Sabahtan beri aklımda olan O'ydu. Süt beyazı teni, kömürle boyanmış saçları, baktıkça etkisi altına alan o inanılmaz bal köpüğü gözleri ve porselen bakışlı suratı... Aylardır rüyalarımda peşimi bırakmayan bu genç adam neden rüyalarımda cirit atıyord...
Odama çıkıp kendimi yatağa bıraktığımda yüzüm yastığa gömülü halde durdum bir süre. Düşündükçe yüzümü ateşlerin bastığını hissediyordum.
Uzun siyah saçlarını nadide parmaklarıyla düzeltişi, dudaklarını her yukarı kıvırdığında oluşan zarif ve masum yüzü, baktığınızda sizi gri rengine aşık eden gözleri...
Kafamda hayalini kurdukça vücudum kasılarak şekilden şekile giriyordu. Cenin pozisyonunda aşağıma baktım, o bile tepki vermişti. Bunun yanlış bir fizyolojik tepki olmasına rağmen red edemiyor ve onu düşünerek kendime dokunmak istiyordum. Bu istek bir kadın için bile bu kadar şiddetli olmamıştı.
Aslında az öncesine kadar otel planını ayarlarlıyordum ve Wei dayımın aramasıyla planlama yarıda kalmıştı. Beni tebrik edip başarılarımın devamını diledikten sonra çok şanslı olduğumu söylemesiyle bi an durdum ve ne konuda şanslı olduğumu sordum, Çalışacağın insanlar konusunda elbette! Hepsi kendi alanınlarında büyük bir usta ve sanatçılar. Kameraların karşısına beraber çıkacağın isimler de Gusu'nun gruru iftarları, senin gibi genç modellerin çoğu özellikle Lan Sizhui'yla çalışmak çok istiyor. Yanlış duymadıysam, kendisi yaşı itibariyle modellik konusunda gerçekten tam bir yetenek. Onunla çalışıyorsan ünlü olmamanın imkanı çok düşük yani. O'nun bu kadar çok tanındığını bilmiyorum açıkçası, nasıl olduysa sosyal medyada hiç çıkmamıştı karşıma.
Her neyse dayımın bu sözleriyle gerilmiştim. Bu kadar mükemmel bir insanın yanında olmak çakılmama da neden olabilirdi sonuçta, pozitif düşünememe gibi salak bir huyum vardı malesef.
Teşekkür edip telefonu kapattığımda ufak bir stres yaşamış ve anneme içimi dökmüştüm. Annemse bu çocuğu merak edip fotoğrafını bulup bana göstererek 'bu mu?' diye sorduğunda telefondaki figüre bir süre bakakalım. O gerçekten eşsizdi, bunu bir kez daha fark etmiştim.
Annemi onayladıktan sonra bu kadar fazla duygunun beni yorduğunu söyleyip odama çıktım ve sonra olanları biliyorsunuz zaten...
Durumun ciddiyeti korkutsa da beni bir yandan da ruhumun onu seçmiş olmasına mutlu oluyordum. O değil de bir başkası olsaydı bu durumu kabul edemez gibi hissediyordum. Fakat gene de onun gibi biri sevmenim hata olduğunu da biliyordum.
Verdiğim tepkiyi dindirmedikçe ağrısı artıyor ve beni yatakta sağa sola döndürüyordu. Dayanamayarak telefonumla birlikte banyoya geçtim, kapıyı kitledim ve yetişkin sitelerinden birini açıp kendimi rahatlatmaya çalıştım. Ama şahlanmış bir at gibi bana poz vermeye devam ediyordu şeyim. Kısık sesle 'hayır' diye sayısız kez söylenirken kafamı hafif hafif iki yana sallıyordum. Lütfen düşündüğüm şey olmasın...
Sosyal medyada bulduğum hesabına girerek son paylaştığı fotoğraflara bakınırken Lan Jingyi'nin hesabı olduğunu düşündüğüm bir hesap O'nu etiketleyip fotoğrafını paylaştığını gördüm.
"Molada bile bilmeden poz vermeye başladın kardeşim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Fotoğrafa yakından baktığımdaysa yanaklarının üstünde hafif bir pembelik, gözlerinin içindeyse parıldamayı görmüştüm. Fotoğrafta giydiği kıyafetlere bakara bu resmin bizim test çekiminden olduğunu söyleyebilirdim...
Korkarak kendime dokunduğumdaysa derin bir nefes aldım. Göz ucuyla, açtığım fotoğrafa bakarak tekrardan sıvazlamaya başladım, nefesimin ve kalbimin kısa sürede hızladığını fark ettim. Saniyeler geçtikçe kafamı arkaya yatırıp kapattım gözlerimi ve onun dokunduğunu hayal etmeye başladım bana.
Gözlerinde aynı ışık, yüzünde aynı kırmızılıkla beni öptüğünü düşündüğüm an rahatlamıştım. Bir an elimdeki telefona baktım, beyazlık oraya da bulaşmıştı. Ne yaptığımın farkına vararak alelacele kendimi ve telefonu bir güzel temizledim. Banyodan çıkarken kafamın arkasını kaşıdım Ne yapıyorum? Onunla geleceğim olamaz benim...
Onu ilk gördüğüm anda bile hiç tanımadığım duygular hissetmiştim fakat gelip geçici olduğunu düşünüp üzerinde durmamıştım. Böylesine karmaşık ve yanlış duyguların büyüyüp kalbimde kocaman bir ağırlık yaratmasına nasıl izin verebildim? Ne ara bu kadar yoğunlaştı bu hoşlantı? Bu çocuğu sadece 1 kere görmeme rağmen bu denli ne zaman bağlanmıştım ona? Bir kişi ve binlerce cevapsız soru...
Bu denli büyük ve önemli bir etkinliğe model olduğum için sevinirken onunla tekrardan model arkadaşı olacağım aklıma gelmiş ve sadece hayal ederek kendimi azdırmıştım. Ben gerçekten çok kötü birisiyim.
Derin bir nefes aldım ve kendi kendime konuştum Az önce olanlar tamamen tesadüftü Jin Ling, ondan hoşlanmış olamazsın. En başta ikinizde erkeksiniz zaten. Pazartesi gününden itibaren tam 7 gün boyunca onunla çalışacaksın, o yüzden onunla ilgili tüm olanları ve düşüncelerini sil! O senin sadece arkadaşın! Bu cümleler beni bir süre kandırmaya yetmişti aslında ama o yedi günde olacakları nerden bilebilirdim ki...
1. Gün: Pazartesi
Dayımın beni sabahın 5:30'da evden almasıyla 7 günlük çekim maceram da başlamış oldu. Saat 6'yı geçene kadar yollar iyiydi aslında; araba azdı, trafik yoktu.. Ne zamanki saat 6'yı geçti trafikle imtihanımız da o zaman başladı. Normalde pazar gününde denilen otele gidecektim fakat dayımın otel sahibi arkadaşı odanın pazartesi müsait olacağını söylediğinden bugün bu eziyeti çekiyorduk.
Neyse ki saat 7 olmadan mekana ulaşabilmiştik. Dayı yeğen inip set alanına vardığımızda elime giyeceğim kıyafeti verip gösterilen karavanda giymemi istediler, aynı zamanda acele etmemi de söylediler tabi. Karavana rahatca girdiğimde karşımda şaşkınlıkla bana bakan ve giyinmekle uğraşan Lan Sizhui'yi gördüm.Gözlerimi çevirdim 'Y-yine mi? Durmadan böyle karşılaşmak çok tuhaf.' diye geçirdim içimden. Kendi kendime yapmacık şekilde gülümserken bir başkası gelip karavanın dışından konuşmaya başladı, Çabuk ol A-Yuan! Birazdan çekim başlayacak! Bir elimdekine bir de onun ayaklarına bakıyordum, yarı çıplak oluşu tam olarak bakmamamı sağlıyordu. S... Sorun değil. Sen demiştin, ikimiz de erkeğiz. Yalandan gülümseme sermonisine o da katılmıştı...
Artık giyinmem lazımdı ve zorla yüzüne baktım. O da verilen kıyafetin altını giyiyordu o arada. Şey... Kafasını kaldırdı ve şaşkınca baktı, kafamı aniden yana çevirdiğimde yüzümün yanmasını çoktan hissetmeye başlamıştım. B-burda giyilebilir miyim? Yani burayı gösterdiler bana. Sakinleştirici bir ton duyuldu Elbette. Göz ucuyla baktım, içten bir şekilde gülümsüyordu.
Uzun süredir bölüm yazmıyorum, dedim bari stoktan atayım artık. Beklettiğim için özür dilerim ama gerçekten pek yazma hevesim yok. Umarım anlayışla karşılarsınız.
