Yatağımda pineklediğim bir güne gözlerimi açarak gergince esnedim. Jungkook ile olan dün ki konuşmalarımızın üzerine kendimi kötü hissediyordum. Ablamdan soğudum desem yeridir.
Kısa esnememden sonra ayağa kalkarak ayağımdaki peluşlarla banyoya doğru ilerledim. Kendimi garip hissediyordum.
Normalde olsa bu saatlerde okulda olmam gerekirdi fakat çıkan yangın üzerine 1 hafta tatil edilmişti. Ve ben bu haftayı dizi izleyerek geçirecektim.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra yatağıma uzandım. Hala bazı yerlerim sızlıyordu,özelliklede karnım ve karnımın belirli bölgeleri.
Gerçekten güzel bir cezayı hakediyordu o pislik! Keşke benimle dalga geçen sadece o olsaydı ama değildi ki sınıfın tümü beni alay konusu olarak görüyordu. Soytarıydım resmen onların gözünde.
Elim istemsizce telefona giderken Dae Ji'yi aradım. Sanırım ona koca bir özür borçluydum. Benim yüzümden Hoseok'un başına neler gelmişti
Özür dilemek yetmezdi ama elimden bu geliyordu anca.
Bir kaç çalışın ardından açılan telefonla derin bir nefes aldım. Beni terslemesinden korkuyordum. İçimi bir anda büyük bir endişe sarmıştı. Ya beni yanlış anlarsa?
"Alo" dedim emin çıkmayın ses tonumla
Numarasını hastanede kalırken bana vermişti. Önemli bir şey olursa aramam için.
"Edendim Noora"
"Dae Ji ne oluyor?"
"Sahrok oldum sanurom"
"Nerdesin?"
"Evdeyim"
"Bana konum at geleceğim."
"Hayır gekme istemiyorum seni"
"Yanında birileri var mi?"
"Yok."
"Neden içtin Dae Ji?" Sorumu sorar sormaz bir anda ağlamaya başladı. Cidden ne olmuştu? Yoksa Hoseok ile aralarında bir şey mi olmuştu?
"Sana yalan söyledim Yoora." az önceki sesine nazaran daha düzgün çıkan sesiyle dikkatle bana söyleyeceklerini dinlemeye başladım. Bana neden ve hangi konuda yalan söylemişti ki?
"Ne söyledin Dae?"
"Jungkook ile ben kuzen felan değiliz. O benim eski sevgilim. Sarhoş olduğun zaman bana ondan çok hoşlandığından bahsetmiştin. Bende senin üzülmemen için öyle söyledim. Özür dilerim."
"Ne kadar süre sevgili oldunuz?"
"Onunla fuckbody gibi bir ilişkim vardı. Tam sevgili sayılmayız." (Bu kelimenin anlamını bilmeyenler bu tür şeyleri bilmek istemiyorsa araştırmasın. Uyarımı yapayım da)
Yüzümü buruşturarak asıl meseleye giriş yaptım. Bir an önce telefonu kapatmak istiyordum.
"Ben de sizden özür dilerim. Hoseok'un başına benim yüzümden neler geldi. Affet beni."
Cevabını beklemeden telefonu kapattım. Bu iğrençti!
Yani bana göre
Ayaklarımı uzatarak bilgisayarımı dizlerimin üzerine koydum. Ne izlemeliydim? Sıkıcı bir film izleyerek zamanımı boşa harcamak istemiyordum. Ders çalışmakta bana göre değildi.
O yüzden kendim için bir ilk yaparak spor ya da egzersiz videolarından birini açtım. Artık yapmamın zamanı gelmişti.
Kilo problemimi ortadan kaldırmak istiyorum. Yapabilirdim, benim diğer insanlardan farkım neydi ki? Bende her birey gibi zayıflayabilirdim. Her şey benim elimde sonuçta.
Chloe Ting açarak yaptığı hareketleri yapmaya başladım. Nefesim sanki bir yerime kaçmış gibiydi ve ben nefes almakta zorlanıyordum
Daha başındaydım ama her yerim şimdiden ağrımaya başlamıştı. Dövüldüğüm için spor yapmamam gerekirdi ama bir kere heves etmiştim. Yapacaktım
Derin bir nefes alarak gösterdiklerini yapmaya devam ettim. Anlımdan akan her bir ter damlasını hissedebiliyordum.
Zorla yaptığım hareketle kendimi yere attım. Bu iş böyle olacak değildi, yapamıyordum,nefesim yetmiyordu.
Videoyu durdurarak kollarımı ovdum. Şimdi neden spor yapmadığımı anlıyordum. Benlik bir şey değildi.
Yatağıma oturarak herhangi bir film açtım. Spor neydi ki ben kimdim? Yapamıyordum işte.
Asla kurtulamayacaktım bu kilolarımdan.
Sonsuza kadar hemde
İstemeyerekte olsa odaklandığım film ile birlikte zamanım böyle geçmişti. Arada odamdan çıkıyor, bir kaç şey atıştırıyordum
Okul açılmadan bir kaç gün önce de banyomu yapmıştım. Rahattım,yani şimdilik.
Kafamı yastığıma gömerek kendime iyi geceler diledim. Çünkü bunu kendimden başka kimse bana demiyordu
~
Saatin kaç olduğunu bilmediğim bir zamanda telefonum çalmaya başladı. Hadi ama gece gece kim arayabilirdi ki?
Kim olduğuna bakmayarak hemen kulağıma koydum. Daha yeni uyandığım için baksam bile göremeyeceğimi biliyordum,bulanık görüş açımla.
"Alo Yoora"
Sesinden tanıdığım ablama hemen cevap verdim. Gece gece niçin aramıştı acaba?
"Efendim abla"
"Ben sana bir şey anlatmak için aramıştım."
"Abla gece gece neyden bahsediyorsun?"
"Unutmuşum,üzgünüm. Saat farkı vardı aramızda."
"Her neyse artık ne söyleyeceksen söyler misin?"
"Beni gece gece anlamayacağını biliyorum. O yüzden sana tek bir şey diyeceğim. Annemin odasında bir kalem var. Onu aldıktan sonra beni aramalısın."
"Neden alayım? Ayrıca ne kalemi?"
"Gri bir kalem, zaten görür görmez anlarsın. Annemin böyle bir kalem kullanmayacağını anlarsın. İşte o kalem."
"Neden peki?"
"Bunu sen aldıktan sonra konuşalım mı?"
"Peki unnie."
Telefonu kapatarak tekrardan gözlerimi kapattım. Acaba ne kalemiydi? Ya da neden ablam böyle bir şey istemişti?
Sorular beynimi ele geçirirken uyumamla birlikte bilincimin kapandığını hissettim. Ve aklımdan giden soruları
Yemin ediyorum bu kız salak yaralanmadan önce neden yapmıyordun sporunu? Böyle hikayeye girip kıza iki tanede benim vurasım geldi jshjdhshd
Bu kalem olayı için teorileriniz var mı? Sizce neden öyle bir şey istedi?
Ay hadi kafalarınızı çok karıştırdım. Bir sonraki bölümde görüşürük <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R✔
Fanfiction*hayrankurgudailk4heheytbeeejdkqjdjs Jeon.jjk: Yoona sensin değil mi? Umutları her aynaya baktığında parça parça yok olan bir kız düşünün. Asla kendini sevemeyeceğini zihninin en başına not eden birini, güçlü duruyordu fakat o aslında naif birinden...