[0.7]

63.4K 3.1K 1.2K
                                        

[Yüzyüzeyken Konuşuruz-Ölsem Yeridir]

***

Bacaklarımı kendime çekip iki büklüm bir şekilde oturduğum yatakta boş bakışlarla karşıya bakmaya devam ettim. Uyanalı neredeyse yarım saat olacaktı fakat ben hâlâ kendime gelme zahmetinde bulunamamıştım. Daha doğrusu kendime gelememiştim.

Ruhen keyifsiz hissediyordum kendimi. O yüzden bu keyifsizliğin verdiği etkiyle bütün gün yatakta yatıp tavanımla bakışabilirdim. Ondan sonra film izlerdim ve ondan sonra tekrardan tavana bakardım.

"Ama yapamazsın Serra." diye mırıldandım kendi kendime.

Yapamazdım çünkü iki saat içinde büroya gitmem gerekiyordu. Ondan sonra da bir müvekkilimle görüşecektim. Kısacası bugün Pazar olmasına rağmen birazcık yoğundum. Bu yüzden yatakta daha fazla pineklemeyerek kalktım ve dolabımın karşısına geçtim.

"Serra, uyandın mı?"

"Hayır, uyuyorum."

"Dalga geçme." diyerek odaya daldı annem. Onu duymazdan gelerek dolabımın kapaklarını açtım. Umarım fazla söylenmeden odadan çıkıp giderdi çünkü bugün onu çekecek bir kafaya sahip değildim. Dolaptan çıkardığım siyah kotu yatağın üzerine koyarken göz ucuyla anneme baktım. Kollarını göğsünde bağlamış o da bana bakıyordu.

"Bir şey mi söyleyeceksin?" diye sordum.

"Evet, Serkan geldi. Bir an önce hazırlan da aşağı gel."

"Serkan mı?"

Beni gülümseyerek onayladığında zaten dağınık olan saçlarımı sinirlenmeye başlamanın verdiği etkiyle daha çok dağıttım. Hayatımda Serkan kadar gevşek ve yüzsüz birini tanımamıştım. Resmen dün gece yaptıklarından sonra buraya çıkıp rahatça geliyordu. Aslında bu rahatlığının sebebi de birazcık annemin ona yüz vermesiydi.

"Anne." dedim sakince. "Şu çocuğa yüz verme artık. Sal, gitsin."

"O ne demek öyle kız? Bal gibi çocuk işte. Daha ne istiyorsun?"

Ya ya ne bal.

"İstemez misin Serkan ile evlenmek? İşi var, parası var. Ailesi de okuyup görmüş insanlar. Bizim gibi aileye de öyle bir ailenin çocuğu yakışır zaten."

"Madem öyle sen evlen o zaman."

Ani çıkışım karşısında gözleri şaşkınlıkla aralanırken geçip yatağın kenarına oturdum. En sonunda bunu da söyletmişti bana. "Terbiyesizlik yapma." dedi sesini yükselterek. Başımı sallayarak geçiştirdim onu. Sinirle soluyuşları doldu kulaklarıma. Hemen ardından da aşağı gelmemi söyleyerek odadan çıktı.

***

Gevşek bir şekilde tuttuğum telefonuma boş boş bakarken bir yandan da annem ve Serkan arasında geçen konuşmaları dinliyordum. Annem, beş cümle kuruyorsa dördünde Serkan' övüyordu. Serkan da utangaç ayağına yatarak karşılık veriyordu anneme. Kısacası kalitesiz bir sohbet içerisindeydiler.

"Sen nasılsın Serra?" diye sordu. "Aşağı geldiğinden beri ağzını bıçak açmadı."

"Çıkıp gelmeseydin eğer iyi olabilirdim." derken sahte bir gülümseme kondurdum yüzüme. Annem sesli bir şekilde boğazını temizledi o an. Başlamıştı yine alttan alttan sinyal vermeye. Ve böyle yaptığı her an benim daha çok konuşup onu sinir edesim geliyordu.

"Sorun değil." dedi Serkan. "Belli ki uykusunu alamamış. Yoksa bana öyle davranmaz o. Hatta çok sever beni."

"Hı hı." dedim alayla. "Bitiyorum sana."

ÇIKMAZ SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin