Akşam mecburen yine çadır kurmuştuk. Dün akşamki kıyafetleri mecburen yine giydik.
Ateşin etrafında oturuyorduk ve sohbet ediyorduk.He-Ran:" Kulaklığıma kavuşamadan maceralara atılmakta varmış..."
Kulağıma fısıldamasıyla tebessüm ettim. O ise yine pis pis Jin'e bakıyordu.
Ben:" Senin kulaklığın nasıl onun eline geçti?"
He-Ran:" Ya, kendi kulaklığını bulamamış. Sonra benimkini almış. Sonra zaten bildiğin gibi nereye koyduğunu unutmuş!"Onu kafamla onayladım ve önüme döndüm.
Jimin çadır kurar kurmaz bileğime krem sürüp buz koymuştu. Gerçi ben krem sürerken biraz cırlamış olabilirim ama canım acıdı yani...
Yere yorgan örtmüştük. Bugün dışarıda uyuyacaktık. Çadırda sıkıntı varmış. Gerçekten bir açılıyor sonra iki dakika sonra aniden kapanıyordu.
Tabi, Jin o çadırın küçük hali ile oynarken elinden düşürürse böyle olur.
Oflayarak yorganıma uzandım. Ateş olmasa donardık herhalde...
Jin ve Jimin aralarında konuşuyorlardı. Bazen Jin bazen Jimin gülüyordu. Zedd ise çadırın çevresine bakıyordu. Herhangi bir tehlike var mı diye.
He-Ran ise uyumaya çalışıyordu ama pek de başarılı olamıyordu. Telefon galerisinde geziniyordu.
Ben de yıldızları izliyordum.●●●●●●●●●●●●●●
Herkez uyumuştu. Ben ve Jimin hariç.
Ben:" Yıldızları hiç bu kadar yakından görmemiştim."
Beni onayladı.
Ben:" Aslında izlemeye zamanım da olmazdı. Kendime hiç zamana ayırmazdım."
Ben:" Biri öldüğünde yıldız olduğunu duymuştum."Kafamı ona çevirdim. Yanımda uzanıyordu. Bir kolunu kafasının altına koymuştu.
Jimin:" Ben de duymuştum. Bu yüzden yıldızları izlemeyi çok severim."
O da bana baktı. Yine çok mu yakındık ne?
Ben:" Sevdiğin birini mi kaybettin?"
Gözlerini benden çekti ve gök yüzüne çevirdi.
Jimin:" Evet"
Derin bir nefes aldı.
Ben:" İstemiyorsan eğer anlatmak zorunda değilsin."
Jimin:" Ben 5 yaşındaydım o zamanlar. Evimiz de yangın çıktı. Daha doğrusu bilerek yaptılar. Çok düşmanımız vardı o zamanlar."Dönüp bana baktı.
Jimin:" O yangından bir tek ben sağ çıktım. Annem, babam ve küçük erkek kardeşim can çekişerek öldü. O gün bahçemizde iki adam görmüştüm."
Bedenini tamamen bana döndü.
Jimin:" Sonra amcam beni yanına aldı. 18 yaşına gelince de aile şirketinin başına geçtim. Ama o geceyi hiç unutmadım. O adamları polisler bulamadı. Ama ben bulacağım!"
Çok yakındık. Bedenlerimiz arasında milimetrelik bir boşluk vardı.
Ben:" Peki amcan?"
Jimin:" Emekliye ayrıldı. Evinde oturuyor."Onu kafamla onayladım.
Tekrar yıldızlara bakmaya başladım.Ben:" Bu hikayeyi kaç kişiye anlattın?"
Jimin:" Bizim gruptaki herkes biliyor. Bir de sen."Gözlerine baktım. Kendimi özel hissetmiştim.
Zaten onunlayken hep böyle oluyordu. Mesela diğer kızların sarılışına karşılık vermiyordu ama ben sarılınca ellerini belime koyup bana sarılıyordu.Ben:" Ailen için üzgünüm. Aslına bakarsan ne diyeceğimi bilemiyorum."
Jimin:" Bir şey demene gerek yok. Yanım da olman yeterli."
Jin:" Ya gidin az ötede cilveleşin! Salın bizi de uyuyalım!"Birbirimize bakarak kıkırdamaya başladık.
Jin bu sefer doğruldu ve sert bir şekilde bize bakmaya başladı.Jin:" He-Ran'ı da uyandıracaksınız!!!"
Dudaklarımı birbirine bastırdım.
Jimin:" Sen son zamanlarda bu kızı çok düşünür oldun hyung. Hayırdır?"
Jin kaşlarını çattı.
Jin:" Beni sinirlendirme Jimin! Siktirtme belanı!"
Gülmemek için olağan üstü bir çaba içerisindeydim.
Jin söylenerek uzandı. Jimin'de yanağıma kaçamak bir öpücük bıraktı ve yerine geçti. Utanarak uzandım ben de.
He-Ran:" Sizin aranızda bir şeyler var ama neyse."
Ben:" Sen uyanık mıydın???"He-Ran kıkırdadı.
Hadi ama, nasıl uyanıktı...
Umarım öptüğünü görmemiştir.İlerideki bölümler daha güzle olacak inşallah...
Vote ve yorum diye tepinmektan bir gün bacağımı kıracam.
Bu arada önümdeki ay bölüm yok. Bu ayda az gelecek çünkü LGS var mağlesef...😢😢😢
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT SAHİPLERİ
Random4 temel element ve kadim bir güç. Peki bu gücün karşılığı ne? Peki ya aşk... Mümkün olabilir miydi iki zıt element sahibinin aşkı?