FİNAL

2.2K 152 35
                                    

Bir hikayenin daha sonuna geldik. Acısıyla tatlısıyla bitti çok şükür. Evlattan ayrılmış gibi hissetsem de yeni başlangıçlar için finaller her zaman hayatımızda olacak. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar!

***

Genç kadın yatağa uzanmış kollarının arasında ki minik bedene daha sıkı sarılırken onu uyandırmamaya çalışıyordu. Konağa geldiklerinden beri Aras salonda aile üyeleri ile gün içinde olanları konuşuyordu. Kendisi ise izin isteyerek Aras'ın artık kendisinin de olan odaya çekilmişti. Yatağın içinde uyuyan küçük kızı görünce yüzüne oluşan gülümseme büyüdü.

"İstersen onu beşiğine alabilirim. Sen rahat uyu!" Aras'ın yatağa doğru ilerlemesi ile Arya onu durdurmuştu.

"Bırak kalsın, bu gün onun masumluğuna ihtiyacım var," diyerek yatağın kenarına bıraktıkları küçük el valizini alıp odada ki sandalyenin üzerine bırakmıştı.

"Duş almak istersen banyo karşı kapı," diyerek odanın içinde sonradan eklenen modern kapıya bakmıştı. Konağın geneli ahşaptan yapılmıştı. Tarihi eser olarak adlandırılan ev kültür bakanlığında koruma altına alınmıştı. Buna rağmen dışarıdan konağın dış görüntüsü bozulmadan bazı odalara ebeveyn banyosu yapılmıştı. Kapının arkasına asılı olan mor bornozu görünce derin bir iç çekmişti. Aras onun için almış olmalıydı. Üç tane bornoz yan yana asılı dururken Arya hala olanları düşünüyordu. Evlenmişti, kocasını seviyordu... Aynı şekilde kocası da onu seviyordu ve şeker gibi güzeller güzeli bir kızı olmuştu. İçinden şükrederken kaç kişinin bu duygu için şükredeceğini düşünmeden edememişti. Eli küçük bornoza giderken kendi bornozunun aynısı olduğunu görünce duygulanmadan edememişti. Aras ile aldıkları kıyafetler, Arya için çok değerliydi. Kendi kıyafetlerinin bir küçük modelini Ecem içinde alınca Aras önce şaşırmış sonrada başını iki yana sallayarak "Başımı belaya sokacaksınız," demişti.

Banyoya girerek kısa bir duş alan genç kız saçlarını havluya sararak yatağa küçük kızın yanına uzanmıştı. Sessizce Ecem'e yaklaşarak yanağına usulca dudaklarını kondurmuştu.

"İyi geceler meleğim," diyerek başını iyice küçük kızın boynuna gömerek kokusuyla gözlerini kapatmıştı.

***

Aras odadan çıkarak salona ailesinin yanına geçtiğinde oldukça gergindi. Babaannesi başını sıkıca bağlamış ağrıyan başını tutuyordu. Seda ve Akın bir köşeye çekilmiş düşünceli bir şekilde önündeki halıya bakıyordu. Babası ise onu en korkutan kişiydi. Yaşanan olaylara hasta kalbinin dayanması için dua ediyordu.

"Selamünaleyküm," diyerek salona giren Aras ailenin dikkatini çekmişti. Onu ilk gören yaşlı kadın olmuştu. Önce selamını aldıktan sonra iç çekerek konuşmuştu.

"Geldun mi oğul?" diye sorarken Kemal Bey büyük oğluna endişeyle bakmıştı.

"Nasılsın, yaralanmadın değil mi?" Kemal Bey oğlunu incelerken Seda yerinden kalkarak sıkıca abisine sarılmıştı.

"İyisin değil mi abi?" diye sorarken Aras başını sallayarak onu onaylamıştı.

"Ben iyiyim, asıl sizin bu haliniz ne? Evden cenaze çıkmış gibi duruyorsunuz."

"Keşke çıksaydı da bu günleri görmeseydik," Kemal beyin sert sesi çocukları şaşırtmıştı. Babasının annesi hakkında böyle konuşması onları şok ederken bir zamanlar annesinin gözünün içine bakan adamın nasıl bu hale geldiğini düşünmeden edememişlerdi.

"Ole konuşma oğul, o nasi laftur ole?" diye araya giren Asiye kadın çocukların yüzlerine buruk bir şekilde gülümsemişti.

"Öyle ana öyle, cümle aleme rezil olduk. Kimsenin yüzüne bakamaz olduk," derken Asiye kadın yanında duran bastonu alarak yere vurmuştu.

Tatlı HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin