"KAN BAĞI"

66 14 32
                                    

"Luna sana bir şey söylemem gerek." etrafına bakındı. "Ama bunu orta alanda yapamayız."

"Tabii." diyerek yana çekildiğim sırada Soren çoktan odaya dalmıştı. Ardından kapıyı kapatarak pencerenin önünde ki koltuklardan birine oturdum ve tedirginlikle elleriyle oynayan Soren'e baktım. Yüzünde okunan o korkunç ifade içimi ürpertmeye yetmişti.

"Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum." alt dudağını çekiştirdi. Bir şeylerden korkmuş gibi duruyordu.

"İstersen önce otur bi soluklan." onun bu tavırlarını es geçerek biraz düzelmesini istedim ve karşımda duran yatağımı gösterdim.

"Tamam." yatağın uç kısmına oturarak bana baktı. Yana koyduğu ellerinin titrediğini yeni fark ediyordum.

"Sakince anlat Soren." güven verici ses tonunu kullanmaya çalışarak devam ettim. "En fazla ne olmuş olabilir ki?"

"Ah tamam her şeyi anlatacağım." dışarı nefesini vererek kendini sakinleştirmeye çalıştı. Bense her şeyden habersiz söyleyeceği, ağzından çıkacak sözleri dinlemek üzere hazırdım. "Biliyorsun ki Dalan ata kurta dönüştü. Ve tekrardan biliyorsun ki ata kurt olunmaz, doğulur." sözleri canımı yakacakmış gibi dişlerimi sıkarken kafamı salladım. Dinleyeceklerim ne kadar kötü olabilir dediysem şimdi hepsini geri alıyorum muhtemelen birazdan kötü şeyler duyacaktım.

"Eğer Dalan ve sen gerçekten kardeşseniz senin de ya ata kurt yada normal seyirli bir kurt formuna  dönüşme gerekiyor."

"Bu olmak zorunda değil ki!" Dalan' ın kurt'a dönüşme evresinde okuduğum kitaplardan edindiğim bilgilere göre az da olsa dönüşmeme ihtimalim vardı.

"Olmak zorunda eğer aynı kanı taşıyorsanız kesinlikle olmak zorunda. Çünkü ata kurt'a dönüştü. Ata kurt'a dönüştüyse kesinlikle sende dönüşmelisin." titrek nefesini verdi. "Yarın dolunay var. Ve sen hala dönüşme yaşamadın. Bu senin için tehlike arz ediyor."

"Nasıl bir tehlike arz edebilir ki, sapasağlam buradayım işte." kollarımı iki yana açarak tek kaşımı kalırdım.

"Bu konu heyetin baya bir dikkatini çekmiş." odanın içinde gözünü gezdirdi. "Senin hakkında kafalarında soru işaretleri var."

"Soren açıkça söyler misin?" heyet konusunu duyunca istemsiz  göz devirdim. "Ne soru işareti ya!"

"Senin Dalan ile kardeş olmadığını düşünüyorlar." korku dolu  gözlerini bana dikti. "Hatta belki de daha kötüsünü..."

"Daha neler!!" nefes alış verişim artmıştı. "O benim kardeşim yeter artık kimse kabullenmeyecek mi bunu! Kardeşimden başka ne olduğumuzu düşünüyor o aptal giyinimli görevliler?!."

"Okulun içine girmek isteyen bir sürü düşman var. Hatta okulun içinde olduğunu bile söyleyenler var." gözlerini büyüterek bana bakmayı sürdürdü.

"Ama ben değilim." hırsla sırtımı yaslarken nefesimi vermiştim.

"Biliyorum, ben biliyorum ama heyet üyeleri ve diğerleri sana şüpheyle bakıyor."

"Bu nasıl olur o zaman beni neden iyileştirmek için yardım ettiler!?." yasladığım sırtımı huzursuz eden bir duygu büyümeye başlıyordu bedenimde. Korku değildi, ne olduğunu anlamıyordum ama köşeye sıkışmış hasta bir köpek gibi hissediyordum... Her şeyden aciz hasta  bir köpek...

"O zaman kardeşinin de senin de ne olduğunu bilmiyorlardı. Artık kardeşinin ne olduğunu biliyorlar ama sen ne olduğun muamma." biraz daha sakin gözüküyordu Soren şimdi sözcükleri net ve anlamlı söylüyordu.

KISTASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin