Ebru, Koray'a bakıp,
"Biz... Herşeye daha yeni başlamışken, evlilikten bahsetmek erken değil mi?" derken, aslında Koray'la evlenmek için can atıyordu ama, emin olmak istiyordu herşeyden.
Acele etmek istemiyordu.Koray ondan böyle bir cümle beklemediği için, bir süre öylece baktı.
"Ebru... Biz dışardan bakıldığında bir iki aydır görüşüyor gibiyiz ama, benim için öncesi de var, ben aylardır seviyorum seni... Ve tahmin ettiğin gibi, olabilecek en kısa zamanda karım olmanı istiyorum" dediğinde, onun sessiz kalmasını, yanlış yorumladı Koray.
Yavaşça ondan uzaklaşıp, ellerini bıraktı ve yatağına oturdu.
Ebru ona kendini açıklayacağı sırada, kapı çalınıp, Arya başını uzattı içeri,
"Yemekler hazır, hadi sofraya" derken, Koray ayağa kalkıp, kırgın ifadesine rağmen Ebru'nun elini tuttu ve,
"Hadi, insanları bekletmeyelim" diyerek onu salona yönlendirdi.
Ebru ilk defa istemeden birinin kalbini kırmıştı, üstelik bu kişi, onun sevdiği, onu çok seven adamdı...
Salona geçtiklerinde, Kemal beyle selamlaştı Ebru. Kısa bi sohbetten sonra, Selma hanım onları sofraya çağırınca, oraya yöneldiler.
Koray kendine oturması için sandalyesini çekerken, ona baktı ama, adam gözlerine bakmıyordu.
"Teşekkür ederim" dediğinde aldığı karşılık, kibarca bir tebessüm olmuştu.
Selma hanım eşine elleriyle servis yaptıktan sonra, Kemal bey ona minnetle baktı.
"Ellerine sağlık hanım, yine midemiz şenlenecek anlaşılan" dediğinde karısı ona gülümseyip göz kırptı."Afiyet olsun canım, ama bugün yemeklere gelininin eli değdi, bakalım beğenecek misin?" derken, Kemal bey Ebru'ya bakıp gülümsedi.
Koray gibi ailesi de, kendini bu aileye çabucak kabul etmişti. Şimdiden Selma hanımın ona gelini olarak hitap etmesi, Arya'nın ona görümcesi gibi davranması.. Bunlar güzel şeylerdi ama, daha Koray'la arasındaki ilişkiden abisine bahsetmemişti bile.
Üstelik kendine itiraf etmeye korksa da, üç yıllık kağıt üzerinde yaşadığı evlilikten sonra, Koray ile yaşayacağı gerçek bir evlilik olsa bile, evlilik kelimesinden biraz çekiniyordu...
Yemeklerini yerken, Baran ve Kemal beyin çıkardığı mırıltılar, yemekleri beğendiklerini gösterirken, Baran lokmasını yuttuktan sonra Ebru'ya bakıp,
"Ellerine sağlık yenge, bir tavuk gurmesi olarak söylüyorum ki, harika olmuş" dedi.
Ebru onun yenge demesiyle tuhaf şekilde mutlu olurken ona,"Afiyet olsun" diyip Koray'a baktı.
Gözlerindeki beğeni ifadesiyle, kendine bakıp,
"Ellerine sağlık Ebru, gerçekten çok güzel olmuş" dedi.
Genç kadın ona gülümseyerek, afiyet olsun dedi. Ama Koray'ın gözlerinden kaybolan ışıltıyı fark etmişti.
Yemek boyunca, bu tatlı aileden iltifat alıp durmuştu Ebru. Bir de yanında oturan adamın gönlünü alsa iyi olurdu.
Salonun oturma bölümüne gelip, tatlılarını yerken, özele girmeden ailesi ve çocukluğuyla ilgili sorular sormuştu Selma hanım, Ebru onlara cevap verirken, rahatsız olmadığını hissetti. Galiba Koray'a içini döktükten sonra, bu konuya bağışıklık kazanmıştı.
Sohbetlerini ederken, bir ara Koray çalan telefonuna bakıp,
"Çok afedersiniz, buna bakmam lazım" diyerek salondan çıkıp, odasına geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
Ficção AdolescenteBir okurumun tavsiyesi üzerine "YENİDEN SEV" den Selim'in kızının hikayesini yazmak istedim ve farklı bir kurgu ortaya çıktı, işte konusu; "Annesinin hatalarından utanarak büyümüş bir kız ve yanlış yapmamak için mutsuzluğa gömülmüş durumda... İkis...