Şu hayatta her şeyin bir bedeli varmış. Bazen iyi bazense kötü. Bizim ödeyeceğiniz bedel ne... Yaşamak için bir bedel ödenmesi gerekiyor mu? Demek ki gerekiyormuş...
Ben:" Güney Kore Seul?"
Jimin:" Evet..."
He-Ran:" Oha! Kızım burası Kore! Lan resmen Kore'ye gelmişiz."
Jin:" Sen eskiden nerede yaşıyordun?"
He-Ran:" Türkiye...Yani bir süreliğine. Normalde dünyayı geziyorum."
Jin:" Dans okulunu kim idare ediyor?"
He-Ran:" Benim altımda çalışan birkaç ortak. Bende telefon aracılığıyla idare ediyorum."
He-Ran:" Tabi, 3 ayda bir gidiyorum."
Jimin:" İyiymiş..."
Jin:" Sanki sen farklısın Jimin!"
Jin:" Her ay iş için başka ülkelere gidiyor."
Jimin:" Sen de yemek yarışmalarına gidiyorsun. Ayrıca hyung, ay da bir gitmiyorum. 3 ayda bir nadiren gidiyorum."
Jin:" Eminim öyledir..."Jimin kaşlarını çatarak Jin'e baktı.
Ben:" Herhalde bir tek ben gezgin değilim."
He-Ran:" Kongrelere katılıyorsun ya..."
Ben:" Bu konu sıkıcı"
Jimin:" E, bu bunak nerede?"
He-Ran:" He valla, gitti gelmedi."
Jimin:" Tüm gün oturup yemek yemeyeceğiz herhalde, bulalım şunu."
Jin:" Valla ben çok açım."
He-Ran:" Bende..."
Jimin:" Ben giderim."
Ben:" Bende geleyim. Hem hareket olur biraz."Onun peşine takıldım ve yemek salonundan ayrıldık.
●●●●●●●●●●
Bu kat oldukça büyüktü. Yani sanki sonu yokmuş gibi görünüyordu.
Jimin:" Yorulduysan sen geri dön."
Ben:" Bende sana aynı şeyi diyecektim. Ben yorulmadım."Jimin umursamaz bir ifadeyle omuz silkti. Bu adam niye böyle ya...
Dede:" Bunu nereye kadar saklayabiliriz?!"
Ses ilerideki odadan geliyordu. Jimin ile birbirimize baktık.
Jimin:" Sen burada kal. Ben bakıp geliyorum."
Göz devirdim ve ondan önce yürümeye başladım.
Arkama baktığımda Jimin 'Ben bu kızı niye yanıma aldım ki?'der gibiydi.Kapının önüne geldiğimizde konuşmalar netleşmişti.
Evet, kapı dinlemek hoş bir şey değil. Ama Jimin gayet istekli gibiydi. Benim de işime geldiğine göre...X:" Eğer öleceklerini öğrenirlerse bu hiç iyi olmaz. Güçleri yıkıcı düzeyde bunu sende biliyorsun. Riske atamayız. Evrenin düzenini bozamayız."
Bu ses oldukça yaşlı birine aitti. Tanıdık bir ses değildi. Ama sanki bilindik gibiydi. Yani sanki bu sesi çok eskiden duymuş gibiydim.
Jimin'de benimle aynı şeyleri düşünüyor gibiydi.
Yavaşça eğilip kulağıma fısıldadı.Jimin:" Bu adam bizden bahsediyor olabilir mi?"
Sesi ve nefesi tüylerimi ürpermişti. Olabilirdi...
Dede:" Bilmeye hakları var..."
X:" Bu sadece bir risk. Onları koruyabilirsek eğer tehlike ortadan kalkar."
Dede:" Hayır, savaşmalıyız! Kötülüğe karşı boyun eğemeyiz."
X:" Elminster onların tarafında..."
Dede:" Ne!!!"Tam bu sırada Jin ve He-Ran bizi aramaya gelmişti. Jin yanlışlıkla bir sehpaya çarptı.
Jimin ve ben:"Şşş!!!"
Jin:" Ah dizim!"He-Ran eliyle onun ağzını kapattı.
Jimin:" Bir boklar dönüyor..."
Dede:" Bekle biraz. Dışarıda birileri var."O an Jimin hiç beklemeden içeri daldı. Bizde peşinden gittik.
Jimin:" KONUŞ LAN! BİZDEN NE BOKLAR SAKLIYORSUNUZ! KONUŞ!!!"
Ben:" O konuştuğun kişi nerede!?!"
He-Ran:" Siz ikiniz kafayı mı yediniz?"
Ben:" Kafayı yemedik. Bu ihtiyar az önce biriyle konuşuyordu. Bizden çok önemli bir şeyler saklıyor. Hemde sakladığı şeyler bizimle ilgili!"
Dede:" Tamam, anlatacağım. Size her şeyi en başından anlatacağım. Sadece sakin olun."Dede bir koltuğa oturdu. Bizde onun etrafına sandalye çektik ve oturduk.
Dede:" Benim isimim Zedd. 4 kadim büyücüden biriyim. Benim görevim element sahiplerinin güvenliğini sağlamak ve onları gerekli durumlarda eğitmek. Konuştuğum büyücünün adı Mendel. O element sahiplerinin seçer. 4 kadim büyücüden biri. O hepinizi özel olarak bebekken seçti. Sizin kulağınızına fısıldadı. Bu yüzden sesi size tanıdık gelmiştir. Geriye kalan iki büyücüden birinin ismi Medea. Güçlü bir cadı. Geleceği görür. O bizden uzakta, kendi topraklarında yaşıyor. Son büyücünün ismi ise Elminster. O...bize ihanet etti. Sizin güçlerimizin peşine düştü. Güç ve kudret isteği onu yedi bitirdi."
Jin:" O zaten çok güçlü değil mi?"
Zedd:" Sizin kadar değil. Sizin güçleriniz birleştiğinde ortaya mutlak bir güç çıkıyor. Bu güç istenilen bir dileği gerçekleştirebiliyor."
He-Ran:" E, iyi işe. Yenelim o malı!"
Zadd:" Hayatta her şeyin bir karşılığı vardır. Her dilek için bir bedel ödenmelidir. Maalesef bu gücü kullanırsak siz...öleceksiniz...."Bu kadar basitti.
Peki ya neden biz?
Bu gücün karşılığı ölüm mü yani?
Ne kadar ağır bir bedel...Evet, kısa oldu ama güzel oldu bence. Bir sonraki bölüm daha heyecanlı ve uzun olucak. Hafta sonu diğer hikayelerime bölüm atıcam. Bu hikayeye hafta içi bölüm gelicek.
Vote atarsanız moralim yükselir ve bölümler daha verimli olur.
Yorum yaparsanız da beni çok mutlu edersiniz.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.😄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT SAHİPLERİ
Random4 temel element ve kadim bir güç. Peki bu gücün karşılığı ne? Peki ya aşk... Mümkün olabilir miydi iki zıt element sahibinin aşkı?