"Günaydın canım, eğer sana da uyarsa annem seni kahvaltıya bekliyor. Bir saate seni almaya geliyorum."Ebru gözlerini, telefonun titreşimiyle zor da olsa açmıştı ve Koray'ın aramasına cevap veremediği için, tam onu arayacakken, gelen mesajla ekrana bakıp kaldı.
Selma hanım onu kahvaltıya çağırmıştı, yani bu da demekti ki, o eve ilk defa farklı bir sıfatla girecekti. Bir şirket çalışanı, ya da kahve içmeye gelen bir misafir olarak değil; oğlunun kız arkadaşı olarak.
Panikle yataktan kalkıp, ortalarda dolanmaya başladı. Ne yapacağını düşünürken, önce telefonu eline alıp, Koray'a hazırlandığına dair mesaj gönderdi ve banyoya geçip kendine çeki düzen verdi.
Gardırobunun başına geçip ne giyeceğini düşünürken, birkaç kombin yapıp denedi ve içine sinmeyip geri çıkardı.
Çaresizlikle ne giyeceğini düşünürken, telefon çalınca ekranda Koray'ın adını görünce, ne yapacağını şaşırdı.
Bir saat olmuş muydu? Ne çabuk gelmişti ki?
-Koray? Geldin mi? diye endişeli bir sesle sorarken, telefonun diğer hattındaki Koray, onun ses tonuyla, ters giden birşeyler olduğunu düşündü.
-Ebru? İyi misin? Sesin neden bu kadar telaşlı? Yoldayım şuan. dediğinde Ebru'nun derin bir nefes aldığını işitti.
Galiba hazırlanmakta gecikmişti ve telaşının sebebi buydu.
Ebru geleli iki hafta olmuştu ve aralarında geçen çoğu şeyden annesinin de haberi vardı.
Haftaiçi birkaç kere Ebru'yu davet etmek istemişti ve Koray ne zaman bu konuyu açsa, Ebru bir bahane bulmuştu.Onu anlıyordu Koray, daha önce kendi evlerine çalışan olarak geldiğinden, çekiniyordu şimdi. Ama onu rahatlatmak için elinden geleni yapmaya hazırdı.
Ebru'nun evine yaklaşırken, bir çiçekçi görüp durdu. Bir kadına çiçek almayalı uzun bir zaman olmuştu. Genç kadının hangi çiçeği sevdiğini kafasında düşünürken, güz gülleri dikkatini çekti. Nedense onun narin yapısında Ebru'yu gördü.
"Şu çiçeklerin beyaz ve pembesinden bi buket yapabilir misiniz?" diyerek görevliyi çağırdı.
Kendine has mis gibi kokusunu içine çekip gülümsedi. Ebru'nun saçları gibi kokuyordu. Şimdi doğru bir tercih yaptığını düşündü.
On dakika sonra apartmana giriş yapıp, Ebru'nun katına çıktı ve zile bastı. Otuz saniye sonra açılan kapıdan, genç kadın göründü ve Koray bu görüntüyle yeniden aşık oldu.
Pudra rengi elbisesi ve dalgalı saçlarıyla doğal güzelliğin vücut bulmuş hali gibiydi Ebru. Heyecandan titreyen sesiyle,"Hoşgeldin" dediğinde adam elindeki çiçekleri uzattı ona,
"Hoşbuldum, çok güzel görünüyorsun Ebru" derken bir adım atıp, kızın omzuna kolunu sardı ve ufak bir öpücük aldı yanağından.Genç kadın utangaç bir gülümseme sundu ona,
"Teşekkür ederim, ben, çiçekleri vazoya koyup geleyim" dedi ve gözden kayboldu.
Onu beklerken bile gülümsediğini fark edince, kendiyle dalga geçti Koray. 32 yaşındaki adam, yirmilik delikanlılar gibi heycanlanıyordu sevgilisini görünce.
Hayatın ona verdiği ikinci şansı, gerçekten şimdiye kadar çektiği sıkıntıları unutturmuştu.
Ebru çok değerli bir inci tanesi gibiydi. Tertemiz, hassas ve güzel...
Birlikte asansöre bindiklerinde bakışlarını yine Ebru'dan ayırmadı Koray, arabaya geçerken o kısacık yürüme anında bile kızın elini tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
Teen FictionBir okurumun tavsiyesi üzerine "YENİDEN SEV" den Selim'in kızının hikayesini yazmak istedim ve farklı bir kurgu ortaya çıktı, işte konusu; "Annesinin hatalarından utanarak büyümüş bir kız ve yanlış yapmamak için mutsuzluğa gömülmüş durumda... İkis...