Jiang Cheng, iyi misiniz?...
Elimi anlıma koyduğumda başka bir ten hissettim anında elimin üstünde. Gözlerimi açtığımda ise ilk gördüğüm kişi olmuştu O. Gülümsemesi her zamaki gibi muhteşem ve huzur vericiydi. Uzun ve ince parmaklara sahip olan elini yüzüme koyarak yanağımı okşadı. Nasıl hissediyorsun? Yüzündeki gülümsemesinde endişe olduğunu sorudan sonra fark etmiştim. Halsizim.. Omuzlarım, bacaklarım, belim... Ve bir kaç yerim çok ağır bir yük taşımışım gibi ağrıyordu. Bu durumu günlük hayatımda aşırı yorgunluğuma bağlayarak doğrulmaya çalıştım fakat izin vermedi karşımdaki melek, başımı geri ittirip bacaklarına yatırdı. Dinlenmen lazım.
Benim için endişelenen gözlerin, ellerin, dudakların, kalbin... Bazen gerçek olmadığını unutuyor ve seninle gelecek hayalleri planlıyorum fakat alnındaki o şerit bana tüm gerçeği hatırlatıyor ve kafamda yarattığım seninle sadece yalnızlığımın acısını dindiriğimin farkına vardırıyordu.
Bu gerçeğin tokat gibi vurmasıyla, yüzüne götürdüğüm elim dondu kaldı bi an. Bu kadar bağlanmak doğru muydu gerçekten? Olmayacak bir aşkın közlerini üflemek ne kadar mantıklıydı?
Havada sabit duran elimi tuttu Sorun ne sevgilim? Gözlerine bakarken elimi yanağına götürdü. Son kelimenin hasreti sararken kalbimi aynı zamanda ona bakıp gülümsemeye çalışıyordum, İyiyim. Kısa bir süre tepkisizce baktıktan sonra suratıma elimi tutarak yaklaştı, Oyunculuğun gerçekten berbat Wanyin...
Dudaklarını dudaklarıma bastırmaktan öteydi bu seferki. Dilini dilime doluyor, vücudumun alevlere teslim ettiriyordu. Eli göğüsümden karnıma inmeye başladığında heyecanlanmanın yanı sıra korkmuştum da. Nefes alamayacak duruma geldiğimde ise onu ittim Du- duralım lütfen.. Nefes nefese yere bakarken sessizliğini koruyan kişiye çevirdim gözlerimi.
Gözlerinden sabrının tükendiği çok net okunuyordu, buna rağmen kendini tuttuyor ve bu yüzden benimle konuşamıyordu bile. Ben ise ne hissedersem hissedeyim seni acı içinde görmeye tahammül edemeyen biriydim.
Gözlerimi kendimi cesaretlendirmek adına kapattıktan sonra ben yapıştım dudaklarına. Kapalı olsa da gözlerim bana şaşkın şaşkın baktığından emindim çünkü bir süre hiçbir tepki verememiştin. Yüzündeki şaşkınlığı hayal ettiğimde ise istemsizce sırıttım seni öperken. Ne olduysa o küçük sırıtış yüzünden olduğuna eminim...
Kafamı bastırarak yatağa itti beni. Hala öpüşürken çıktı üstüme ve boynuma yöneltti dudaklarını. Öpüşündeki nazikliğin verdiği his mest etmiş ve boşluğa sürüklemişti bedenimi. Kasıklarıma dokunmasıyla kendimen geçen ben, hissiyatın sarhoşluğuyla inlemiş ve farkına vararak hızla kapatmıştım ağzımı. Bana şaşkın bakışlarının ardından en seksi gülüşünü sunmuş ve üstümdekileri çıkartmaya başlamıştı. Kendimi hazır hissetmesem bile bu onunla ilk ve son beraber oluşum olabilir düşüncesiyle katlanıyordum.
Soğuk eli karnıma değdiğinde irkilerek hafif titredim. Fark ederek alnımı öptü, Ellerim çok mu soğuk? Kafamı aşağı yukarı sallayarak kendimi konuşmaya zorladım, E-Evet! Korkusuz görünmeye çabalıyordum ve bu yüzden ses tonum biraz sesli çıkmıştı. Şaşıran gözlerinin bilmem kaçıncı defa sunmanın ardından soluk bir gülümseme belirmişti yüzünde. Karnıma bir öpücük kondurarak üstümü örtü. Noldu? Şaşkınlık duygusunu barındıran bu sorunun ardından dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Önceki gibi vahşi ve şehvetli değil aksine nazik ve kırmaya korkar bir biçimde öptü. Gülümsemesi her zamanki gibi yüzündeydi Hazır değilsin WanYin. Yüzümdeki şaşkınlık kısa bir süre sonra yok olmuştu bile.
Yatakta oturur vaziyette aşağıya bakıyor ve ne diyeceğimi bilmeyerek parmaklarımla oynuyordum. Ona 'Hayır!' demek o kadar zordu ki...
Özür dilerim... Bana çevirdi o nadide gözlerini Özür dilemesi gereken benim. Hazır olmayacağını düşünemedim. Ağzımı açıp bir şeyler söylemek istesem de sadece mal gibi bakıyordum.
Gülümseyerek döndün önüne, yatağın kenarına oturduktan sonra daldın hayal dünyana. Bir süre sessizlikle baş başa kaldıktan sonra şu kelimeler çıktı ağzından Kim bilir...belki... Bir türlü getirmedin cümlenin devamını fakat acı bir gülümseme yerleşti yüzüne, aynı o akşamki gibi..
Merakıma yenik düşerek sordum Belki ne? Bakmadın bana, fakat o gülümseme daha da arttı yüzünde. Merakla beklerken seni, kafanı yasladın göğüsüme.
Belki gerçek dünyada dokunurum sana...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mo Dao Zu Shi - Modern Life
FanfictionSabahtan beri aklımda olan O'ydu. Süt beyazı teni, kömürle boyanmış saçları, baktıkça etkisi altına alan o inanılmaz bal köpüğü gözleri ve porselen bakışlı suratı... Aylardır rüyalarımda peşimi bırakmayan bu genç adam neden rüyalarımda cirit atıyord...