatta dalga seslerini bile duyabiliyordum. Dediği şeyi yapamazdım. Ne dileyeceğini bile bilmiyordum -ki onun gibi bir öcünün iyi bir şey dilmemesini beklemiyorum-.

ELEMENT SAHİPLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin