BÖLÜM 24:DAVET

8.8K 397 48
                                    

MERHABALAR :D YENİ BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM. BİLDİĞİNİZ ÜZERE HAMİLE BİR KARAKTERE CAN VERİYORUM. HAMİLELİK SÜRESİNİNDE 9 AY OLDUĞUNU VE HER GÜNÜNÜ YAZAMAYACAĞIMI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURURSAK İŞLERE BİRAZ HIZ VERİYORUZ ARKADAŞLAR :D BU DA DEMEK OLUYOR Kİ ARTIK HER BÖLÜMDE AZAR AZAR BELKİ DAHA FAZLA ZAMAN ATLAMASI OLACAK. BU HİKAYENİN SONUNU UZATMAYACAK VEYA KISALTMAYACAK. ZATEN HİKAYEM HAMİLELİĞİN BİTİŞİYLE SONUÇLANMAYACAK. HAMİLELİKTEN SONRA DA ANLATACAĞIM ÇOK ŞEY VAR EMİN OLUN :D

AY ÇOK KONUŞTUM HADİ İYİ OKUMALAR :D

OY VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN.

Ö-PÜL-DÜ-NÜZ!

"Bittin kızım sen. Öldün!" dedim elimdeki yastığı fırlatarak. Bu kim bilir fırlattığım kaçıncı yastıktı. Elime geçen her yastığı fırlatıyor, atacak yastık kalmadığında veya bulamadığımda ise hiç üşenmeden eğilip başka bir tane alıyordum.

Bir çeşit terapiydi bu benim için. Geciktirilmiş bir sinir krizi. Adil olmayan bu hayata bir serzeniş biçimi. Son zamanlarda her şey üst üste gelmişti. Her şeyi kaldırmaya müsaait olmadığını yeni yeni keşfettiğim vücudum, son raddeye kadar dolmuştu. Bir şekilde bu yüklerden kurtulmam, kendimi yeniden bulmam gerekiyordu.

Anlamıyordum. Bu kelimeyi bu aralar o kadar sık kullanıyordum ki kendime şaşıyordum.Sanırım saçlarım beynimin olayları kavrayabilmesinde gerekli olan materyallerin hepsini kendine çekiyordu.

Ne olursa olsun bu ortadaki gerçeği değiştirmiyordu. Bir insan neden öyle olmadığı halde gidip birine baba olacağını söylerdi ki? Mantığım bunu almıyordu.Yetmiş yıl geçse de anlamayacaktı.

"Sen" dedim duraksayarak. Aşırı hareketten dolayı nefessiz kalmıştım. Ellerimi dizlerime koyup soluklandım. Bu esnada gözlerim yakınlarda bir yerlerde atılacak yastık arıyordu. "Nasıl" Nefes aldım. Olduğum yerde doğruldum. Doğrulmamla hemen önümdeki koltuğun üzerinde duran yastığı fark ettim. Elime aldım. Bir yandan konuşurken bir yandan da yastığı kabartıyordum. "Rüzgar'a bebek senden dersin" deyip fırlattım.

"Ah!" Yaprak yastık yüzüne çarptıktan sonra sendeledi. Yüzündeki yastığı düşmeden eline alıp kalkan haline getirip önünde tuttu. Akılsız diye geçirdim içimden. Bunu daha önce yapsa bu kadar canı acımayacaktı.

"Ya oldu bir hata. Kıyma bana daha" Başımı bilmiş bilmiş sallayıp iki elimi belime koydum.

"Kıyacağım ben sana. Hem de öyle bir kıyacağım ki..." Ellerim belimde etrafıma bakındım. Arkamda benden beş-on adım geride olan yastığı alıp Yaprak'a fırlattım. Yastık havalanıp Yaprak'a doğru giderken Yaprak elinde tuttuğu yastıkla yüzünü kapattı. Yastık ilerledi, ilerledi.... Yaprak'ın göbeğine çarptı. Yaprak iki büklüm olurken ağzından acı bir inleme duyuldu. Elinde yüzüne siper ettiği yastık yüzünden inlemesi boğuk çıkmıştı. Yastığı yüzünden çekti.

"Ya ne atıp duruyorsun. Ha? Söylesene bana bir şey olursa kim bakacak sana, bebeğine. Ha?"

"Ha tabi memlekette jinekolog kalmadı." diye söylendim. Bozulmuştu. Umurumda değildi. Sinirliydim. Gözüme çarpan bir başka yastığı daha alıp fırlattım. Nasıl olduysa yastık havada patlamış üstümüz başımız, etraf her yer tüy olmuştu.

"E tabi fırlata fırlata... Şuncağızlar ne yapsın onların canı yok mu?"

"Bak hala konuşuyor" deyip hızla iki yanıma döndüm. Bulduğum yastığı alacağım sırada "Tamam tamam. Acı bana" deyip durdurdu. Ben de yastığı yere attım. Acıdığımdan değildi. Sadece yorulmuştum.Yerdeki yastıklardan kalan boşluklara basarak koltuğa ilerledim ve oturdum. Yorulmuştum. Hissettiğim sancıyla elim karnıma gitti. Yüzüm buruştu.

BİR BEBEK BİN MÜSİBETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin