ARYA & ALYA
"Yardım edin," diye bağıran genç kız ikisinin de dikkat odağı olmuştu. Aras yanında ki adama dikkatle bakarken Cenk kızın neden bağırdığını anlamaya çalışıyordu. Küçük arabanın arka kapısını açan kız güçlükle içeride yatan bedeni dışarı çıkarmaya çalışıyordu. "Dayan halacım, geldik dayan!" diye çocuğa seslenirken bir yandan da yardım istiyordu. "Alya?" Cenk kıza seslendiğinde Arya arkasını dönüp Alya'nın hocasına bakmıştı. Onu yine karıştırmıştılar ama bu şuanda düşüneceği en son şeydi.
"Hocam, yardım edin lütfen!" diyerek yana doğru kaymıştı. Cenk arabada yüzü kan içinde olan çocuğu güçlükle dışarı çıkarırken bir yandan da "Ambulansı arasaydın ya," diye söyleniyordu.
"Bekleyemezdim." Aras ikiliyi uzaktan izlerken içine garip bir his belirmişti. Kızda bir şey vardı. Ne olduğunu bilmiyordu ama hissediyordu. Arya yanından geçtiği adamın dikkatli bakışların fark etmeden Cenk'in kollarında olan yeğeninin saçını okşamaya çalışıyordu. Annesi arayıp yeğeninin düştüğünü söylediğinde ne yapacağını bilememişti. Abisi ve yengesi köye çıkmıştı. Hava soğuk olduğu için çocukları götürmemişlerdi. Evde araba kullanan bir tek kendisi olduğu için annesi onu aramıştı. Arkadaşı ile ders çalışırken eve nasıl geldiğini bilemeyen genç kız kimseyi beklemeden çocuğu arabaya aldığı gibi hızla hastaneye sürmüştü. Çocuk acil müdahale odasına alınırken Arya giriş işlemlerini yapmak için kayıt bölümüne gitmişti. Arabası acilin önünü kapatıyordu. Yanında duran adamı o anda fark eden genç kız bakışlarını kısa bir süre Aras'a çevirerek hemen çekmişti.
"Rica etsem kapıda ki arabayı çekebilir misiniz? Anahtar üzerinde olmalı." Aras şaşkınlıkla kızın yüzüne bakarken yabancı birine arabasını emanet edecek kadar aptal olduğunu düşünmüştü.
"Neden öyle bakıyorsunuz? Arabamı kaçırmayacaksınız sanırım. Hastanede olduğunuza göre bir yakınınız burada olmalı." Aras bir şey söylemeden hızla dışarı çıkarken Arya umursamayarak kendisinden istenilen bilgileri veriyordu. Şuanda arabası çalınsa bile umursamazdı. Yeter ki yeğeni iyi olsundu.
***
Genç adam dışarıdaki banklardan birine oturmuş denizin üzerinde raks eden güneş ışınlarını izliyordu. Oldukça yoğun bir gece geçirmişti. Konağa giderken işlerin bu raddeye gelmesini beklemiyordu. Yanında hissettiği hareketlilikle bakışlarını elinde iki çay ile yanına oturan Cenk'e çevirdi.
"Sende yoruldun, keşke gitseydin."
"Sorun değil, evde olsaydım buradan daha fazla yorulacağıma eminim." Cenk derin bir iç çekerek az önce adamın izlediği gün doğumuna bakmıştı.
"Ne kadar güzel değil mi? İnsan doğaya baktıkça huzur buluyor. Allah'ın kudretinden sual olunmaz." Aras adamın sözleri ile yeniden manzaraya dönmüştü. Muhteşem bir manzara vardı karşılarında. Az ileride onlar gibi denizi izleyen kız bir yandan da telefonla birilerine el kol hareketleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
"Onunla aranda ne var?" Cenk gelen soru karşısında şaşkınlıkla Aras'a bakmıştı.
"Kiminle?" Aras başıyla genç kızı işaret ederken Cenk gözleri büyüyerek Aras'a bakmıştı.
"Öğrencilerimden biri, aramızda bir şey olması söz konusu bile olamaz." Aras adamın hiddeti ile gülümserken başını iki yana sallamıştı.
"Çok ilgilisin ona karşı, Seda sizi görünce çıldırdı." Cenk yutkunarak az ilerdeki yüzü asılan kıza bakmıştı.
"Seda ne düşünmek istiyorsa onu görüyor. Alya benim öğrencim ve düşündüğü gibi bir şey olması imkansız." Cenk şiddetle itiraz ederken ne kadar büyük konuştuğunu ilerleyen günlerde anlayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Hata
General FictionTek yumurta ikizleri Alya ve Arya'nın hikayesi. tanıtım yakında paylaşılacaktır. Farkında olmadan hocasıyla dedikodusu çıkan Alya, bu haberi magazin dergisinden öğrenmiştir. Başta okuduklarına inanamasa da asıl tehlikenin hocasının karısından gelebi...