•17•

448 78 5
                                    

Ertesi gün okula dinç bir şekilde gitmiştim. Belki de biraz mutlu hissediyordum.

Değişme fikri beni öyle heyecanlandırmıştı ki yeniden doğmuş gibiydim.

Yüzümün zayıf halini merak ediyordum. En çok ta vücudumun

Okulda artık insanlar beni katil diye anıyordu ama kimin umrundaydı? O Chea yılanı bileklerini kendi kesmişti ve suçu da benim üzerime atmıştı,bu konu hakkında polise gidip detaylı konuşacaktım. Abisi kendi okulumda beni ulu ortada basmıştı.

Zaten pek bir şey dememe gerek kalmazdı,kameralar her şeyi ortaya çıkarırdı.

3. tenefüsümde rahatlıkla lavoboya girip elimi yüzümü yıkadım. Sıkıcı bir ders geçmişti ve ben uyumamak için kendimi zor tutmuştum.

Katil diye anılmam iyi mi olmuştu bilmiyorum ama bana olan bakışlar değişmişti ve bu hoşuma gitmişti açıkçası.

Eskiden küçümseyici bakarlardı ama şimdi korkuyorlardı.

Yapmadığım bir şey için övünüyordum belki ama elimde değildi. Korkuyordum, bana yine eskisi gibi davranacakları için.

Ölesiye korkuyordum hemde

Dalga geçilmekten, dövülmekten, o alaycıl bakışlardan, zorbalıklardan.

Bıkmıştım,tükenmiştim, yaşayan ölü gibiydim.

Ama şimdi öyle değildi, gözümün içine dahi bakamıyorlardı.

Mesela onların hepsini öldürmek güzel bir fikirdi ama ben katil değildim. Sırf bir kaç hakaret için insan öldürmezdim ama sarsmak istiyordum onları. Bana neden böyle davrandılar diye sormak istiyordum. Neden beni dışladılar?

Kilolu olmam bunun en büyük etkeniydi ama yinede sormak istiyordum. Beni gerçekten sırf kilolu olduğum için mi sevmiyorlardı?

Oysa ki belki de beni tanısalar çok severlerdi. Espri yapmayı severdim, onların dertlerini dinler onlarla birlikte çözüm arardım, beraber soju dikleyebilirdik, kopya verebilirdim.

Ve daha sayamadığım bir çok özelliğim. Okulda kaldığım her gün bir arkadaşım olsun diye dua eden biriydim ben, benden kimseye zarar gelmezdi ama gelin görün ki insanlar beni katil biliyordu. Ve sanırım öyle demeye devam da edeceklerdi çünkü onları öldürmekle tehdit ederek bu ithamları doğrulamıştım.

Hata mı yapmıştım bilmiyorum ama tek bildiğim şu an iyi ve ağlamıyor oluşumdu. Bu böyle devam edecekse yaşamım boyunca bu konuda hep yalan söyleyebilirdim.

Kantinden parasını vererek aldığım su ile suyumu içmek için kantindeki sıralardan herhangi birine oturdum. Bugün eğer içimde hala küçücük bir cesaret kırıntısı kalırsa spor salonuna gidecektim, sonrasındaysa diyetisyene.

Herkese gününü gösterecektim

Güzelleşecektim,bu halimden eser kalmayacaktı.

Bir kaç ders daha tüm sıkıcılığıyla geçerken nöbetçi öğrencinin beni çağırmasıyla kendimi Jungkook'un yanında bulmuştum.

Mutlu muydum? Evet ama şu katil olayı yüzünden belki de beni yadırgayacaktı. Bana ne diyecegini pek kararlaştıramıyordum.

Öğretmenler odasının kapısını çalarak hafifçe kapıyı açtım. Ders saati olmasıyla birlikte içeride tek tük öğretmen vardı

Ve Jeon Jungkook

Gözlerimin içine bakarak hafifçe güldü, bende güldüm ona bakarak.

Sandalyesinden ayağa kalkarak yanıma doğru gelmeye başlarken ben hala gülüyordum. Kesinlikle aptal gibi görünüyordum.

Birde onu gülerek etkileyeceğimi düşünmüştüm bu tiple değil mi? Aptalın tekiyim

Elini omzuma koyarken nefesimi tuttum. Yaptığı her hareketi ile nefesimin kesildiğini hissediyordum. Bacaklarını saran siyah deri pantolonu ve beyaz tshortüyle sade gözüktüğü kadar çekiciydi. Hatta belki de ateşli.

Omzundaki eliyle bana yön vererek öğretmenler odasından çıkardı. Hala konuşmuyorduk ve ben neden beni çağırdığını merak ediyordum.

Merakım hala sürerken biz spor salonuna doğru ilerliyorduk. Cidden burada ne işimiz vardı?

"Dans edeceğiz Yoora."

Bir an için ona öyle bir baktım ki bakışlarımdan korktuğunu hissettim. Tek kaşım havaya kalkmış hala ona bakıyordum. Ben bu halimle asla onun yanında dans etmezdim. Değil dans etmek elimle ritim dahi tutmazdım.

Berbat görünürdüm çünkü, rezil olurdum ve bu olayı hayatımın sonuna kadar asla unutmazdım.

"Ne için Bay Jeon? Sizinle dersimize daha 2 gün var diye biliyorum."

Derin bir nefes alarak gözlerimin içine baktı. Bakma şöyle,eriyorum.

"Bak seni üzmek istemem ama seni biraz anlayabildiysem herkesin içinde dans etmek istemezsin diye düşündüm. Yıl sonunda sınıfınız bir gösteri yapacak ve sende yapmak zorundasın. Bu yüzden sana özel ders vermek istedim. Sence doğru mu yaptım?"

Benden bir cevap beklerken biraz üzülmüştüm aslında, bana kısaca kilolu olduğum için diğer öğrencilerin yanında rezil olmamı istemiyordu.

Haklıydı

İsteksizce "evet" dedim. Bir bakıma aslında onunla baş başa kalacaktım. Bu iyi bir fırsattı ama ben değerlendirebilecek miydim peki?

"Kendini sakın üzme tamam mı? Seninle günlük çalışmak istiyorum. Sende nedensizce bir ışık gördüm. Umutsuzluğunun içinde küçücük bir ışık, sana güvenmek istiyorum Yoora, lütfen beni dumura uğratma."

O kadar konuşmasının ardından seçebildiğim kelime sadece Yoora olmuştu. İsmimi onun ağzından duymak harikaydı. O ilah gibi sesinin arasından benim ismim çıkmıştı.

İsmim en güzel tonlarının bulunduğu Jungkook'dan çıkmıştı.

Tanrım! Bu çok iyiydi

Eğer ismimi hep böyle söyleyecekse bir ömür boyu ondan ders alırdım.

Istemsizce tekrar gülümsedim. Ona olan aşkım daha ne kadar yükselirdi belirsizdi ama günden güne kendimi ona daha da yakın hissediyordum.

Umarım bu işin sonunda zararlı ben çıkmazdım.

"O zaman yarın okul çıkışı burada görüşürüz Bay Jeon."

Tekrar gülümseyerek salondan çıkıyordum ki arkamdan konuşmasını duydum.

"Ben şimdi çalışırız diye düşünmüştüm ama önemli değil."

"Yanımda yedek kıyafetim yok Bay Jeon,elimde olsa sizinle bugün çalışırdım ama üzgünüm."

Mırıldanmasını duymuş olduğum için bana şaşkınca bakarken onun yanaklarını sıkmak istiyordum.

Çok tatlıydı

Açılan gözleri ve hafifçe gözüken dişleri bir bebek gibiydi, belki de biraz tavşana benziyordu. Gözüken ön dişleri tavşanın ön dişlerine benziyordu. Acaba bir gün o böyle şaşırarak bakarken öpebilecek miydim?

R✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin