Önümdeki boş tabakla bakışıyordum. Aslında yemekler mükemmel görünüyordu. Galiba sorun bendeydi. He-Ran'da benim gibi hissediyor olmalıydı çünkü tabağındaki tavuk kanadı ile oynuyordu.
Kendimi bok gibi hissediyorum nedense...
Herkes bize günlük öğün gibi baktığı içindir o.
İç sesime hak vererek iç çektim. Karşımda bir psikopat oturuyordu. İyi hissetmem garip kaçardı. Çiğ et yediğini duymuştum! Umarım sadece Jungkook'un saçmalamasıdır.
Jimin çaprazımda oturuyordu. Gayet rahat kimseyi takmadan yemeğini yiyordu. Adamda ki rahatlığın eşi benzeri yok! Zedd bile rahatsız olmuş gibiydi. Ama bizim civcivin mimiği oynamıyordu.
"Neden yemiyorsun? Seni rahatsız mı ettim?" Sahte bir merakla konuşan adamın bacak arasına sıkı bir tekme atıp kaçasım geliyor ama bunu yaparsam beni yarına akşam yemeği olarak yanına alır herhalde. Sorduğu soruyla geniş salonda derin bir sessizlik oluşmuştu ve herkes bize bakıyordu.
Ben:"Sizce!"
İçimdeki ses sen kiminle aşık atıyorsun mal!desede tek kaşım yavaşça havaya kalkmıştı. Evet, resmen belamı arıyorum.
"Cesareti severim. Akıllıca kullanılan cesaret zafer getiri." Bana aptal mı dedi bu? Kaşlarım çatarak tam cevap verecekken buz gibi bir ses araya girdi.
Jimin:" Senin cesareti yanlış yöne kullandığın belli."
Karşımda oturan psikopatın bedeninin nasıl kasıldığını rahat bir şekilde görmüştüm. Yok artık! Bu adam Jimin'den korkuyor mu?!
Gözlerimi kocaman açarak Jimin'e bakınca dudağında tembel bir tebessüm oluştu. Gözleriyle boş tabağı işaret ederek kaşlarını çattı. Karşılık olarak omuz silktim.
Gözleriyle beni tehdit edince istemsizce yutkundum. Anlaşılan bu masadan aç kalkmama müsade etmeyecekti.
İsteksizce tabağıma bir şeyler aldım. Tekrar ona bakınca yemem için çenesiyle yemekleri gösterdi. Göz devirerek ağzıma birkaç lokma bir şeyler attım. 'Oldu mu' der gibi ona bakınca 'ye!' dedi gözleriyle.
Puflayarak önüme döndüm. He-Ran imalı imalı bana bakınca anında gözlerimi kaçırdım. Bu ne canım böyle?! Bir rahat verin. Benimki de can sonuçta.
••••••••••
Gergin geçen bir yemeğin ardından odama gitmek için can atıyordum. He-Ran'ı bulabilsem giderdimde.
Ben:" Nerede bu kız?!"
Yorgunluktan gözlerim kapanmak üzereydi. Bacaklarım beni zor taşıyordu ama ben durmuş He-Ran hanımı arıyorum!
Jimin:" Senin uyku vaktin gelmedi mi daha?"
Sıçrayarak arkamı döndüm. Sırtını duvara yaslamış beni izliyordu.
Ben:" Şey, He-Ran'ı arıyordum."
Neden sesim kısık çıktı acaba? Yorgunluk kafama vurdu galiba. Ani bir hareketle duvarla olan temasını keserek bana doğru gelmeye başladı. Tam karşımda durdu.
Jimin:" Ne tesadüf, Jin'de ortalıkta yok."
Ağzım 'o' şeklinde açıldı. Neden aklım fesat çalışıyor? Bir anda kaşlarım çatıldı.
Ben:" Bende enayi gibi hanım efendiyi arıyorum burada!"
İmayla gülümsedi.
Jimin:" Bu gece odana gitme bence."
Kaşlarım çatıldı.
Ben:" Sebep?"
Sinsice gülümsemeye devam etti.
Jimin:" Büyük bir ihtimalle sizin odadalar."
Gözlerim kocaman açıldı.
Ben:" O odanın yarısı bana ait! İnsan bir bana da sorar!"
Gülüşü neden genişledi bunun? Hmm, bakışlarından da sinsilik akıyor. Noluyor abi?
Jimin:" Odayı sıkıntı etme. Benim odam ikimize de yeter."
Gözlerim sonuna kadar açıldı. Gözlerime ağzım eşlik etti. Birkaç defa ağzımı kapatıp açtım.
Ben:" Ne?"
Herkese merhaba🙋♀️
Derslerden dolayı bölüm biraz gecikti. Kusuruma bakmayın artık.
Öpüyorum hepinizi ama uzakdan.💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT SAHİPLERİ
Random4 temel element ve kadim bir güç. Peki bu gücün karşılığı ne? Peki ya aşk... Mümkün olabilir miydi iki zıt element sahibinin aşkı?