~40~

466 30 38
                                    

Araf:

Hanuel'den...

Ben:" Talu- ne?"
Sahra:" Talupia. Ölüm tanrısının kız kardeşi."
Erke:" Kaçık karı."
Sahra:" Kapa çeneni!"
Erke:" Ne? Yalan mı? Düpedüz manyak işte. Oğlum kafayı sıyırmış o kadın! Sırf ağzımdan birkaç argo çıktı diye beni senin yanına gönderdi. Hadi beni geçtim. Lan, küçükcük veletin burada ne işi var?!"

Birazcık haklıydı. Ama onlar böyle konuştukça ben daha fazla geriliyordum. Bu da demek oluyor ki her an ikinci bir depresyona girebilirim.

Ben:" Yani ben sonsuza kadar burada hapis kalabilirim. Öyle mi?" 
Erke:" Ağlamayacağına söz verirsen cevap verebilirim."

Erke'yi umursamadan Sahra'ya döndüm. Ciddi bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

Sahra:" Senin burada kalman demek ek masraf demek. Ek masraflardan hoşlanmam."

Dalga mı geçiyordu? Gerçi yüz ifadesi pek de dalga geçiyormuş gibi değildi. Son derece ciddiydi.

Ben:" Karşıma çıkan herkes mi deli olmak zorunda? Sadece bir tane akıllı istiyorum."
Sahra:" Bu kızıl çaylak az önce bana hakaret girişiminde mi bulundu?"
Ben:" Kapa çeneni be! Sen nefes aldığı her saniye bana hakaret ediyorsun!"

Avazım çıktığınca bağırdığım için ikiside kulaklarını kapatıp küfür mırıldandı. Beter olun.

"Hıh" dercesine bir hareket yaptım. Trip atmaya bayılıyorum arkadaş. Bende mi bir sorun var acaba? Çünkü trip atmak bana inanılmaz bir zevk veriyor.

Erke:" Kız haklı."

Sahra ona 'etlerini kasapda kesip kıyma yaptırıp sevap niyetine herkese dağıtırım' der gibi baktı.

Erke:" Yani birazcık. Ucundan yani. Çok da şey etmemek lazım."

Sahra tek kaşını yavaşça havaya kaldırdı. Resmen bakışları ve mimikleriyle tehdit ediyordu.

Erke:" Sen haklısın Sahra. Sen hep haklısın Sahra."

Gözlerimi devirerek kafamı geriye yaslayarak gök yüzüne hüzünlü bir bakış attım. Ben geri dönüp sevdiklerimle kucaklaşmak istiyordum ama bunlar bana Cehennem Kapısı falan diyorlardı. Bende sanki anlıyormuş gibi kafamı sallıyordum. 

Ama gerçek şu ki bir bok anladığım yoktu.

Sahra:" Seni dünyaya götürmek yerine bir arabaya bindirip Cehennem Kapılarına götürebilir. Bilemiyorum belki de Cennet'e gidersin. Yani sana acırsa belki oraya götürür."
Erke:" Acımak mı? Ciddi misin? O mu acıyacak? Vicdansız oğlum o karı! Vicdan yoksunu şeytan yüzlü pis kadın! O Hades'in değil şeytanın kardeşi olmalıymış."

Sahra sussun diye kafasına bir tane geçirdi. Sonra bana döndü ama ben hâlâ umutsuzca gök yüzüne bakıyordum.

Erke:" Yine depresyona girdi galiba."

Omzuyla omzuma vurdu. Tepki vermeyince ofladı.

Erke:" Depresyonlardan çıkmıyor melek yüzlüm."
Sahra:" Sus sana artık!"

Bence de sussun artık.

Ben:" İyi madem. Yapacak bir şey yok."
Erke:" Sen bu melek yüzünle Cehennemler de mi yanacaksın şimdi? Buna için el vermez."

Teselli mi ediyordu yoksa küfür mü ediyordu belli değil.

Şimdi anladığım kadarıyla bu Taluipa denilen kişi Erke, Sahra ve Dora'yı buraya kapatan kişiydi. Aynı zamanda beni de buradan çıkaracak kişiydi. Gerçi Erke'ye göre beni Araf'tan Cehhenem'e göndermek için çıkarırmış. Onun dışında da burada kalırmışım. 

ELEMENT SAHİPLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin