Tahmin ettiğim iki kişiyle aynı anda tanışacağımı fark ettiğimde ablam gözleri parlak bir şekilde bakıyordu bana. A-Xian. Yanıma gelip elimden tuttu, heyecanladığımı anlamıştı ve destek oluyordu kendince.
Elimi tutmaya devam ederek beni onların tam önüne getirdi. A-Xian, bu eşim Jin ZiXuan ve bu da oğlum Jin Ling. Hafifçe eğdim başımı onlarla beraber Ben de Wei WuXian. Çok mal gibi göründüğüme emindim o an. Çünkü kasılmış ve soğuk terler dökmeye başlamıştım. Bunun tek sebebi de Jin Ling ile tanışmamdı, büyük ihtimalle neden evden gittiğimi biliyordu ve beni suçlayıp sevmeyecekti, yani ben öyle sanıyordum.
Ablam gülümseyerek çevirdi kafasını Cheng'e Restoranta geçelim mi? Başını bir defa hafifçe eğip onayladıktan sonra bana baktı Aç olduğuna eminim A-Xian. Stresten içerdim genelde ama yemek de olurdu o an. Jin ZiXuan'ın tuhaf bakışları altında geçerken restoranta Jin Ling'in soğuk suratı çekti dikkatimi. Acaba benim yüzümden mi, diye düşünmeden edemedim.
Garsonlardan biri selam verip bizi cam kenarı bir masaya yerleştirdi.
Ben cam kenarında oturmuştum yanıma da kardeşim gelmişti. Karşımda Jin Ling yanında da ablam vardı. Jin Zixuan baş tarafta oturmak zorunda kalmıştı, diğer tüm masalar dolu olduğundan dört kişilik masaya geçmiştik. Masa dört kişilik olmasına rağmen enine geniş olduğundan rahatlıkla sığmıştık. Diğer masalarda aramızda da çalışanları rahatlıkla geçebileceği bir boşluk kalmıştı.
Garson menüyü önümüze bıraktıp gittikten sonra Jin Ling'in beni süzdüğünü fark ettim. Neydi bu, tanıma yöntemi mi?
Menüye bakınırken bir anda gözlerimizi buluşturdum küçük yeğenimle, panikle kafasını menüye gömdü resmen. Gülümseyerek menüye bakmaya devam ederken kardeşim dürttü beni. Gene ne gördün? Sessizce ve önüne bakarak sormuştu bunu. Bende aynı şekilde cevap verdim Hiiç. İçimden bir ses Jin Ling'le iyi anlaşacağımı söylese de bu durum Jin ZiXuan için aynı değildi malesef ve nedenini biliyordum sanırım.
Ben acılı ekşili çorba sipariş ederken ablam ve kardeşim wonton çorbası, Jin Zixuan mison çorbası sipariş etmişti. Ablam Jin Ling'in söylemediğini fark ettiğinde ona doğru yaklaştı ve onunla birlikte menüye bakmaya başladı. İkisinin arasında ki bağın farklı olduğu her yöndek belliydi O zaman bende acılı ekşili çorba alayım. Garson çorbalardan sonra başka bir şey isteyip istemediğimizi sorduğunda birbirimize baktık, kimse ekstra bir şey istemediğinden garsonu gönderdik.
Çorbalar gelene kadar ablamla hasret giderip gülüşürken masanın başından bir ses dıyuldu Gusu'da işlerin nasıl Wei WuXian? Soruyu sorana baktım, gerçekten bu konuyu açacak mıydı? Gayet iyi Jin ZiXuan. Yüzümde ciddi ve kesin bir ifade vardı, aynı ses tonum gibiydi. Jiang Cheng'le barıştığınıza göre Jiang şirketine geri dönersin, değil mi? Ablam eşine sertçe baktı sadece, bir şeyler söylemek istiyordu belli ki ama onu durduran bir şeyler vardı. Cevap vermek için gözlerimi kapatmıştım ki kardeşim konuştu Bu onun kararı olacak ZiXuan. Nerde daha rahat ve mutluysa orda olmasını isterim. Daha yeni barışmamıza rağmen beni koruma iç güdüsü asla azalmamıştı, keşke öz kardeş olsaydık diye iç geçirmemi sağlamıştı bu hareketi. Ama Jiang Cheng, şirketin durumu çok da iyi değil şu an biliyorsun. Wei WuXian'a ihtiyacın yok mu? Bu da nesiydi şimdi böyle? Resmen benimle barışmasının nedenini işleri yolunma koymak için olduğunu ima ediyordu onun bunun çocuğu.
Jiang Cheng susmayı tercih etse de sinirden alnındaki damarı çıkmıştı, biliyordu ki ne kadar inkar ederse etsin ona bunu kabul ettiremeyecekti.
Herkes suskunluk ve sinirle biribirine bakarken o sırıtıyordu. Sanırım haklıyım. Ablam sinirle baktı fakat bir şey demedi. Ardından şaşırarak gözleri elini tutan kişiye kaymıştı Jin Ling, iyi misin tatlım? Önünde duran masa örtüsüne duygu belirtisi bile göstermeden baktı bir süre. Annemin sana ihtiyacı olduğu zaman ki gibi mi baba? Bunu beklemiyordum, resmen bu sözleri vücudumu şoka sokmuştu. Gerçi Jin ZiXuan'ın yüzünün aldığı hal mükemmeldi. Sanırım annesinin bir süre babasının peşinde dolandığını ve babasının egosundan dolayı hiçbir zaman annesini dinlemedini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mo Dao Zu Shi - Modern Life
FanfictionSabahtan beri aklımda olan O'ydu. Süt beyazı teni, kömürle boyanmış saçları, baktıkça etkisi altına alan o inanılmaz bal köpüğü gözleri ve porselen bakışlı suratı... Aylardır rüyalarımda peşimi bırakmayan bu genç adam neden rüyalarımda cirit atıyord...