BÖLÜM 27: YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİT PART 1

7.4K 403 19
                                    

YİNE BEN VE YİNE BİR BEBEK BİN MUSİBET.

İYİ OKUMALAR!

OY VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN

1000 OYA ULAŞMAMA ÇOK AZ KALDI ... LÜTFEN BİR EL ATIN :)

İlk önce yanıma alabileceğimbirşeyim olmadığını düşündüm. Sonra elime bir şeyleraldıkça manevi değerleri ağır bastı ve onu da alayım bunu daderken yanımda götürebileceğim dolu şey olduğunu fark ettim.Bunları taşımamın imkanı yoktu. Ben de hiçbirini almamaya kararverdim. Açtığım bu yeni sayfaya sadece kendim olarakbaşlayacaktım. Başlangıçta sadece ikimiz dolduracaktık osayfayı.

Abimi beklerken geçen süreyi abiminevden ayrılıp yanıma taşınırken getirdiği albüme bakarakgeçirdim. Annemi çocukluğumuz hakkında söyledikleri bir biraklıma gelirken uzun süre incelediğim abimle ikimizin çamurlakaplı olduğumuz fotoğrafla birlikte söylenenler anlamınıyitiyordu. İkimizde yaramazdık. Sadece birimiz diğerimizden dahafazla yaramazdı ki bu da diğerininkini örtbas ediyordu. Ani birkarar değişikliği ile fotoğrafı albümden çıkarıp katlayıpkırmızı ceketimin cebine koydum. Hava daha o kadar soğumamıştı.Ama ben yine de üşüdüğümü hissediyordum.

Uzun zamandır kaldığım ve eskiodamdan çok benimsediğim odaya son kez bakıp kapıyı kapattım.Merdivenlerden aşağıya trabzanları tutarak inerken kilit sesiduyuldu.Kapı açıldı. Abim gözüktüğünde ben merdivenlerinyarısına gelmiştim. Bana baktı. Alnı kırıştı.

"Bir yere mi gidiyorsun? Dahadoğrusu bir yere mi gitmek istiyorsun" Hemfikirdim. Ikinci sorudoğruydu. Sekiz aylık hamile olduğumdan bir yere tek başımagitmem tehlikeliydi.

"Hayır. Bu durumda ilki doğru.Ben kendim gidiyorum" dedim. Neredeyse merdivenlerin sonbasamağına gelmiştim. Abim bana doğru gelip elini uzattı ve sonbasamağı inmeme yardımcı oldu.

"Üst kata çıkmaman konusundaanlaştığımızı düşünüyordum." Omuz silktim.

"Bir şeylere bakmamgerekiyordu.Belki gitmeden yanıma birkaç parça eşya alırım diyedüşünmüştüm." Söylediğimi kavramaya çalışmak içinbüyük bir çaba harcadığı belli oluyordu. Halbuki o kadarkarmaşık da konuşmuyordum. Her şey açıkça belli değil miydi?Gidiyordum. Gözlerinin içine baktım. Uzun uzun baktım onlara.Anlamasını istedim.

"Asya neler oluyor" diyerekhem aramızdaki göz kontağını hem de içeride ki kısa sürensessizliği bozdu. Elimi bırakmayan eli sıkılaştı. Beni çekerekkoltuğun oraya götürdü. Oturmama yardımcı oldu. Kendi de yanımaoturmayı değil önümde duran orta sehpaya oturmayı tercih etti.Eli, bu esnada elimi hiç bırakmamıştı.

"Gidiyorum" dedim. Tek birkelime bazen tüm kurmak istediğiniz o cümlelerden çok dahaetkiliydi.

"Anlamıyorum.Gerçektenanlamıyorum. Bana yardımcı olmak amacıyla daha açıklayıcıolur musun?" diye sordu. Derin bir nefes aldım. Nasıl olduysabu iş, düşündüğümden daha zor bir hal almaya başlamıştı.Konuşacağım kelimeleri özenle seçip kafamda tartarken, ellerimikoyacak yer bulamadım. Aklıma gelen fikirle ovuşturmayı denedimama o da bir işe yaramamıştı.

"Gidiyorum" diye yineledim.Yüzümde oluşan gülümsemeyle yapmak istediğim şey daha biranlamlaşmıştı. Fark etmiştim ki uzun zamandır önümde duranmutluluğu göremeyecek kadar körmüşüm. "Yüreğimingötürdüğü yere gidiyorum." Abim sıkıntılı bir nefesverdi. Ellerini kenetleyerek araladığı bacaklarının arasınasalladı.

"Rüzgar'a gidiyorsun yani"dedi. Rüzgar olduğunu nasıl anladığını sormadım. Artıkhayatımda gereksiz sorulara, yanıtlara yer yoktu. Çok vakitkaybetmiştik. Bu geçen sekiz ayda hayatımdaki herkesi yıpratmış,oyalamıştım. En büyük zararı da kendime vermiştim. Başımısallamakla yetindim.

BİR BEBEK BİN MÜSİBETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin