33. Bölüm

1.1K 127 23
                                    


Keyifli okumalar!

***

Genç kız uzandığı kanepede doğrularak geniş ailesini seyretmeye başlamıştı. Hastaneden çıktığında hasta ziyaretine gelenler olduğu için salondaki kanepe hazırlanmıştı. Annesi, babası, kardeşleri ve ananesinin yanı sıra Aras'ın ailesi de onu görmek için gelmişti. Erkekler bir köşeye çekilmiş gündemdeki haberleri tartışırken kadınların yarısı mutfakta yemek hazırlıyor yarısı da toplaşmış fiskos ediyordu. Arya yüzünde gülümseme ile ailesine bakarken hissettiği ürperti ile bakışları erkeklerin tarafına dönmüştü.

Aras ailenin diğer erkekleri ile koyu bir sohbete girerken arada kanepede uzanan genç kıza bakıyordu. Arya tek başına kalmıştı ama bu durumdan hiçte şikayetçi görünmüyordu. Genç kızın yüzünde ki gülümseme her dakika daha da artarken aklından geçenleri okuyabiliyordu. O da Arya gibi etrafına bakınarak kalabalığa şöyle bir göz gezdirmişti. Arya hayatına girdiğinden beri aile olmanın ne demek olduğunu öğrenmişlerdi. Üstelik sadece kendisi de değil, tüm ailesi Türk ailesiyle tanıştıktan sonra daha fazla birlikte vakit geçirir olmuştu. Babası hem ona hem de Akın ile daha çok sohbet ediyor, babaannesi ile daha fazla vakit geçiriyordu. Sabah babaannesinin yakınmasını hatırlayınca istem dışı gülmüştü.

"Sole bobana yavri kuzi gibi peşume dolanmasun." Arya başta babaannesinin ne demek istediğini anlamamıştı ancak babasının elinde çaydanlık ile bahçeye çıkıp yaşlı kadına seslenmesi ile olayı fark etmiş hemen oradan ayrılmıştı. Ardında ise atışan iki yaşlı kişiyi bırakmıştı. Tekrar Arya'ya söndüğünde genç kızla göz göze gelmişti. Kızın yüzünde ki gülümsemesi yavaş yavaş şaşkınlığa dönerken, Aras onun şaşkınlığına göz kırparken Arya hemen etrafına bakınarak kimsenin görüp görmediğini anlamaya çalışmıştı.

Genç adam yerinden kalkarak Arya'nın yanına ilerlerken yanından paytak adımları ile koşarak geçen küçük kızla duraksamıştı. Ecem kollarını açarak "Ayne!" diye Arya'nın üzerine atlarken, Arya canı yansa da belli etmemeye çalışmıştı. Aras hemen kızını genç kızın kucağında almak için ileri atılmış ama Arya'nın bakışlarını görünce duraksamıştı.

"Küçüğüm, acıktın mı sen?" Ecem kafasını hızlı hızlı sallarken Arya acını unutarak gülümsemişti.

"Acıktım, hadi yiyelim..." Aras ikilinin yanına yaklaşarak Arya'nın daha fazla acı çekmemesi için usulca Ecem'i kendi kucağına almıştı.

"Benim prensesim yemek mi yiyecek?" Ecem kafasını sallarken Aras'ın bakışları Arya'ya kaymıştı. Kızın karnındaki yaranın kanadığı üzerinde ki kıyafetten belli oluyordu.

"Zeynep bir bakar mısın?" Arya genç adamın baktığı yere bakışlarını çevirdiğinde kanı görmüş kimse görmesin diye hemen eliyle kapamaya çalışmıştı.

"Efendim enişte," Aras kucağında ki kızını Zeynep'e verirken bir yandan da Zeynep'in arkasından gelen Alya'ya işaret ederek yanına çağırdı.

"Hayırdır Aras abi?" Aras Alya'ya ikizini işaret ederek sessizce cevap vermişti.

"Yarası açılmış, kimseye belli etmeden onu salondan çıkaralım." Alya endişelense de babası rahatsız olduğu için sakin olmayı başarmıştı. Odaya giderek elinde hırkayla geri döndü. Hırkayı Arya'ya giydirirken yakındakilerin duyması için "Lavaboya mı gitmek istiyorsun?" diye sorarmış gibi yapıp Arya'nın kanepeden kalkmasına yardım etmişti. Aras ikilinin arkasında elleri tetikte bir şekilde yürürken Alya genç kızı hemen odasına götürmüştü.

"Alya bana hemen ilk yardım setini getir." Alya odadan çıkarken yatakta oturan Arya'nın uzanmasını sağlayarak penyesini yukarı çekmek istemiş ama genç kızın engeli ile karşılaşmıştı.

Tatlı HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin