Gecenin ayazında, sahilde sevdiğine sarılarak denize bakmak güzeldi, ama evden hızla çıkarken, hırkasını üstüne almadığı için üşümeye başlamıştı Ebru.
Koray kollarındaki kadının, hafif titrediğini hissedince,
"Üşüyor musun?" diyerek yüzüne baktı.
Önce ağlamaktan kızaran burnu, şimdi de soğuktan dolayı kızarmıştı. Ebru ona başını sallarken, Koray arabanın kapısını açıp,
"Gel bakalım, ısıtalım seni de hasta olma" diyerek arabaya bindirdi onu.
Yola çıktıktan birkaç dakika sonra, yavaş yavaş ısınmaya başladığını hissetti Ebru. Ellerini yanaklarına koyup, soğuktan buz gibi olmuş yüzünün de ısınmasını sağladı. Koray onun bu tavrına gülüp elini tuttu.
"Nasıl bu soğukta hırkanı almadan çıkarsın Ebru?" derken onaylamaz bir bakış attı.
Ebru umursamaz bir şekilde omuz silkti.
"Aklıma mı geldi sor bi... Sen öyle mükemmel konuştuktan sonra, bişey diyememek, beni nasıl yetersiz hissettirdi, çocuk gibi kaçacak yer aradım işte" derken yine aklına o anlar geldi ve bir kez daha utandı kendinden.
Araba durduğunda eve geldiklerini anladı. Koray kendini izlerken utanmayı bırakıp adamın gözlerine baktı sessizce,
"Bir daha... Kendinden bahsederken... Yetersiz kelimesini kullanırsan...Kendini küçümsersen..." diye tek tek konuşuyordu ve Ebru büyük bir azarlama cümlesi beklerken, Koray gülümsedi.
"O güzel dudaklarına acı biber sürerim senin" dedi.
Genç kadın duyduğu cümle üzerine sırıttı.
"Peki... Bir daha kendimi küçümsemeyeceğim. Bu arada, bu akşamı en kısa zamanda telafi edeceğim" diyerek arabadan indi.
Koray'ın da indiğini görünce merakla ona baktı.
"Kapına kadar sana eşlik etmemin bi sakıncası yoktur umarım" dediğinde genç kadın neşeyle gülümseyip, adamın koluna girdi.
Asansör kendi katlarına çıkarken, Koray birkaç gündür söylemek istediği şeyi söyledi kıza.
"Aşkım... Artık abine durumumuzu anlatsan iyi olur diye düşünüyorum, bu yaptığımız ona saygısızlık" dediğinde, Ebru onun haklılığıyla başını salladı.
"Aslında evet... Ama cesaret edemiyorum işte. Yarın bunu yapmaya çalışacağım" dedi.
Adamın yüzünde güzel bir tebessüm belirdi o anlarda.
Evin kapısına gelip, kapıyı açtığında ışıkları açıp Koray'a baktı."Bıraktığın için çok teşekkür ederim" diyerek kollarını boynuna doladı.
Akşamüstü odasında yaptığı gibi, ona sarılırken, sesli bir nefes çekti Koray burnunu gömdüğü saçlardan.
"Rica ederim canım, iyi geceler, seni özleyeceğim" diyerek yanağına ufak bir öpücük bıraktı kızın.
Ebru deyim yerindeyse havada uçuyordu bu anlarda. Asansöre tekrar binen adama el sallayıp, kapıyı kapattı ve kilitledi. Odasına geçip pijamalarını giydi ve beklediğinden hareketli geçen akşamın yorgunluğuyla, uyuyakaldı.
Ertesi gün uyandığında saate baktı ve her zamanki saatinden geç uyandığını fark etti.
Bugün evde temizlik yapmalı ve akşama gelecek olan, abisinin ailesi için, kalacakları odaların ayarlamalarını halletmeliydi.
Kendine geldiğinde, hâlâ aşk sarhoşu gibi olduğunu hissediyordu. Bu düşüncelerle telefonu eline alıp, Koray'a mesaj gönderdi.
"Günaydın sevdiğim adam... Umarım bugün yapacağın görüşmelerin olumlu sonuçlanır ve o çok emek verdiğin şubeyi açarsınız. Gününün güzel geçmesi ve işlerinin yolunda gitmesi dileğiyle... Seni çok seviyorum :)"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
Teen FictionBir okurumun tavsiyesi üzerine "YENİDEN SEV" den Selim'in kızının hikayesini yazmak istedim ve farklı bir kurgu ortaya çıktı, işte konusu; "Annesinin hatalarından utanarak büyümüş bir kız ve yanlış yapmamak için mutsuzluğa gömülmüş durumda... İkis...