~5~

820 45 19
                                    

Hepimiz Zadd'in etrafında toplanmıştık.

Zadd:" Burada kendilerini 'garip' olarak nitelendirilen insanlar var. Kimisi görünmez, kimisi olağan üstü hızlı, kimisi de etrafına elektrikler saçıyor."
Zadd:" Burada onlar ile birlikte antrenman yapacak ve kendinizi sınıycaksınız."
Jin:" Bize bir şeyler öğretmiycek misin?"
Zadd:" Hayır..."
He-Ran:" Peki bizi buraya gebermemiz için mi getirdin?!"
Zadd:" Hayır..."
He-Ran:" E, biz ne bok yiycez burada?!"
Jin:" Bu herifler bizim ebemizi s*ker."
Zadd:" Ölmenize izin vermem."
He-Ran:" Sağol ya, çok yardım ettin."
Zadd:" Hadi hadi, bırakın eğlenmeyi!"
Jin:" Bu işin sonunda boku yiycez ama neyse..."

Jimin ile sessizce onları dinledik. Sadece dinledik.

Zadd:" Şimdi,"

Bastonunu yere vurdu ve herkez buraya toplandı."

He-Ran:" Gelin gelin, k*çıma girin."
Ben:" He-Ran!"
He-Ran:" Ne! Doğruyu söylemek de suç oldu!"
Zadd:" Şimdi oynayacağınız oyunda iki takıma ayrılacaksınız. Tepede gördüğünüz bayrağı ilk alan kişi takımına bu oyunu kazandıracak."
Zadd:" Min-Hi ve Jung-Hee, takımlarınızı oluşturun."

Zadd kıza mavi ve erkeğe ise kırmızı tişörtü verdi. Sıra sıra isimler söyleniyor ve takımlar oluşuyordu.

Ben:" He-Ran, dövüş eğitimi falan işe yarar mı bu değişiklerin üzerinde?"

Uzun bir süre karate ve judo eğitimi almıştım. Zaten dövüşmek bizim ailenin genlerinde var.
Tabi ki bu kulüplere tek başıma gitmedim. He-Ran'da benimle birlikte geldi.
Aslında ben onun başının etini yedim.
Hatırladığım kadarıyla 1 hafta boyunca onu ikna edememiştim.
Sonunda benim çeneme dayanamadı ve kabul etti😉.

He-Ran:" Ne biliyim ben! Gücümüz var ama kullanmayı bilmiyiz."

Jung-Hee:" Hey! Sen,"

Bakışlarım o tarafa kaydı. Jung-Hee denilen çocuk bana bakarak el sallıyordu.

Jung-Hee:" Senin ismin ne?"
Ben:" Haneul"
Jung-Hee:" Takımıma Hanuel'i de alıyorum"

İyi halt ediyorsun.
Bıkkın bir nefes verdim ve onun olduğu tarafa yürümeye başladım.

JK:" Hanuel?"

Jungkook'un sesini duymamla kafamı kaldırıp ona baktım.

JK:" Artık takım arkadaşımsın..."
Ben:" Buna başka zaman olsa sevinebilirdim."
JK:" Peki, şimdi neden sevinmiyorsun?"
Ben:" Ah, henüz güçlerimizi kullanmayı bile bilmiyoruz ve olağan üstü güçleri olan insanlar ile savaşıcaz. Yani oyun oynuycaz."

JK bu sözlerimin üzerine sırıttı ve kolunu omzuma atıp beni kendine çekti.

JK:" Korkma prenses, ben seni korurum."
Ben:" Prenses?"
JK:" İçimden öyle demek geldi."
He-Ran:" Siz tanışıyor musunuz?"
Ben:" Jung-Hee seni de mi takımına seçti?"
He-Ran:" Hı, seçmese hatrım kalırdı!"
JK:" Prenses, bizi tanışırmıycak mısın?"
He-Ran:" Prenses?"
Ben:" He-Ran Jungkookie, Jungkookie He-Ran"
JK:" Jungkookie?"
Ben:" İçimden öyle demek geldi."

JK sesli bir şekilde güldü.

He-Ran:" Jimin ve Jin karşı takımda."
Ben:"..."
JK:" Taehyung ve Namjoon hyung da karşı takımda."
JK:" Ama Yoongi hyung ve Hoseok hyung bizim takımda."
He-Ran:" İyi, tanışalım o zaman."

JK önümüzde yürürken bizde onun arkasından gidiyorduk. He-Ran kulağıma fısıldadı.

He-Ran:" Kızım, bunlar kim? Ayrıca Jimin ve Jin'i nereden tanıyorlar? Ayrıca sen o tavşan tipliyi nereden tanıyorsun? Bak bu üç soruya hemen cevap istiyorum."
Ben:" Şimdi, bu adamla ile Jimin ve Jin çocukluk arkadaşıymış. Biz Jungkookie ile az önce tanışdık."
He-Ran:" İyi de sen ne olduğu bilinmeyen insanlar ile neden konuşuyorsun?"
Ben:" Ne biliyim..."
He-Ran:" Ne demek o? Ben mi bilicem?!"
JK:" Yoongi hyung, Hoseok hyung!"
X:" Ne bağırıyorsun beh!"

ELEMENT SAHİPLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin