"Ebru ben... Anneni buldum"Koray'ın cümlesinden sonra, Ebru bir süre ona bakakaldı. Koray neden böyle bişey yapmıştı ki? Ebru o kadını bulmak falan istemiyordu ki...
Sessizlik git gide uzarken, Ebru bir anda yerinden kalkıp pencerenin önüne gitti. Camı açıp temiz havayı içine çekerken, Koray yanına gidip, omuzlarının üzerinden kollarını ona sardı. Saçlarını okşayıp başının üzerinden öptü.
"Kızdın mı bana bitanem. Konuş benimle lütfen" dediğinde Ebru yavaşça ona döndü.
"Koray... Ben. Ben senden böyle bişey istediğimi hatırlamıyorum, neden onu aradın ki?" derken Koray bir an ne diyeceğini bilmeyerek sustu.
Ebru onu tekrar üzmek istemiyordu. Bu yüzden cevap vermesini istemedi, başını göğsüne yaslayıp gözlerini kapadı.
"Kızmıyorum sana Koray, kızamam da. Sadece o kadını artık bulmak, ya da merak ettiklerimi sormak istediğimden emin değilim" dedi.
Başını kaldırıp adamla göz göze gelince, elini uzatıp yanağını okşadı.
"Bakma bana öyle, gerçekten kızmadım sana" dediğinde Koray şefkatle gülümsedi. Elini kızın çenesinin altına koyup, dudaklarını alnına bastırdı.
"İşte buna sevindim" dedi. Ebru adamın dokunuşuyla sakinleşip daha iyi hissetti.
Ayakta durmayı bırakıp, koltuğa geçtiklerinde, Ebru sehpanın üzerinden dosyayı eline aldı.
O kadına dair bazı bilgiler vardı. Koray onu ve tepkilerini izlerken, sakinliği ona fazla geliyordu ama müdahale etmek istemiyordu.
"İki kere daha mı evlenmiş? İnanılmaz" diyerek küçümseyici bir bakış attı kağıda bakarak.
"Umarım cici kardeşim yoktur" dediğinde Koray ona gülümsedi.
"Bizim araştırmalarımıza göre yok gibi ama, kendi ağzından duymadık tabi" dediğinde Ebru ona döndü,
"Aslında şimdi merak etmeye başladım. Gidip onunla konuşmak istiyorum" derken Koray,
"Kendini hazır hissettiğinde, elbet gideriz bitanem. Ama buna hemen hazır olacağını sanmıyorum" dedi.
Ebru onun kendini bu kadar iyi tanıyor olmasına şaşıyordu gerçekten. Yanağını okşayan elin üzerine kendi elini koydu.
"Beni nasıl bu kadar iyi tanıyorsun, merak ediyorum" dedi. Koray kendinden emin bir tavırla gülerken,
"O da benim sırrım, meraklı şey" diyerek bir anda dudaklarına sokuldu.Ebru aniden gelen bu öpücükle afallamıştı. Adamın dokunuşuyla ne hissettiğini, ne düşündüğünü bile unutacak hale gelmişti.
Koray ise onun aklını dağıtmak için yaptığı bu hareketle, kendi sınırlarını zorladığını fark etse de olan olmuştu. Zor da olsa hafif geri çekilip nefeslendi, kendine aşkı anlatan gözlere baktı. Şaşkın ve bir o kadar da tatlıydı.
"Gitmem lazım ama, sen istersen burada kalabilirsin. Akşam birlikte yemek yer, sonra da seni evine bırakırım olur mu?" dediğinde Ebru kararsız kalsa da, kendini çok yorgun hissettiğini fark etti.
Öğrendiği şeylerle, saatlerce yük taşımış gibi yorgun hissediyordu. Koray'a başını sallayıp
"Kimse gelmez değil mi?"derken adam güldü,
"Benden başka kimsede anahtarı olmadığına göre." diyerek ayağa kalktı.Kapıya doğru yürürken Ebru da peşinden gitti. Çıkmadan kıza tekrar sarılıp,
"Rahatına bak, güzelce dinlen. Birkaç saat içinde geleceğim tamam mı?" derken, sanki çocuğunu yalnız bırakıp, onun sorun çıkarmasını istemeyen bir baba gibiydi. Ebru elini adamın yanağına götürüp okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
Teen FictionBir okurumun tavsiyesi üzerine "YENİDEN SEV" den Selim'in kızının hikayesini yazmak istedim ve farklı bir kurgu ortaya çıktı, işte konusu; "Annesinin hatalarından utanarak büyümüş bir kız ve yanlış yapmamak için mutsuzluğa gömülmüş durumda... İkis...