*Smut Başlangıç*
Kasıklarımdan bacaklarıma doğru yayılan şiddetli acıya rağmen söylediği cümle gülümsememe sebep olmuştu, benim lafımı bana satmıştı.
Kasten mi yapıp yapmadığını bilmediğim bu sözlü tahriğin etkisi altında gülümsemeye devam ederken kasıklarımdan tüm vücuduma doğru ani bir acı yayılmış ve sert darbeyle bedenim duvarla daha çok bütünleşmişti. Fakat bu derin giriş acı yanında mükemmel bir zevk duygusu da getirmişti. Ne kadar rahatsız hissedersem hissedeyim daha fazla ve hızla becermesini istiyordum beni.
Bu duygu rüyalarımdan tanıdık olsa da gerçekte çok daha yoğun ve detaylıydı.
Terlemiş olan yüzümü ona doğru döndüğümdeyse karşımdaki manzara tam anlamıyla eşsizdi. Sadece bir kaç defa git gel yapmasına rağmen aynı benim gibi terlemiş, burnunun üstünden yanaklarını doğru çok zor fark edilen bir pembelik bile yayılmıştı hatta.
Lan Zhan... Ağzımdan nefes almaya devam ederek bakıyordum ona ve o ise öfkeli bir boğa gibiydi; hırçın ve azgın... Dudağımın kenarını yukarı doğru kıvırırken kulağına doğru yaklaştım, Bana tüm marifetini göstermezsen seni hiç öpmem. Biliyorum çok çocuksuydu söylediklerim fakat onun üzerinde işe yaraması benim için yeterliydi ki yaradı da.
Cümlem tam bitmemişti ki az önceki darbe tekrarını hissettiğimde acı duygusunun minimum, zevk duygusununsa maksimuma çıktığını fark etmiştim.
Ardı ardına gelen bu sert ve hızlı git geller yetmemişti sex partnerime. Gömleğimi sıyırıp göğüs uçlarımla oynamaya, iki parmağını ağzıma sokmaya, sırtıma kendi izini bırakmaya başlamıştı. Bir süre sonra da göğüslerimdeki elini yavaşça kasıklarıma kaydırmış ve benim küçüğümü sıvazlamaya başlamıştı. İki taraflı gelen yoğun zevk ve cinsel tatmin duygusu o kadar fazlaydı ki inlemelerimi tutamamaya başlamıştım. Ben inledikçe önümdeki el daha da hızlanıyor, beni delirtiyordu.
Lan Zhan... B-ben... geliyorum... Zorla bir araya getirdiğim cümle henüz bitmişti ki çıkmak için can atan menilerimin yolu tıkandı. Ne olduğunu düzgünce anlamak için kaydırdım gözlerimi aşağıya, Lan Zhan parmağıyla penisimin ucunu kapatmıştı. Huzursuz ses tonuyla konuştum, Lütfen... Parmağını çek... Bu çok... rahatsız... edic- Bunları söylerken bile beni becermeye devam ediyordu ve aninden kucağına alıp beni yer çekimine emanet ettiğinde penisinin tamamını içimde hissetmiştim, özellikle hareket edişini...
Bu sefer dudaklarımdan uzun bir inleme çıktığında boynumu öpenden ses geldi, İnlemelerini bana daha çok bahşet. Hangi duyguları hissedeceğini şaşırmıştı beynim; acıdan ağlamalı mıydım, zevkten dört köşe mi olmalıydım yoksa O'nun bu cesur laflarıyla mest mi olmalıydım gerçekten bilmiyordum.
Yaptığı her hareket için gülümsememi bahşetmek istesem de daha tam olarak alışamadığım bu acı duygusu yüzünden pek de gülebildiğim söylenemezdi, özellikle de karın duvarıma yapılan o tuhaf baskıyı bu kadar net hissederken. İçimdeki bu büyük şeyin hareketi o kadar tuhaftı ki..
Durduğu bir an karın bölgemde hissettiğim heybetliye dokundum ve bunu yaparken Lan Zhan'ın elini de oraya koymuştum. İçimde bir şeyin hareket etmesi... Çok tuhaf. Acaba hamile kadınlar da bu şekilde mi hissediyor? Söylediğim son cümleyle sevgili kocamın eli bir anlık titredi, kesinlikle utanmıştı. Sen... Hamile kalamazsın. Gülerken kendimi tutmaya çalıştım ve en sonunda sesimi ayarlayarak konuştum. Denemek ister misin? Bu cümlenin anlamı şuydu aslında 'Beni hamile bırakırcasına becer!' Doğruyu söylemek gerekirse bu ilk sex deneyimim olmasına rağmen bağımlısı olmuştum bile. Gerçi bunun en büyük sebeplerinden biri partnerim olacak adamın doğuştan mükemmel olması da olabilirdi.
Tekrardan ve daha sert bir biçimde bedenini bana tanıtmaya devam etmişti. Onunla yaptığım bu sex süresi uzadıkça daha da çok bağımlısı oluyor ve hiç bitmesini istemiyordum. O beni sonsuza kadar becersin ve bende onun için sonsuza kadar inleyeyim, bu hissin tarifi ancak bu olabilirdi.
Tabi iş yerinde olduğumuz gerçeği yüzünden biraz gergindi arkamdaki, aceleci hareketlerinden belliydi.
Bir elimi arkaya doğru uzatarak saçını yakalamışken diğer elimle de duvardan destek alıyordum. O ise hala göğüs uçlarımı sıkıyordu fakat penisimle oymamayı bırakmıştı. Nefesiyle boynumu ısıtıp nemlendirdikten sonra bir defa öptü, tadıma bakmıştı sanki. Wei Ying, geliyorum. Onun bu cümlesiyle kendime dokunmaya başladım, onunla aynı anda doruklara ulaşmak fantazik hayallerimden biridi ve sonunda gerçekleştirme fırsatı bulmuştum. Menim fışkırarak üstüme gelirken içimde artan aşırı yoğun bir sıvıyla şaşırdım bir an ve eşimin içimden şaheserini çıkartmasıyla bacaklarıma doğru bir yayılma hissettim, sıcak ve yoğun...
*Smut Sonu*
Bedenimi tükenmiş bir şekilde onun kollarına bırakmıştım bile. Adım atacak halim yoktu fakat çalışmalıydım da, içerideki insanların bunu öğrenmesini şu anlık istemiyordum.
Lan Zhan beni kucağına aldı ve kapağını kapatıp temizlediği bir klozetin üzerine oturturdu. Cebinden çıkardığı mendillerle özen göstererek temizledi beni. Özellikle hassas bölgeme o kadar nazik dokunuyordu ki sanki orada değildi. Canımı acıtmaktan korkuyordu bay ejderha.
Beni temizleyip giydirdikten, kendine de çeki düzen verdikten sonra kolumu attı boynuna. Bana hasta edası vererek eve gönderme fikri var gibi gözüküyordu ve nitekim öyle de oldu.
Benim bir anda yere yığıldığımı ve ayakta kalamadığımı, şansıma kendisinin orda olduğunu abisine anlatarak beni eve bırakma konusunda ısrar etti. Elbette Lan Xichen izin verdi.
Bu, yalandan bayılmayı düşündüğüm zaman Lan Zhan'ın arabasında eve doğru gidiyorduk. Onu eve tekrar çağırıp bugünkü deneyimimizin üzerinden tekrar yapmak istediğimi söyleyecektim ki götüm isyan edercesine acımaya başladı. Tabi bende haliyle bu ev seksi hayalinden kısa bir süreliğine vaz geçmek zorunda kalmıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mo Dao Zu Shi - Modern Life
FanfictionSabahtan beri aklımda olan O'ydu. Süt beyazı teni, kömürle boyanmış saçları, baktıkça etkisi altına alan o inanılmaz bal köpüğü gözleri ve porselen bakışlı suratı... Aylardır rüyalarımda peşimi bırakmayan bu genç adam neden rüyalarımda cirit atıyord...