[2.1]

49.1K 2.5K 770
                                        

[Gökşin Derin-Bu Akşam da Aklımdasın]

Bahadır Öztürk

Islık öttürerek ilerlediğim yolda gördüğüm bir iki esnafa başımla selam verdikten sonra Ahmet'in yaşadığı apartmanın önünde durdum ve zile bastıktan sonra da ellerimi cebime yerleştirip beklemeye başladım. Kapı, kısa bir süre içinde açıldıktan sonra da içeri girip merdivenlerden hızlı adımlarla çıktım.

Dairenin önüne geldiğimde beni karşılayan kişi Ahmet ve Neslihan olmuştu. Zaten o ikisi sevgili olduğu andan beri Neslihan bu evden çıkmaz olmuştu. Ahmet ve ailesinin bundan şikayetçi olduğunu söyleyemezdim. Özellikle Ahmet'in çok hoşuna gidiyordu. Katbekat ilgi gördüğü için fazlasıyla mutluydu.

Şanslı pezevenk.

"İyi ki geldin." diyen Neslihan'a sorarcasına baktığımda eliyle içeri işaret etti ve "Çabuk içeri geç." dedi. Botlarımı çıkarıp geçtikten sonra onlar da arkamdan gelmiş ve koltuğa yan yana gelecek şekilde oturmuştu. Ellerimi iki yana açarken "Ee." dedim sorarcasına. "Ben buradan geçerken uğrayım demiştim ama gelmeme sevindin. Sebebi nedir?" Neslihan, oturduğu yerde dikleştikten sonra heyecanlı bir şekilde "Dökül bakalım." dedi.

"Neyi?"

"Rabia'nın seni öpmesinden bahsediyorum Bahadır. Anlat hepsini. Ne zamandan beri bir şeyler hissediyor o kız sana? Her şeyi anlat."

Cümleleri karşısında gözlerim şüpheyle kısılırken "Sen nereden biliyorsun?" diye sordum. Ahmet dahil kimseye böyle bir durumun yaşandığını söylememiştim. O gün etrafta biri de yoktu. Yani en azından birisini gördüğümü söyleyemezdim. "Gördüm." dedi rahat bir tavırla. "Hadi, anlat bakalım."

Gözlerimin içine merakla bakarken saçlarımı sıkıntıyla karıştırıp derin bir nefes aldım. Her ne kadar Rabia bana bu konu hakkında hiçbir şey söylemese de onun bana karşı bir şeyler hissettiğini anlamıştım. Sonuçta bunu anlamayacak kadar salak değildim. Bir kere yerimde salak bile olsa Rabia'nın hislerini anlardı çünkü beraber olduğumuz zaman fazlasıyla belli ediyordu.

Bu yüzden bir keresinde onunla bu konuyu konuşup benden yana bir umudu olmamasını ona söylemek istemiştim ama cesaret edememiştim. Arkadaşımdı o benim. Her ne kadar o, bana o gözle bakmasa da benim için öyleydi işte. Üzülmesini istemezdim. Daha doğrusu istememiştim. Ama üzülmüştü.

O akşam ona karşılık vermeyip ondan geri çekilmiş ve oradan ayrılmıştım. Ertesi gün de onu arayarak kendi hakkında tüm düşüncelerimi dile getirmiştim. Bunları bizzat benim ağzımdan duymak onu fazlasıyla sarsmıştı. Ben de üzülmüştüm ama yapacak bir şey yoktu işte. Bendeki vaziyet buydu.

"Hadi, Bahadır!"

"Ne anlatayım?" diye sordum. "Uzun süredir bana karşı bir şeyler hissettiğini biliyordum zaten. Daha doğrusu anlamıştım ama anladığımı ona belli etmemiştim. O da hissettirmeye devam etmişti. O akşam da ayaküstü sohbet ederken birdenbire öptü. Her ne kadar beni sevdiğini bilsem de öpmesi kesinlikle beklemediğim bir şeydi."

"Kusura bakma ama..." diye mırıldandı Neslihan. "O kızı hiç sevmiyorum."

"Olabilir." dedim omuz silkerek. "Sevmek zorunda değilsin zaten."

"Ee?" diye soran Ahmet'e baktım bu sefer de. En az Neslihan kadar meraklıydı bu da. "O olaydan sonra konuştunuz mu? Onu da söyle."

"Ertesi gün geldi ve boş bulunarak yaptığı bir hareket olduğunu söyledi. İnanmadım. O davranış boş bulunup yapılacak bir şey değil bence. Sonrasını da düşünmek lazım. En azından ben öyle düşünüyorum."

ÇIKMAZ SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin