29. Bölüm

1K 125 1
                                    

Keyifli okumalar!

***

Beynimizdeki düşünceler o kadar farklı anlamlar yüklüyor ki yüreğimize ne yaptığımızın farkında bile olamıyoruz. Bazen neşeli bazen üzgün ama en önemlisi ne hissettiğimizi bilmediğimiz zamanlarda yaşadıklarımız bizim geleceğimizi yönlendiriyor. Sabahın ilk ışıkları ile kalkarak günün güzelliğini içine çekmek için balkona çıktığında yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Bu gün onun için önemli bir gündü. Aras ile nikah tarihi alacakları. Oradan da merkezde kalacakları eve bakmaya gideceklerdi. Her şey o kadar hızlı oluyordu ki Arya bir türlü zamana ayak uyduramamıştı. Stajının bitmesine az kalmıştı. Ama asıl önemli olan diğer yarısının dönüyor oluşuydu.

Alya geliyordu!

Onu o kadar çok özlemişti ki içi içine sığmıyordu. Alya'yı almak için havaalanına gitmek istiyordu ama ikizi bir türlü uçağının saatini söylememişti. Derin bir iç çekerek yeni aydınlanmaya başlayan havayı izlemeye başladı. Odasının içinden yükselen melodi ile bakışları yatağın yanında ki komodinin üzerinde ki telefonuna kaymıştı.

"Hayırdır inşallah!" Arya telefonuna ulaşarak arayana baktığında kalbi sıkışmıştı.

"Aras, ne oldu? Birine bir şey mi oldu? Ecem..." Arya endişeyle telefona cevap verirken karşıdan gelen cevapla derin bir nefes almıştı.

"Herkes iyi Arya, korkma. Kapıdayım, seni almaya geldim."

"Aras, saatin kaç olduğunun farkında mısın? Daha gün aymadı bile." Aras'ın hafif kahkahası kulaklarına dolunca derin bir nefes almıştı.

"Hadi hazırlanın Hanım Efendi, geç kalırsak baldızımı kaçırırız." Arya ikizinin sözünü duyunca heyecanlanmıştı.

"Alya mı geldi?"

"Uçağı bir saate Trabzon Havaalanında olacak. Hadi bekliyorum." Aras kısa bir süre duraksadıktan sonra devam etmişti. "Sabah sabah çok güzel görünüyordun!"

"Sen..." Arya şaşkınlıkla kapanan telefona bakarken hemen odasının penceresinden dışarıya bakmıştı. Aras karşı duvara yaslanmış bir eli cebinden genç kızın odasının penceresine bakıyordu. Eli ayağına dolanan genç kız heyecanına şaşırıyordu. Elini sallayarak kıyafetlerini alıp hazırlanmak için hemen banyoya girmişti. On beş dakika sonra evden çıktığında oldukça sessizdi. Binanın kapısından dışarıya çıktığında ise Aras ile göz göze gelmişti.

"Hayırlı sabahlar," Arya ağır adımlarla arabasının yanında bekleyen genç adama yaklaşırken Aras yerinde doğrularak bakışlarını kaçırmadan kızı izliyordu.

"Hayırlı sabahlar," arabanın ön kapısını açarak Arya'nın arabaya binmesini bekledikten sonra direksiyona geçen genç adam bir süre arabayı çalıştırmadan beklemişti.

"Bir şey mi oldu?"

"Bu gün evi baktıktan sonra ailenle konuşalım Arya, en azından imam nikahını kıyalım," dediğinde Arya yutkunmadan edememişti. Genç kız ne söyleyeceğini bilememişti. Sadece başını sallamakla yetinirken Aras keyiflenerek arabayı çalıştırıp yola koyulmuştu.

"Uçak saatini nasıl öğrendin ben o kadar uğraştım söylemedi." Arya neşeli bir şekilde genç adama dönerek bakmıştı.

"Benimde kendime göre kaynaklarım var."

"Hadi ama bana söylemeyecek misin?" Aras kızın parlak gözlerine kısa bir bakış atarak önüne dönmüştü.

"Cenk söyledi, sabaha karşı uçağı var diye."

"Cenk hoca mı? Siz hala görüşüyor musunuz?" Aras kızın şaşkınlığına gülümsemeden edemedi.

"Neden görüşmeyeyim, kardeşimle boşanması Cenk'in iyi bir adam olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Arada konuşuyoruz." Arya aklı karışmış bir şekilde başını camdan dışarıya çevirirken Aras onun sessizliğini neye yoracağını bilememişti.

Tatlı HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin