Ertesi güne bana hiç uğramayan enerjimle uyanmıştım. Dün gece ablamın dedikleri hayli kafamı karışmıştı.
Madem alması gereken bir kalem vardı neden kendisi buradayken almamıştı?
Garip geliyordu
Neden sadece sıradan bir kalem için oraya gidiyordum?
Her zaman ki ablamdı işte
Umursamayarak her zaman ki rutinim olan okul formasını giymeye başladım. Karnım hala ağrıyordu ve ben o kıza hiç bir şey yapmadığım için kendimi kötü hissediyordum. Bana ne yaparlarsa yapsınlar genellikle hep susardım ama beni dövdüğü an ona haddini bildirmeliydim. Yapabilirdim
Ancak 3 kişiye karşı nasıl direnecektim?
Çantama doktorun verdiği ağrı kesici ve kremi koyarak ayakkabımı giydim. Belki de okula rapor alarak gitmemeliydim.
Çalışkan biri değildim fakat yinede artık kendime çeki düzen vermem gerekiyordu. Çabucak mezun olup istediğim mesleği edinebilmeliydim.
Sonrasındaysa kendi paramı kazanıp buralardan gidecektim.
Kapımı kilitledikten sonra ilerlemeye başladım. Hala karnım ağrıyordu ve ben daha fazla ağrımaması için büyük bir çaba sarfediyordum.
Keşke hikayelerde ki gibi bir beyaz atlı prensim olsaydı, beni her halimle sevip koruyan
Onu ölesiye kadar bırakmazdım...
İlerlediğim yolda sadece Jungkook'u düşünebilmiştim. Beyaz bir atın üzerinde tüm asilliğiyle beni bekleyen bir Jungkook...
Hayali bile güzeldi
Kurduğum hayallerle vardığım okula girdim. Adımımı atar atmaz tanımadığım kişiler birden etrafımı çevrelemeye başladı.
Pekala cidden bunların derdi neydi?
"Hain!" dedi biri bağırarak, ne olduğunu kavrayamamıştım fakat bana baktıkları ifadeyle bana kin tuttukları anlaşılıyordu.
Yine ne olmuştu acaba?
Kıvırcık saçlı bir erkek nereden geldiğini bilmediğim bir sopayı yere vurdu. Sopa sanki tahta parçasıymış gibi anında kırılırken nefesimin korkudan kesildiğini hissettim.
Tüylerim diken diken olmuştu
Ben kime ne yapmıştım ki bana bu kadar nefretliydiler?
Sonra aralarında biri çıkarak önüme doğru geldi. Aynı zamanda elinde dikenli bir sopa vardı. Bu iş olayın ciddiyetini hatta o kırmızı çizgiyi aşıyordu,biri polisi aramalıydı!
Beni öldürecek gibilerdi
"Kardeşimi hapse tıktığın için sana bunu hesabını ödeteceğim!"
Yeşil gözleriyle bana öyle bir bakmıştı ki gözleriyle öldürür gibiydi, karşısında tamamiyle savunmasız ve çıplak hissediyordum. Aurası gerçekten fazlasıyla güçlüydü.
Alayla güldüm. Aynı kardeşi gibi her sorunu şiddete bağlıyorlardı.
Bunlara haddini bildirmek gerekirdi
"Aklıma kazıdım görüntünü, seni de polise vereceğim. Kardeşinin olduğu yerde sürün sende."
Sıktığı dişleriyle gözlerimi ona doğru diktim. Sinirden damarları kendini belli ediyordu.
"Bu arkadaşlarına pek güvenme derim,polis sirenlerini duydukları an kaçaçaklarına eminim."
"Dene istersen,o zaman kim kaçıyor görürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R✔
Fanfiction*hayrankurgudailk4heheytbeeejdkqjdjs Jeon.jjk: Yoona sensin değil mi? Umutları her aynaya baktığında parça parça yok olan bir kız düşünün. Asla kendini sevemeyeceğini zihninin en başına not eden birini, güçlü duruyordu fakat o aslında naif birinden...