Genç kadın gözlerini açtığında, hastanenin beyaz tavanıyla karşılaştı. Yine hastanedeydi.
Artık vücudu da dayanmıyordu yaşadığı travmalara. Hissiz bakışları etrafı tararken, Selma hanım içeri girdi. Anne sıcaklığı içeren, sevgi dolu bakışlarıyla Ebru'ya yaklaşıp,
"Nasıl oldun kızım? İyi misin biraz daha?" diyince Ebru utançla,
"İyiyim, kusura bakmayın, ben-ben sizin başınıza bela oldum" derken yine gözleri doldu. Selma hanım içi acıyarak kızın saçlarını okşadı.
"Çok ayıp Ebru, sen bizim kızımız sayılırsın. Bir daha böyle şeyler söyleme sakın. Sadece iyi olmaya bak" dediğinde, genç kadın umutsuzca gülümsemeye çalıştı.
"Çok teşekkür ederim, şey... Ben daha ne kadar burada kalacağım" diye sorduğunda, Selma hanım bitmek üzere olan seruma baktı ve
"Serum bitmek üzere, ben gidip hemşireye haber vereyim" diyerek odadan çıktı.Kapının önünde oğluyla karşılaşınca, kollarını göğsünde bağlayıp, soran gözlerini ona yöneltti.
"Koray, bu kız neden bu halde, sen neden bu kızın yanından bi an bile ayrılmıyorsun?" diye şüpheyle Koray'a baktı.
Koray dik duruşundan ödün vermeden, annesine kalbindekileri bir çırpıda söyleyiverdi.
"Ne anladıysan o anne, onu seviyorum" dedi.
Kadıncağız o an şaşkınlığından çığlık atmamak için ağzını kapattı.
"Oğlum sen kafayı mı yedin? Mantığın yok mu senin? Nasıl böyle bişey yaparsın? Sen evlisin, o kadın da evli..." diye kısık sesle azarlamaya başladı oğlunu.
Koray umursamaz bir şekilde ellerini ceplerine soktu."Canan'dan boşanacağım anne, Ebru'yu uzun bir zamandır seviyorum. Herşeyi şimdiye kadar içimde yaşadım, ona saygı duydum ama, onun sanıldığı gibi bir evliliği olmadığını anladığımda, bu işin peşini bırakmayacağıma söz verdim." dediğinde annesi anlamayan bakışlarla Koray'a baktı.
"Ebru'yu aldatması dışında başka bişey daha mı var?" diye sorduğunda, Koray her ne kadar Ebru'nun özel hayatı hakkında konuşmak istemese de, annesini kendi tarafına çekmek için susamadı,
"Onlar hiç bir zaman gerçek bir evli çift olmamışlar anne" dedi. Selma hanım artık neye şaşıracağını bilmiyordu. Gelen doktoru görünce, susup Ebru'nun yanına geri döndü...
"Fiziksel olarak yorgunluk dışında bir problem görünmüyor Ebru hanım, ama yarın sizi psikiyatri servisimizde bir muayene etmek istiyoruz. Bu tarz sinir krizleri geçici veya kalıcı zararlar verebilir." diyen doktora çaresizce başını salladı Ebru.
Doktor gittikten sonra toparlanırken, Koray yardım etmek isteyince, bakışlarıyla onu durdurdu genç kadın.
"Ben iyiyim" diyip ayaklandığında hafif sendeledi ama, Koray'ın ona uzattığı elini boş bırakıp, Selma hanımın koluna girdi.
Koray onun haklı olduğunu bildiği için, elinin boş kalmasına üzülmedi.
Bir gün bu eli tutacaktı kadın. O gün gelene kadar sabredecekti adam...
Araba yolda ilerlerken, Ebru cılız bir sesle,
"Koray bey beni evime bırakırsanız daha iyi olur" dedi.
Koray buna karşı çıkmak istedi ama, Ebru'nun kararlı duruşuyla başını salladı. Bir süre sonra araba genç kadının evinin önünde durunca, Selma hanım kızın ellerini tuttu.
"Bu gece seninle kalmamı ister misin kızım?" diye sordu.
Ebru karşısındaki kadının, anne sıcaklığıyla mest olmuştu, ama bu akşam onu yeterince yormuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
Teen FictionBir okurumun tavsiyesi üzerine "YENİDEN SEV" den Selim'in kızının hikayesini yazmak istedim ve farklı bir kurgu ortaya çıktı, işte konusu; "Annesinin hatalarından utanarak büyümüş bir kız ve yanlış yapmamak için mutsuzluğa gömülmüş durumda... İkis...