"Hadi Yoora,yapabilirsin!"
Koşma bandının hızını arttırarak derin bir nefes aldım. O olaylardan sonra spor salonuna gelmiş kafa dağıtıyordum. Nefes nefese kalırken aklıma hiç bir düşünce gelmiyordu.
Aslında sadece biraz duygu karmaşası yaşıyordum, böyle acıklı bir hikayeye üzülsem mi? Yoksa Hoseok'un abim olduğu için sevinsem mi?
Bilmiyordum
Dna testi yapılacaktı,yani ben Hoseok'a karşı istemiştim hemen bir kaç söze inanmamı beklemiyordu değil mi? Ayrıca bu kadar yıl sonra beni bulması asıl kafa karıştırıcı olandı.
Ona inanmak istemiyordum ama babamın anlattıklarından sonra inanıyor gibiydim. Hoseok, o kadının sevgilisiydi ve ben ona gıcık kapıyordum,haliyle de Hoseok'da nefret ettiğim kişilerin arasında yer alıyordu.
Şimdi ise Yoongi ile birlikte spor yapıyorduk işte, o bana güç veriyordu bende yapmam gerekeni yapıyordum. O gerçekten iyi biriydi hiç istisnasız yarım saatte en az 50 defa pes etmiştim ama o her seferinde beni buraya tekrar getirebilmişti. Gülüşü bile insanı heyecanlandırırken yanımda olması güzeldi.
"Yoongi daha ne kadar kaldı? En sonunda öleceğim"
"20 dakikan var. Şarkı açmamı ister misin?"
"Aç."
Koşu bandına özel kulaklığı takarak kulaklarıma yerleştirdi.
"En sevdiğin şarkı ne? Onu açacağım"
"Gaza getiren bir şey olsun Little Mix Salute gibi."
"O zaman onu açıyorum."
"Tamam."
O sesi ayarlarken ben çoktan gaza gelmiş durumdaydım. Sözlerini bilmiyordum,anlamıyordum fakat melodisi ve ağır tonları insanı şiddetlice gaz veriyordu.
Nefesim hala tükeniyor olsa bile devam ettim. Sonuçta artık hayatıma bir yerden başlamam gerekirdi, sil baştan her şeyiyle en güzel bir sayfa açacaktım.
Ve biliyor musunuz? O temiz sayfa için 20 dakika boyunca en yüksek hızda koştum. Görüntüm umrumda olmadı ya da nebileyim sonuna kadar terlemem. Çabaladım ve başardım da
Aynı şimdi ki gibi hırslı olmalıydım çünkü hayat bunu gerektiyordu.
Ben Kang Yoora! Bundan sonra ne olursa olsun asla güçsüz olmayacağım, sonsuza kadar güçlü kalacağım!
~
"Teşekkür ederim Yoongi,sayende bugün doğru düzgün bir spor yapabildim."
"Rica ederim Yoora."
Gülümserken bende gülümsedim
"O halde bugün benimle dolaşmayı teşrif eder misiniz bayan?"
"Ya Yoongi saat 6 ve ben banyomu yapana kadar 7 olur nerdeyse o saatte hiç bir yer açık değildir ki"
"Her şeyi bana bırak. Nereye gitmek istersin benimle?"
"Han Nehri?"
"Hadi ama eminim ki oraya en az trilyonlarca kez gitmişsindir."
"Doğru ama aklıma bir şey gelmiyor."
"Yoongi" dedim söyleyeceğim şeyin endişesiyle
"Piano çalmayı biliyor musun?"
Şu hayatta çalarken ya da izlerken keyif aldığım tek şey pianoydu
Ve ben güzel mekanlara giderek eğlenmezdim. Benim eğlencem buydu
"Sana profesyonelim desem"
Harika!
"O halde bana eşlik eder misiniz Bay Min?"
"Zevkle Bayan Yoora."
"O halde siz burada bekleyin 20 dakika içinde hemen yıkanıp geleceğim."
"Bekliyor olacağım."
Başımı hafif tamam anlamında eğerek elimdeki havlu ile spor salonuna ait kabinlerde ki banyolardan birine girdim. Terli halimle gidecek halim yoktu ya
Saçımı topuz yaparak hızlıca vücuduma su dökmeye başladım. Saçımı yıkamaya kalkışsam yarım saatten daha fazla bir süre asla buradan çıkamazdım. Elime evden getirdiğim duş jelini sıkarak vücuduma sürmeye başladım. Bacaklarım hala öyle kalındı ki kendim artık bakmaya utanıyordum.
Kendimden iğreniyordum
Ama ben güçlü bir Yoora'ydım artık değil mi? Buna üzülmeyecek ve ileride zayıflayacağım.
Duş jeli köpürdükten bir süre sonra tekrar suyu tutarak vücudumu duruladım.
Böylelikle biten banyom ile üzerimi kurulayarak yeni kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Hayatımda yaptığım gerçekten bir doğru varsa o da kesinlikle spor salonuna gelmekti.
Kıyafetleri giydikten sonra eşyalarım ile Yoongi'nin yanına doğru ilerledim. Onu fazla bekletmek istemediğim için çabucak işimi halletmiştim. Umarım çabuk olmuşumdur.
"Yoongi-sshi dolabım neresiydi? Eşyalarımı koyacaktım da"
"Ah benim hatam söylemeyi unuttum. 77 numaralı dolap"
Baş sallayarak ileride çaprazda duran dolabı açarak eşyaları yerleştirdim ve ardından kilitledim.
"Şu an tamamen hazırım hadi gidelim Yoongi."
"Pekala o zaman let's goo!"
Kahkahalarla gülerek spor salonundan çıktık, şu an fark ettim de sanırım onun yanında olduğumdan beri gülüyordum. Hiç gülmediğim kadar beni güldürebiliyordu, arkadaşlık böyle bir şey miydi?
Eğer sahiden böyleyse Yoongi ile sonsuza kadar arkadaş kalacaktım
"Yoongi biz nereye gideceğiz?"
"Sen duş alırken bir kaç yere baktım, internetten ve bir yeri kiraladım."
"Oh neresi?"
"Bir kaç sokak ileride neyse ki bize yakın."
"O zaman saat geç olmadan çabucak gidelim."
Bu konuşmamızın ardından aramızdan bir tane bile dialog geçmemişti, sadece yürüyerek ilerliyorduk. Bir kaç bilmediğimiz sokaktan geçsekte Yoongi'ye olan güvenim tamdı.
Umarım hata yapmıyorumdur
Sol sokaktan dönerken ağzımda bir el hissettim. Kim olduğuna bile bakamazken çırpınmaya başladım. Kalbim adrenalinden hızlıca atarken içimdeki endişe ve korku çiğ gibi büyüyordu.
Ne oluyordu? Bu kimdi?
Korkum hat safalara ulaşırken çığlık atmak istedim ama bir anda elim arkadan kelepçelendi. Dizlerim bağı çözüldü o an işte
Polis miydiler? İyi de polisler böyle yapmazdı ki
Son çare olarak Yoongi diye seslenecekken biri ile el sıkıştığını gördüm.
"İyi işti Yoongi,paranı bu gece hesabına yatırırım."
Para?
Yani beni para için mi buraya getirmişti? Beni para için mi satmıştı?!
"Sonun olacağını söylemiştim Yoora."
Ve ardından ağzım bağlanarak yabancı bir arabaya doğru itilmem
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R✔
Fanfiction*hayrankurgudailk4heheytbeeejdkqjdjs Jeon.jjk: Yoona sensin değil mi? Umutları her aynaya baktığında parça parça yok olan bir kız düşünün. Asla kendini sevemeyeceğini zihninin en başına not eden birini, güçlü duruyordu fakat o aslında naif birinden...