45.bölüm

1.5K 139 18
                                    

Vücudunun her yanını saran ağrılara rağmen, bilinci açıktı Koray'ın.

Hissettiği ıslaklıkla, yaralanan bir yerinden kan aktığını bilse de, neresi yaralı anlayamıyordu. Çünkü ağrımayan yeri yoktu.

Boynunu yan tarafa çevirmeye çalışsa da, tutmuyor gibiydi.
Ağrıyan boğazına rağmen,

"Ebru, Ebru'm iyi misin, ses ver bitanem!" dediğinde hafif bir inilti duydu.
Tüm gücünü kullanarak yan dönünce, karısını gördü. Başından aşağı akan kanlarla, yüzünün sol kısmı kırmızıya boyanmıştı.

"Ebru! Aşkım, nolur iyi ol Ebruu!! Sana bişey olmasın, ses ver bana nolur!" derken, yüzünde acı dolu bir ifade belirdi karısının, gözlerini açmaya çalışırken,

"Koray....Canım...çok acıyor" dedi kesik kesik aldığı nefesle.

"Dayan bitanem, bulacaklar bizi, kurtulacağız" derken, kendi ağrıları da dayanılmaz olmaya başlamıştı.

Bilinci kapanır gibi olurken, Ebru'nun öğürür gibi bir ses çıkardığını duyunca, zorla gözlerini açıp ona baktı.

Kadının ağzından kan geliyordu. İç kanaması vardı büyük ihtimalle.

"Ebruu, dayan nolur aşkım... Ölme nolur dayanamam Ebru." diye sayıklayıp ağlamaya başladı adam.

Bir süre sonra kulaklarına dolan siren sesleriyle içine bir umut doğdu. O umutla vücuduna bir güç geldi, elini karısının eline götürdü. Buz gibiydi.

"Ebru, ölme sakın, hayır hayır gitme nolur bebeğim, sana daha yeni kavuşmuşken bırakma beni!.. Gitme nolur gitme!" diye avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

Baran ve Selçuk, polisin ardında giderken, Baran gözyaşlarını silip kaza yerine baktı.

"Selçuk abi, yaşıyorlardır değil mi?" derken Selçuk duygusuz bir sesle,

"Korkma Baran, iyi olacaklar Allahın izniyle" dedi.

Araba durur durmaz inip, kaza yerine koştu Baran. Abisini görünce ona doğru gitti.

"Abi. Geldim abi yetiştim sana, iyisin değil mi?" derken, bilinci gitmek üzere olan Koray, kardeşine bakmaya çalıştı.

"Önce... Önce onu kurtarsınlar. Giderse dayanamam" dediğinde, Baran yan koltuktaki yengesine baktı. Durumu daha ağır görünüyordu.

Sağlık görevlileri bir an önce gelip, Baran'ı geriye çektiler. Genç adam çaresizlik içinde yere oturup, ağlamaya başladı. Bunu yapanı bulup gebertecekti...



                             ***

Park ettiği arabasından telaşla inerken, kapıyı kilitleyip anahtarı cebine attı Arda.
Kemal beyin kendini aramasından, bir terslik olduğunu anlamıştı zaten.

"Arda, sakin ol, beni bekle" diyen Melis'i duymayarak sadece koşuyordu.

Kardeşine bişey olma ihtimalinden deli gibi korkarken, içinden dualar edip duruyordu.

"Allahım, onu da benden alma"

Görüş açısına giren Kemal beyi görünce, adımlarını daha da hızlandırdı.

"Nerede kardeşim, yaşıyor değil mi Kemal bey, yaşıyor diyin nolur?" dediğinde, adam baba şefkatiyle ona sarılıp,

"Yaşıyor oğlum, merak etme iyi olacaklar" dediğinde tuttuğu gözyaşlarını bıraktı genç adam.

Ellerini yüzüne kapatıp ağlarken, Melis yanına gelip kollarını omzuna doladı.

"Ağlama Arda, dua edelim, iyileşecekler Allahın izniyle" diyerek onu sakinleştirmeye çalıştı...

BENİ AŞKA İNANDIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin