DİKKAT +18 İÇERİK :D Evet arkadaşlar en sonunda beklenen bölümdeyiz. 9. ve 10. bölümler bizi girişten gelişme bölümüne geçirecek bölümler. Ve bu bölümler BAR VAKASI PART 1 VE BAR VAKASI PART 2 şeklinde gelecek. Yorum atan arkadaşlarıma da buradan kocaman kocaman öpücükler :D OYLAR DA ARTARSA SEVİNİRİM... BU BÖLÜMLERE ARTIK BENCE REKOR BEĞENİ GELİR HA?...
İYİ OKUMALAR
Ö-PÜL-DÜ-NÜZ!
BU BÖLÜM POYRAZ AĞIRLIKLI... O YÜZDEN BU BÖLÜMÜ POYRAZCI ARKADAŞIM @GizemAybkeYlmazba İTHAF EDİYORUM.
MULTİMEDYA: ASYA
ŞARKI: STEVIE WONDER- PART TİME LOVER ♥
Duvarda asılı saate baktığımda saat dokuzu on geçiyordu. Poyraz! Poyraz beni merak etmiş olmalıydı. Hatta büyük ihtimal benim şu an öldüğümü falan düşünüyordu. Hızla yukarı çıkmak için arkamı döndüğümde geçirdiğim şoktan dolayı hala nasıl hayatta olduğuma bir anlam veremiyordum. Poyraz duvara yaslanmış bir şekilde bana bakıyordu.
"Po-Poyraz!" Gözlerim hızla Poyraz'dan koltukta hala uyuyan Rüzgar'a kaydı. Ne yapacaktım ben. Yüzüm telaşla daha önce keşfetmediğim bir ifadeye bürünürken ellerimi belime koydum. Sakin olmalıydım. Sakin olup Poyraz'a anlatmalıydım. Bir iki adım atıp Poyraz'a yaklaştım.Poyraz yaslandığı duvardan ayrıldı ve bir iki adım atıp o da bana yaklaştı. Aramızdaki mesafe yok denecek kadar azdı. Bu yakınlık boyum uzun olmasına rağmen beni onun yanında cüce gibi göstermişti. Başımı daha yükseğe kaldırıp Poyraz'ın yüzüne baktım. Gözlerine bakmak istiyordum. Ama bu mesafeden bunu yapmak imkansızdı. Bir adım gerileyip gözlerinin içine baktım.
"Açıklayacağım" dedim. "Sen de beni dinleyeceksin" Hiçbir şey söylemeden öylece durdu. Öyle donuk bakıyordu ki ne hissettiğini anlamıyordum bile.
"Dün hani senden izin aldım ya . İşte annemle buluşmak içindi. Biliyorsun zaten durumları. Sana anlatmıştım iş görüşmesinde. Her neyse ben gittim annemin yanına. Saçma sapan olaylar. Sonra eve geldim. Azıcık içtim. " dedim baş parmağımla işaret parmağımı birleştirerek. Sonra derin bir nefes alıp devam ettim. "Yanımda biri olsun istedim. Böyle derdimi anlatıp paylaşabileceğim biri. Telefonu elime aldım. Ve sonra fark ettim ki... Benim... Benim hiç arkadaşım yok. Bilmem daha önce söylemiş miydim. Ben biraz patavatsızımdır. Sonra..."
"Sonra onu aradın" dedi Poyraz sözümü keserek. Yüzü asıldı. Ne zamandır tuttuğunu bilmediğim nefesini bıraktı. Eş zamanlı olarak yumruk yaptığı elini de çözdü.Gerçekten sinirlenmiş olmalıydı. "Beni neden aramadın" Başımı kaşıdım.
"Direkt mi istersin yoksa süslenmiş püslenmiş, ağzına bir hamlede atabileceğin lokmayı elini arkandan dolaşarak ağzına atmak mantığıyla kurulmuş olanı mı?"
"Direkt olsun" dedi gözlerimin içine bakarak. O gözlerimin içine bakınca aklıma Rüzgar geldi. Sahi o kadar ses yapmıştık. Neden hala uyanmamıştı?
"Şimdi... Bak iyisin hoşsun. Sağ duyulusun. Anlayışlısın. Sözünün eri..."
"Direkt demiştim" dedi Poyraz lafımı bölerek. Bu ikinci olmuştu. Ben lafımın bölünmesinden nefret ederdim. Bunu ona söylemeliydim.
"Sen... Pek içilecek adam değilsin. Ne bileyim sen gecelerin haşin delikanlısı değil de, o delikanlının yanında durup o içince eve getirip annesine babasına buyurun teyzeciğim,amcacığım oğlunuzu sağ sağlim evinize getirdim diyen adamsın." Poyraz ağzı bir karış açık bana bakıyordu.Fazla yüklenmiştim. Bu aralar herkese fazla yükleniyordum. Poyraz derin bir nefes aldı. Bir şey düşünüyor gibiydi. Elini ensesine götürdü ve gözlerini kapadı.