39.bölüm

1.6K 138 11
                                    

Tam evden çıkmak üzereyken, üstü başı bozuk düzen bir adam içeri girdi. Koray'a bakıp,

"Hangi tefecinin adamısın lan sen, nasıl benim evime girersin?" diyerek üstüne yürüdü. Adam Koray'ın üzerine saldırınca, kısa bir boğuşma yaşandı aralarında, Koray adama yumruk atıp yere düşürdüğünde,
Ebru'ya döndü.

"Arabaya git Ebru, al anahtarı, arkandan geleceğim ben de" derken, düştüğü yerden sendeleyerek kalkan adam, cebinden çıkardığı çakıyı, Koray'ın sağ karın boşluğuna sapladı.

Onun acı çeken ifadesini görünce, Ebru'nun çığlığı, eski evin duvarlarında yankılandı.

Koray, çektiği acıdan dolayı dişlerini sıkarak arkasına döndü.

"Lan, ne biçim herifsin sen? Nasıl adamlar girip çıkıyor evine de, kim olduğuna bakmadan saldırıyorsun şerefsiz?!" diyerek tüm gücüyle adamı itince, çuval gibi koltuğun üzerine yığıldı adam.

Ebru'nun elini tutup, kapıya giderken, adamın bağırma sesleri evi değil, tüm mahalleyi inletiyordu.

"Kimdi lan onlar? Söylesene, kime kuyruk salladın da peşinden geldiler?" dedikten sonra, kırılan eşya sesleriyle, Ebru son kez ardına bakıp arabaya yöneldi.

Koray'ın arabaya binmesine yardım ederken, sulu gözleri adamın üzerindeydi.

"Dikkat et, canın yanmasın." derken adamın üstüne titrer hali vardı.

Sürücü koltuğuna geçince, titreyen ellerini birbirine sürtüp, stresinin geçmesini dileyerek arabayı çalıştırdı ve bir daha asla görmek istemediği mahalleden ayrıldı.

Koray, yaralanan yerinin acısını unutup, gözyaşları içinde arabayı kullanan Ebru'ya baktı.

"Özür dilerim, seni buraya hiç getirmemeliydim, o kadını hiç aramamalıydım" dediğinde, Ebru ona baktı. Üzerindeki ceketi çıkarıp yarasına bastırmıştı.

"Saçmalama, özür dilenecek bişey yapmadın ki. Hem sen, iyi misin Koray, acıyor mu?" diye sordu. Adam elini karnına bastırıp,

"İyiyim canım, biraz ağrıyor sadece, ama çok derine girmedi merak etme." dediğinde, Ebru'nun gözlerinden akan yaşların yenisi gelip duruyordu.

"Hastaneye gidip baktıralım bi. Ama en yakın hastane nerede ki, hemen 112yi arayıp sorayım" dedi. Koray başını sallayıp,
"Tamam endişelenme, iyiyim ben güzelim, yola odaklan" diyerek kırmızı ışıkta duran kadının elini tutup, dudaklarına götürdü. Genç kadın endişeyle başını sallayıp,

"Bir an önce yarana baktırmalıyız Koray, canının yanmasına dayanamıyorum." dedi sulu gözleriyle, Koray güven verirce gülümsedi, vücudunda hissettiği ağrılara rağmen,

"Dert etme, geçecek, seninki de geçecek. Belki benimki daha kısa zamanda, seninki daha uzun zamanda ama, geçecek" dedi.

Ebru da geçeceğini biliyordu, hem artık Koray vardı yanında, Arda vardı. Kendini karşılıksız seven adamların sevgisi, onu iyileştirirdi. Daha önce de olduğu gibi.

Buldukları ilk hastaneye gidip, Koray'ın yarasına müdahale etmelerini izledi genç kadın.
Dokunsan ağlayacak bir halde, sevdiği adamın durumunu izlerken, doktorun söyledikleriyle rahatladı Ebru.

BENİ AŞKA İNANDIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin