TEST ÇEKİMİ

1K 103 61
                                    

Alarmımın çığırmasıyla araladım dünyaya gözlerimi. Lanet telefon bilgisayar masamın üzerindeydi ve resmen kalkmaya zorluyordu. Undertaker kalkışıyla doğruldum yataktan. Alarmın inatla çalmaya devam etmesinden mütevellit yarı ölü vaziyette kalkarak yöneldim masaya. Kapatıp yatağa oturdum. Yerdeki halının desenlerini yoklarken kapım annem tarafından aralandı. Uyanmışsın küçük kuş. Uyku modundan ayrılamayan gözlerimle bakındım Evet... Gülümseyerek baktı Kahvaltıyı hazırladım, yüzünü yıkadıktan sonra gelirsin. Biraz hızlı ol ama, vakit yaklaşıyor. Başımla onaylarken bile göz kapaklarım kapanıyordu.

Odamda bulunan bayoya geçerken zorlansam da sabahın serin suları yüzüme selam verdikten sonra canlanmıştı fakat bedenim hala uyuşuktu. Her sabah yaptığım şeyleri yaptım bende; soğuk suyu kollarımla, ensemle, başımla ve ayaklarımla buluşturdum. Okulumuza gelen bir hocanın önerisydi bu uygulama.

Güzelce gerindikten sonra kahvaltı için bahçeye indim. Babam yemeye başlamasına rağmen annem beni bekliyordu. Günaydın. İki sırıtan surat karşıladı beni Sana da günaydın oğlum. Bunları söylerken gözlerini telefondan ayırmıyordu. Birazcık acele et minik kuş. Daha hazırlanman gerek. Çoktan ağzımı doldurmuş olan ben başımla onayladım.

Babamın telefonda bu kadar pür dikkat bakarken ilk defa görmüştüm. Merakıma yenik düşerek telefonda ne olduğuna bakmaya çalışsam da sabah ışıkları buna müsade etmiyordu.

Ben bir şey göremeden biraz sinirli bir şekilde telefonu cebine koydu. Jin Ling. Gözlerimi babamla buluşturdum Efendim? Ağzına attığı lokmayı bitirdikten sonra sordu Jin Şirketinde modellik yapmaya ne dersin? Şaşırarak yutkundum, bu muydu yani yarım saatir onu sinir eden şey. Bulunduğum şirketten memnunum baba. Yüzündeki hayal kırıklığını gizlemeye çalıştı Pekala. Annem de şaşkın şaşkın baktı bir süre. İki şaşkın bakıştıktan sonra yemeye devam ettik.

Hızlı yememden kanyaklı hemen doyduğu için karnım ikisinden de önce kalktım ve hazırlanmak için odama gittim.

Pantolon tişört kombinimi en rahat ve şık biçimde kombine ettikten sonra masamın üzerindeki telefon ve cüzdanı alarak aşağıya indim. Babam arabayı hazırlamış bi şekilde beni bekliyordu. Birazcık geç kalabiliriz. Omuz silktim Yapacak bir şey yok.

Herkesin sarı dediği ama benim hardal rengi olduğuna ısrar ettiğim arabanın ön koltuğuna oturduktan sonra eminyet kemerimi arabanın alarmı hatırlatmadan önce kendim taktım.

Ne kadar babamla uzun bir yolculuk yapacağımı bilsem de bu çekimin heyecanıyla bu olumsuzluğu unutuyordum. Çünkü bu hayatımın şansıydı! Eğer çekimde dikkat çeker ve seçilirsem hem dayımın şirketi kurtulacaktı hem de ben modellik dalında yükseklere çıkacaktım.

Hayaliyle gülümserken anneme el sallamayı da ihmal etmiyordum tabiki.

Bir buçuk saatlik sıkıcı yolculuğu anlatıp sıkmayacağım canınızı. Özet geçmek gerekirsem babamın tuhaf sessizliği ve benim de hayallerimde keyif sürmemle geçti.

Çekimlerin yapılacağı yer ormanlık bir araziydi. Babam arabadan İşin bitince haberdar edersin diyerek gitti. Ve ben de sahte bir gülüşle arkasından el salladım.

Çekim alanına geldiğimde bir çok modelin hazırlandığını gördüm. Etrafdaki mor ve beyaz renkler tam bir festival havası yaratıyordu. Elinde not defteriyle koşturan birinin beni görmesiyle mal gibi dikilmekten kurtulmuştum.

Beni görünce ayrı bir telaşlanmıştı Efendim! Yeğeniniz burda! Amcamın burda olacağını bilmiyordum o ana kadar. Jin Ling, geç kaldınız. Bir sorun mu oldu? Hafifçe gülümseyerek kafamı iki yana salladım Hayır dayıcım. Trafik esir aldı bizi. Gülümsemekle yetindi. Gel bakalım, seni çekim yönetmeniyle tanıştırayım diyerek sırtıma koydu elini. Acele eden insanlar ve benim yaşlarımaki modellerin yanından geçiyorduk. Buraya geleceğini söylememiştin dayı. Bana baktı, Burda olmasam tuhaf olmaz mıydı sence de? Sonuçta çekimde benim şirketim de var. Kaşlarımı hafif kaldırıp kafamı yana eğermiş gibi yaptım Haklısın.

Her bir adımla daha da yaklaşıyorduk yönetmene. Bir kaç asistan çevirmişti etrafını. Onun yanına geldiğimizi fark etmesi için öksürmesi gerekti dayımın.
Bay Jiang! Oh, siz... Gülümseyerek öne çıkarttı dayım beni Jin Ling. Kendisi hem şirketin en iyi modeli hem de benim yeğenimdir. Yorgun gülümsemesiyle baktı bana.

Dayımın diğer modellerle işi olduğu için beni asistanlardan birine teslim etti. Bay Jin, sizi çekim arkadaşlarınızla tanıştırayım. Etrafında bir sürü makyöz ve terzi olan iki çocuk dikkatimi çekmişti. Biri sakin ve gülümseyerek etrafındakileri sakinleştirmeye çalışırken diğeri ise çalışanlardan daha da bir panikti.

Onlara doğru yaklaştığımızda yanımdaki asistan hızlı adımlarla yanlarına gidip benim geldiğimi söyledi. Onları çevreleyen insan yığınından çıktıklarında iki gülen yüz bana bakıyordu.

Benim yaşlarımda görünen, biri gri diğeri ise kahve gözlere sahip iki gençti. İlk gelen yanıma gri gözlü olandı. Üstündeki eski kıyafetlerle gerçekten yakışıklı görünüyordu. Merhaba, ben Lan ShiZu. Tanıştığıma memnun oldum. Sakin olmasına rağmen sevecenliğini hissettiriyordu karşı tarafa.

Yanındaki arkadaşı ona göre daha enerjikti. Ben de Lan JingYi. Sen de Jin Ling'sin, değil mi? Şaşkın şaşkın onaylandım.

Tam olarak tanışamadan çekim yönetmeni benim hızla giyindirilmemi istedi. Çekimimin yaklaştığını fark etmiştim.

Üstümü değiştirdikten hemen sonra makyajımla ilgilendiler. Yanımda bulunanlardan onları Lan şirketinin evlat edindiği çocuklardan olduğunu ve şirketin profesyonel modellerinden olduğunu öğrendim.

O an onlara hayranlıkla bakarken aynı anda kıskançlıkla da süzüyordum. Bende onlar gibi olabilirdim. Duruşumla, hareketlerimle, duygularımla... Bana göre her şeyim uygundu.

Çekim alanına doğru gittim. Benden yana doğru bakıyormuşum gibi poz vermemi istemişleridi.

Bir kaç poz denemesinden sonra harika buldukları fotoğrafları göstermek için bizi yanlarına çağırdılar. Birini seçerek düzenleme yaptıktan sonra bu yılki tasarım albümünün kapağı yapacaklarını söylediler.(Medya) Çok şaşırmıştım, deneme çekimi diye gelmiş olmama rağmen ses getireceğine inandığım bir fotoğraf albümünün kapağında yer alacaktım.

Sevinçle etrafıma baktım, gözlerim dayımı arıyordu fakat o ikisini gördüm. Ne ara yanımdan ayrıldıklarını bilmeden bir süre baktım gri gözlüye.

İkisinin de kafasında pembenin en net tonlarını sergileyen çiçeklerle benim olduğum tarafa doğru bakıyordu. Duman renginin saf halini gözlerine yansıtmaya utanmayan yakışıklı model esnerken baktı tam da gözlerime. Yanında bulunan ve enerjisine hayran olduğum gençte aynı an bakmıştı ve gülümsemişlerdi beraber. Sonuç ise kusursuz bir tablodan farksız değildi.

 Sonuç ise kusursuz bir tablodan farksız değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mo Dao Zu Shi - Modern LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin