"Bay Jeon,şu an nereye gidiyoruz?"
"Ya Yoora süpriz yapacağım demiştim ama inatla bana nereye gideceğimizi soruyorsun."
"Ondan değil hani sizi nasıl desem daha yeni tanıyorum ve yeni tanıdığım birinin arabasına biniyorum. O da yetmiyor beni bir yere götürüyorsunuz. Yani bu devirde pek süprizi kalmıyor."
Onu tanıyordum asla bana karşı bir yanlış yapmayacağını biliyordum fakat o beni onu yeni tanıyorum sanıyordu ve sahte tepkim gayet normaldi.
"Haklısın ama lütfen sadece bana inan."
"Pekala"
Gülümseyerek yola bakmaya devam etti. Bindiğimiz araba lükstende öteydi ve zengin olan ben bunu daha yeni görmüştüm,bu nasıl bir ironiydi?
"O zaman gideceğimiz yere ne kadar var?"
"20 dakikaya varırız."
Baş sallayarak geriye doğru yaslandım. Bizim şu an okulda çalışmamız gerekiyordu ama süprize de hayır diyecek değildim.
Jungkook'un dikkatlice kavradığı direksiyona baktım. Direksiyon bile benden daha fazla şanslıydı,koskoca Jeon Jungkook'un eli değiyordu.
Belki düşüncelerim abartı gelebiliyordur ya da saçma fakat onu yıllardır uzaktan seven ben artık bıkmıştım. Neden bana farklı bir gözle bakmıyordu ki? Bana da ablama baktığı gibi baksın. Ellerimi tutsun, ellerim onun elleri arasında kaybolsun gerçi tam tersi olurdu benim koca elimin arasında onun eli adeta yok olurdu.
Onun inci gibi parmakları vardı, benim sosisten daha kalın parmaklarım. O çok güzel kıyafetler giyebilirdi, bense yanına asla yakışmazdım çünkü giydiğim şeyler sınırlıydı.
Tamam,pekala daha fazla kendimi üzmemeliydim şu an için tek amacım süprizi merak etmekti
Pencereyi hafifçe açarak içeri rüzgar girmesini sağladım. Yüzüme vuran rüzgar hoşuma gidiyordu, ferahlatıcı ve serinletici bir etkisi vardı.
Camı biraz daha açarak kollarımı sarkıttım. Rüzgarı elimde hissediyordum.
Koca bir gülümsemeyle kahkahalar attım. Mutluydum
~
Flasback (devam)
"Ah,selam Hoseok"
Yanıma oturarak elini omzuma koydu. Ne yapıyordu bu şimdi?
"Yoora, beni seviyor musun?"
Yok artık! Oldu olacak Hoseok'ta benden hoşlanıyormuş.
Öyle bir sevgilisi varken ben mi? Pek zannetmiyorum.
"Nasıl?"
"Soru basit beni seviyor musun yani sevdin mi?"
"Hoseok-sshi seni sadece 2 kere gördüm. Hayatımı kurtardın sana büyük bir minnet borçluyum ama bu gerçek seni gördüğüm anlamına gelmez. Seni tanımadığım için ne seviyorum ne de sevmiyorum."
"Haklısın aslında, peki sana bir şey desem bana inanır mısın?"
"Neden inanmayayım ki?"
"Çünkü bu asla inanamayacağın bir şey ama gerçek."
Yüzümü ona doğru dönerek dikkatlice dinlemeye başladım. Gerçekten önemli bir konuya benziyordu fakat ben buna nasıl inanabilirdim ki?
"Abin..."
Flasback end
~
"Bay Jeon burası harika,Tanrım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R✔
Fanfiction*hayrankurgudailk4heheytbeeejdkqjdjs Jeon.jjk: Yoona sensin değil mi? Umutları her aynaya baktığında parça parça yok olan bir kız düşünün. Asla kendini sevemeyeceğini zihninin en başına not eden birini, güçlü duruyordu fakat o aslında naif birinden...