"Neden kabul ettim ki? Tanrım, en azından zamanı geri alamaz mısın? O ana dönüp bunu reddetmek istiyorum."
Filmin başlamasına 5 dakika felan kalmıştı ve Jungkook durmadan dırdır ediyordu,susturamıyordum da asla. Etraf sevgili doluydu aralarında bir tanesi bile kavga etmiyordu ama Jungkook'u bıraksanız beni döveceği kesindi.
"Jungkook eğer susmazsan benimle bu randevulaşma sayısını 15'e yükseltirim!"
"Seni...seni gerizekalı!"
Dil çıkardım madem o beni dinlemiyordu bende sınırlarını zorlardım.
"Bak ne diyeceğim 5'e indirsek en azından?"
"Hayır."
Ben 20'yi bile düşünürken 5 olmazdı, kendimi ona bu süreçte aşık etmeliydim.Belki olmazdı ama yinede şansımı denemek istiyordum hem kaybedecek bir şeyim yoktu aksine kazanmam gereken bir Jungkook vardı.
Suratını asarak bir bebek gibi kafasını başka bir tarafa çevirdi. Konuşmalarımızı duyan bir kaç kişi bize manasızca bakıyordu ve ben bunun için bile Jungkook'u öldürebilirdim.
Bir kaç dakika aramızda soğuk rüzgarlar esse de filmin başlamasının üzerine tüm dikkatimizi filme vermeye başladık.
Türüne felan hiç dikkat etmemiştim fakat başlangıcı etkileyiciydi.
Jungkook ise filme öyle dalmıştı ki kucağımda ki mısır kutusundan mısır almak yerine şu an bacağımı tutuyordu fakat farkında değildi.
Anlaması adına sahte bir şekilde öksürdüm ancak Jungkook gram bakmadı.
Elimi onun üzerine koydum,hem eli benim bacağımın üzerindeydi ve bende elimi onun üzerine koyuyordum.Harika!
"Ne yapıyorsun!"
"Elini çekmen için yaptım salak! Elini bacağımdan çek."
Yeni fark eder gibi gözleri şaşkınca açıldı ve elini çekti.Tatlı bir bebek gibiydi,ona bakarken kendimi gülümsüyorken buluyordum ve bunu asla engelleyemiyordum.
Ona istediğimi yapabilirdim kendi içimde kötü kadın kahkahası atarak önce yanağını çektim sonra da çektiğim yere kısa bir öpücük kondurdum.
Onu her buluşmamızda böyle öpmek istiyordum fakat alışmaktan korkuyordum. Sonuçta beni sevmeyeceği belliydi değil mi? Boşuna alışmaya gerek yoktu fakat yinede fırsatım varken ona istediklerimi yapmalıydım.
Tekrardan bir öpücük daha kondurdum,neden yanağı o kadar pürüzsüz ve yumuşaktı ki?
Bana bakma gereği bile duymadı, içinden bana milyonlarca kez küfür ettiğini tahmin edebiliyordum. Ancak kabul etmişti bir daha reddetme gibi bir şansı yoktu ve ben bu süreçte ona sülük gibi yapışmayı hedefliyordum.
Umarım başarabilirdim.
~
Beni alın 1500 yerimden bıçaklayıp çuval kıyafetiyle ormanın derinliklerine atın,hatta o yetmez direk suya gömün beni aksi halde utanmaktan kendimi yerin dibine sokacaktım.
Filmin erotik olacağı asla aklımın ucundan geçmezdi,ucu değil direkt düşünmemiştim bile.
Jungkook ise filmi gözünü kırpmadan izlemiş arada bana imayla espriler yapmıştı.Tamam bana espri yapması iyi felan da yaptığı imaların altında sürekli bir 'seks' vardı.
Hayatımda bir kere bile böyle şeyleri izlememiştim,birisinin birisini şaapması beni ilgilendirmiyor sonuçta.
"Dediğin gibi sinemaya gittik? Artık evime dönebilirim dimi?"
"Hayır benimle mağazaya geleceksin seninle bundan sonra buluşmalarımız için kendime kıyafet seçeceğim."
Sinirle yüzünü buruşturdu ve ayağını yere vurdu. "Senden nefret ediyorum!"
"Bende canım bende,hadi şimdi gidelim."
"İlla bu randevu şeysi bitecek o zaman görüşeceğiz."
"Yanağımdan öp."
"Ne?"
"Duydun,yanağımdan öp."
"Yapmayacağım"
"Yapacaksın"
"Yapmayacağım"
"Yapacaksın"
"Yapmayacağım!"
"Yapmayacaksın"
"Yapacağım"
Kahkaha attım,kendi ağzıyla demişti işte.
"Kendin söyledin bak yapacaksın, hadi yürü gidelim."
"Senden.nefret.ediyorum! Resmen beni oyuna getirdin."
Dil çıkardım,o da salak olmasaymış benim sorunum değildi.
~
"Sence bu nasıl?"
"Kötü."
Bu 8.deneyişimdi fakat ben delirecektim,kıyafete dahi bakmadan kötü diyip duruyordu.Ben burada onun için süsleneyim fakat o sadece kötü diyip geçsin,yok öyle bir dünya!
"Jungkook bundan sonra her hatanda randevu sayısı 1 artacak,bana bakmayarak hata ettin o yüzden buluşma randevumuz 11 oldu."
Düşmanın dahi olsa yanında ki kişiye saygısızlık etmemelisin,onu küçük düşürecek hareketler etmemelisin ancak Jungkook aksine beni sinir edecek bir şekilde ilkokul çocuğu gibi davranıyordu.
Çalışanların bir kaçının bize bakarak güldüğünü dahi görmüştüm,sinirim bozulmuştu ve Jungkook hala umursamıyor aldığı kahveyi içmeye devam ediyordu.
Sakin ol Yoora sonuçta zorla burada sen olsa sende öyle yapardın o yüzden sakin ol.
"Denediğim tüm kıyafetleri alıyorum, adresimi kasaya bıraktım.
Gönderirsiniz."Üzerimde ki kıyafeti hızla kabine giderek çıkarttım ve hışımla Jungkook'un kolundan tuttuğu gibi mağazadan dışarı çıkarttım.
Onunla kavga etmek istemiyordum fakat beni zorla kavga etmeye iteliyordu.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun!"
"Ne yapıyormuşum ben? Bence gayet haklıyım zorla gelmiş biri olarak."
"Yanlış yoldasın Jeon Jungkook hemde çok."
"En azından olduğum yolda mutluyum ben! Senin yüzünden Yoona'yı ektim,onun sorularına cevap veremedim ve en önemlisi o şu an endişeli. Senin yüzünden onu aldattığımı bile düşünüyor olabilir. Eğer ki! Eğer ki benden soğursa hesabını senden sorarım! Şimdi defol!"
"Ve bende sen defol dediğin için gidecek miyim? Asla.Peki ya o kızın duyguları beni ilgilendiriyor mu? Asla. O yüzden beni sınama aksi halde olacaklardan sorumlu değilim. Yarın merkezde ki avm'nin önünde saat 2'de orada ol,aksi halde olacaklar benim sorumluluğumda değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R✔
Fanfiction*hayrankurgudailk4heheytbeeejdkqjdjs Jeon.jjk: Yoona sensin değil mi? Umutları her aynaya baktığında parça parça yok olan bir kız düşünün. Asla kendini sevemeyeceğini zihninin en başına not eden birini, güçlü duruyordu fakat o aslında naif birinden...