He-Ran o gün adeta ateş püskürtmüştü.
Kızı elinden zor kurtarmıştım. Evet, o esnada Erke ve Taehyung içeceklerini tokuşturarak olayı izlemese her şey çok daha kolay olurdu. Ayırmaya çalışırken neredeyse arada kaynıyorduk. Jin'in yanağında ki tırnak izlerine değinmek bile istemiyorum.
Jin beş gündür ağır trip yiyordu. Galiba flört gibi bir şeylerdi. He-Ran'da biraz çılgın bir karakter olduğu için arada böyle yükselişleri oluyordu.
Çok da takmamak gerekiyordu yani. Kendimden biliyorum.
Bir defasında sırf onun beğendiği çantayı bilmeden satın aldım diye iki hafta trip yemiştim.
Dediğim gibi garip bir kişilikti kendisi.
Jin yanımda yüzerken benimle dertleşiyordu. Eh, ben olsam bende şişerdim yani.
Jin:" Kıza sadece kafede düşürdüğü parayı vermek istemiştim."
Gözleriyle kumlarda uzanan sarışını işaret etti.
Jin:" Bu kadar trip yemeyi hak etmedim ben."
Ağlanacak haline gülerek karşılık verildiğimde kınayan bakışları bana döndü.
Jin:" Tam da dertleşecek adamı bulmuşum."
Homurdanması beni daha da güldürürken elimi omzuna koydum.
Ben:" Katlanacaksın kader ortağım, ablan da bu yollardan geçti. Seni anlıyorum."
He-Ran bu esnada kumlardan kalkmış ve adeta nispet yapar gibi kıvırtarak arka taraftaki kafeye girmişti.
Arkasından bakan tek tük erkeği Jin gebertecek gibiydi. Yani öyle bir ifade vardı yüzünde.
Gebertmek demişken Jimin nereydi yahu?
Gebertmek kelimesinin bana onu hatırlatması fazlasıyla trajikomik bir olaydı.
Aniden etrafın kararmasıyla kafamı gök yüzüne kaldırdım. Güneşin önünde bulutlar vardı. Hava birden kasfetlenmiş gibiydi. Ani esen sert rüzgarla neye uğradığını şaşırarak geriye doğru sendeledim.
Neredeyse dengemi kaybedecekken rüzgar şiddetini o kadar hızlı arttırdı ki dengemi tamamen kaybedip suyun içine devrildim.
Hay lanet!
Kulaklarım ve burnum suyla dolmuştu bile. Suyun içinde gözlerimi açtığımda üstümden uçup giden şezlonga şok içinde baka kaldım.
Jin:" Hanuel! İyi misi-"
Aniden bir küfür savurduğunu duydum ve artık suyun içinde olmadığını fark ettim. Hızlıca doğrularak ayağa kalktım. Kafama herhangi bir şey uçabilir diye kollarımda kafamı sarmıştım.
Jin'in kumlara gömülmüş bedeni gözüme ilişince şok içinde kalakaldım. Koskoca adam metrelerce sürüklenip kuma gömülmüştü.
Ona doğru koşarken buldum kendimi. Ama sudan çıkamadan şu ayak bileklerime dolandı ve bir an sonra elbise gibi bedenime dolandı ve beni kendine çekti.
Tam da bu an karşımda suyun üzerinde oluşan hortumu gördüm. Su beni o taraftan hızla uzaklaştırırken hortum bedenimi içine çekmeye çalışıyordu.
Altımı ıslatmakla kalkıp Jin'e yardım etmek arasında kalmıştım.
Çünkü kafasını o kumlardan çıkartamıyordu.
Etrafta bağırışan ve koşan insanların sesini duyuyordum. Bazıları sudan çıkmak için yüzerken bazıları çoktan rüzgara kapılmış havada savuruluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT SAHİPLERİ
Acak4 temel element ve kadim bir güç. Peki bu gücün karşılığı ne? Peki ya aşk... Mümkün olabilir miydi iki zıt element sahibinin aşkı?