48.bölüm

1.6K 137 36
                                    

Karısının sedyeye uzanmasına yardım ederken, heyecanını gizlemekte zorlanıyordu adam. Arkadaşı Dilara ona bakıp güldü.

"Koray, yemin ederim şu haline gülmemek için kendimi zor tutuyorum" dediğinde Koray göz devirip,

"İşine bak, hadi Dilara. Bebeğimi görmek istiyorum." derken Ebru gülümsedi.

Aylar önce hastaneye geldiğinde tanıştığı Dilara'nın, kocasıyla çocukluk arkadaşı olduğunu duyunca buna sevindi. Doktoruna istediğini sorabilirdi. Daha rahat olurdu en azından.

Dilara ultrason cihazını Ebru'nun karnında gezdirirken, meraklı bakışlarla ekrana bakıyordu Koray ve Ebru.

"Evet, bebeğimiz burada. Bu da kalbi.. Şimdi sesini duyalım bakalım" derken, bir anda odaya dolan kalp sesiyle, birbirine baktı karı koca.

Ebru dolan gözleriyle gülümserken, Koray'ın da kendinden farkı yoktu. Bu adam hep böyle duygusal mıydı? Kaza yaptıklarından beri, çok sık onun gözlerinin dolduğunu görmüştü genç kadın.

Bebeklerini görmenin heyecanıyla, doktorun karşısına otururken Dilara, Ebru'nun tahlil sonuçlarına da baktı.

"İkiniz de gayet iyisiniz Ebrucuğum. Ben yine de yakında bulantıların başlayıp, iştahsız olma diye, sana vitamin takviyesi de tavsiye ediyorum. Düşük riskin yok ama, yine de kendini çok yormadan, normal hayatına devam edebilirsin." dedikten sonra Koray'a döndü.

"Tamam mı Koray? Ebru kendini yormadan normal hayatına devam edebilir. Çünkü hamile, hasta değil" derken Ebru ona güldü.

Dilara, Ebru'nun kendini anladığını bilse de açıklama gereği duydu.

"Bazı erkekler, koruma iç güdüsüyle eşlerinin üzerine fazla giderek, onları kısıtlıyorlar. Bu uyarıyı onun için yaptım" dediğinde Ebru başını sallayıp,

"Anlıyorum seni" dedi.

*

Hastaneden çıkarken, elini karısının omzuna atıp kendine çekti Koray. Mutluluğu, huzuru içine sığmıyordu sanki. Arabaya geçtiklerinde saatine baktı adam.

"Acıktın mı canım, istersen eve geçmeden bişeyler yiyelim?" diye sorarken Ebru biraz düşünür gibi yaptı.

Saat daha akşamüstü beşti ama, Ebru'nun canı kayınvalidesinin evinde yediği yemeklerden çekiyordu.

"Aslında annelere gitsek olmaz mı Koray, onlarda pişen yemek ne olursa olsun, bana ayrı bir lezzetli geliyor, yağından mı salçasından mı artık" dediğinde adam ona şefkatle bakıp saçını okşadı.

"Tamam, en güzel anne adayı" diyerek karısının hülyalı bakışları eşliğinde, arabayı çalıştırıp trafiğe karıştı.

Birkaç gün önce, Selma hanımlara kahvaltıya gittiklerinde, müjdeli haberi vermişlerdi ve evde bayram havası olmuştu.

Selma hanım hem kızı, hem gelini hamile olduğu için, ayrı bir seviniyordu.

Üstelik Koray'ın yıllardır baba olmayı çok istediğini biliyordu. Haberi duyar duymaz, ilk işi hayır kurumlarına bağış yapmak olmuştu kadının. Torununun sağ salim doğması için sadaka vermeyi de ihmal etmemişti.

O gün akşama kadar, Burcu ablasındam hamilelik tavsiyesi almıştı Ebru. Öyle güzel bir aileye gelmişti ki, hiçbir konuda yalnız hissetmiyordu kendisini.

Büyük evin bahçesine giriş yaptıklarında, genç kadın mutlulukla kapısını açıp arabadan indi.

Bebeğinin ultrason fotoğrafını, ailesine göstermek için sabırsızlanıyordu. Aslında ilk fırsatta abisine de söylemek istiyordu ama, utanıyordu. Yine fazla vakit geçmeden ona da söylemeliydi.

BENİ AŞKA İNANDIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin