Adamlar-Hepinize El Salladım
***
Dün gece Neslihan'ın evinde izlenilen film, kendisi ve Ahmet'e yetmemiş olacaktı ki bugün kendimizi onlar sayesinde AVM'de bulmuştuk. Şimdi ise her biri önünde durduğumuz film afişlerine dikkatle bakıyordu.
Ben hariç.
Baktıkları afişlerde korku filmleri yer alıyordu ve şüphesiz ki bu tarz filmlerden zerre hoşlanmazdım ben. İzlerken bir yerden bir şey çıkıp da fırlar diye filme odaklanamıyordum bir kere. Kısacası hiç haz etmezdim işte.
"Karar verdik." diyen Neslihan, dikkatimi dağıttığında bakışlarımı ona çevirdim. "Korku filmine gireceğiz." dedi. "Uyar di mi?" O ve diğerleri bana beklentiyle baktığında başımı hiç istemesem de evet dercesine salladım. Dördü de bu tarz bir filme girmek istiyorken tabiri caizse mızıkçılık yapıp kararlarından dönemlerini isteyemezdim. Bu yüzden filme girecek ve izlemeye çalışacaktım. Eğer izleyemezsem de kapatır gözümü uyurdum. Ortam da ara sıra refleks sonucu atışan çığlıklar dışında sessiz olurdu zaten.
"Şuna giriyoruz değil mi?" diye soran Hilal ilk başta asılı olan afişi gösterdiğinde diğerleri onu ağız birliğiyle onayladı. Gerildiğimi belli etmemek adında "O zaman biletleri almaya gidelim." dedim. Beni onaylayıp biletlerin satıldığı noktaya yöneldiklerinde ben de arkalarından ilerlemeye başladım. Bir yandan da omzumda asılı olan çantamı elime almış ve içinden cüzdanımı çıkarmıştım.
Gişelerin oraya geldiğimizde "Bizden." diyen Bahadır'ı buldu bakışlarım. Elini çoktan cebine atmıştı. "Teşekkür ederim ama gerek yok." deyip cüzdanımı açmaya yeltendiğimde bana doğru bir iki adım attı ve elimi tutup usulca aşağı indirdi. "Bizden diyorum." dedi tekrardan. "Bu yüzden inatçılık yapmazsan sevinirim, güzellik." diye de devam etti.
Bakışlarım, elimin üzerinde olan eline kayarken bir yandan da az önce duyduğum kelimeyi idrak etmeye çalışıyordum.
İkisi üst üste gelince fena mı olmuştum ne.
"Koy bakalım cüzdanını çantaya."
Kendimden geçmiş bir şekilde başımı tamam dercesine sallayınca memnuniyetle gülümsedi ve tuttuğu elimi bırakarak bilet satan görevliye döndü. Bu hareketiyle kendime gelmek istercesine başımı sağa sola salladım.
Bu çocuğun en ufak hareketi bile beni heyecanlandıracaksa eğer vay benim hâlime.
"Biletler, tamam. Filme de beş dakika kalmış."
"Gidelim o zaman."
İşittiğim konuşmalar beni çabucak kendime getirirken sinema salonuna doğru ilerlemeye başlayan bizimkilerin arkasından ağır adımlarla yürümeye başladım. Gerginliğim az önceki heyecanımın önüne geçmiş ve beni rahatsız etmişti. Hâlbuki öylesine bir filmdi ama yine de etkiliyordu beni işte. Aniden ekranda verilen introyla dikkatim dağılırken derin bir nefes alıp verdim.
Allah'ım, sen bana yardım et!
"Korkuyorsun."
Bahadır'ın kulağıma doğru konuşmasıyla bakışlarım ona döndü. Göz göze ve de adeta burun buruna geldik ona. "Hadi canım." dedim ses tonumu sabit tutarak. "Şaka yapıyorsun." Tavrım karşısında histerik bir şekilde gülüp tekrardan kulağıma doğru eğildiğinde nefesimi tuttum ve ellerimi kucağımda birleştirip onlarla oynamaya başladım.
