17. BÖLÜM

1.7K 208 10
                                    


Türk ailesi ve misafirleri sabahın ilk ışıklarıyla kalkmıştı. Evdeki kızlar kahvaltıyı hazırlarken Serdar yanına Efe'yi de alarak kahvaltı için ekmek almaya evden ayrılmıştı. Arya ocağın önünde patates kızartırken Alya da masayı hazırlıyordu. Gülşen yardım etse de uykusuz olduğu için oldukça dalgındı. Onun dalgınlığı ne Emine hanımın ne de kızların gözünden kaçmamıştı. Emine Hanım salona geçerek Gülten Hanım ile kızların masayı hazırlamasını izlerken kadına döndü.

"Gülşen kızımla konuşmuşsun Gülten, bu dalgınlığının başka sebebi gelmiyor aklıma." Kadın başını sallayarak gülümsemişti.

"Konuştum Emine," Gülten Hanım salona kızların girmesi ile susmuştu.

"Ee ne dedi kızımız, zorlamasaydın kızı." Emine Hanım yeniden masanın ortasına kahvaltılıkları yerleştiren kıza bakmıştı. O kadar dalgındı ki kendisine baktıklarının farkında bile değildi.

"Yok emine, zorlamadım. Başta çok şaşırdı, sanırım Serdar'ın tepkisinden çekiniyor."

"Kabul etti yani," Emine Hanım kadının diğer söylediklerine aldırış etmemişti bile. Kadın başını sallarken Emine Hanım ellerini dizine vurarak "Çok şükür," deyip ayağa kalktı. Onun bu ani tepkisi ile elinde ki bardağı masaya düşüren genç kız kırılan bardağın cam parçalarını toplamak için acele ile uzanınca "Ahh.." diye acıyla inlemişti.

"Ah be kızım, niye dikkat etmezsin. Bir şey oldu mu?" Gülşen mahcup bir şekilde kesilen elini saklamaya çalışsa da seslere gelen Arya ve Alya kızın elini tutarak onu banyoya sokmuştu.

"Masada rezil oldu," Gülşen üzgün bir şekilde kızlara bakarken Alya dilini tutamayarak "Sen asın elinin halini görecek olan abimi düşünsen iyi edersin. Çok kızacak," dediğinde Gülşen yutkunarak kıza akmıştı.

"Alya, kes şunu..."

"Ne yalan mı? abim bir kıza bakamadınız diye bize kızacak." Gülşen iki kardeşin konuşmasına hem şaşırmış hem de mutlu olmuştu. Serdar'ın kendisini kardeşlerini endişelendirecek kadar düşünmesine şaşırsa da bir yandan da mutlu olmuştu.

"Merak etmeyin, size neden kızma. Hem benim sakarlığımın sizle ne alakası var."

"O işler öyle olmuyor canım. Sen misafirsin diyerek iş yaptırdığımızı söyleyecek..." Alya'nın sözlerinin bitmesi ile salondan gelen sesle üç kızda yutkunmuştu.

"Allah aşkına anne, niye kıza iş yaptırıyorsunuz? Nerede şimdi?" Serdar'ın gür çıkan sesi ile Alya ikizine 'duydun mu?' bakışı atarak imayla gülümsemişti. Banyonun kapısının vurulmasıyla kızlar yerinde sıçradı.

"Arya, müsait misiniz?" genç kız bakışlarını kaçıran Güşlen'e gülümseyerek "Değiliz abi, kapının önünden çekilirsen mutlu olacağız," dediğinde kapıya sertçe inan darbe ile kızlar korkmuştu.

"Arya beni deli etme, nasıl oldu Gülşen'in eli? Doktora gidelim mi?"

"Yok daha neler? Küçük bir kesik," diyen Alya kızın eline baktığında temizlenen kan ile kesilen yerin derisinin kalktığını görünce dişlerini sıkmıştı.

"Bence de doktora gitmelisin, elin fena kesilmiş."

"Ama..." Kız daha itiraz edemeden Arya kapıyı açarak kızgın bir boğaya benzeyen abisine "Onu doktora götürelim abi, yara derin görünüyor," dediğinde Serdar kimseye aldırış etmeden kızın elini tutarak incelemeye bakmıştı. Kesilen kendi eliymiş gibi canı yanan genç adam kenarda duran temiz havlulardan birini alarak yarayı sarmıştı.

Tatlı HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin