Bacağını iki bacağımın arasına koyduğunda ikimizde heyecandan ölmek üzereydik.
Kalp atışlarımız boş tuvaleti sesleriyle dolduruyor, gözlerimiz birbirinden bir türlü kopamıyordu. Bedenlerimizin terlemesiyle sıkı sıkıya bağlı olan ellerimiz daha da kaynaşıyor, dudaklarımız birbirlerine sürterek sabırsızlıkla hareket ediyordu.
Tek eliyle açmayı başardığı kemerimi görünce gülümsedim, Gerçekten burda yapmak istediğine emin misin? Cevap vermeyi sesli olarak red etse de gözlerindeki küçük kamp ateşinin koca bir orman yangınına evrilişini çoktan görmüştüm ben.
*Smut Alarm*
Pantolonumun da düğmesini açtığında elini arkama doğru götürerek daha önce kimsenin dokunmadığı yeri parmağıyla okşamaya ve bastırmaya başladı. Girişin zorlanması bile yüzümde küçük bir buruşukluk yarattığını fark ettiğimde sonraki olacaklarda ne kadar iyi olabilirdim bilmiyorum. Onunla 1 defa yatmıştım fakat o sadece bir rüyaydı. Şimdi ise gerçek hayatta ilk defa beraber olacaktık.
Parmağıyla bir süre daha okşadıktan sonra yavaşça içime doğru itti. Baskının artmasıyla orantılı olarak buruşuyordu yüzüm. Bir yandan korkuyor diğer yandan da bir an önce içime girmesini istiyordum.
Bu kadar istekli olmamın sebebi rüyadaki beraberliğimizin mükemmel bir zevk vermesiydi fakat burda yani gerçek dünya da daha önce hiç sex yapmamıştım. Bu vücudumun onunla ilk gerçek tanışmasıydı.
Parmağının biri içime aniden girdiğinde boynuna daha sıkı sarıldım, rüyadaki hisslerle çok daha farklıydı bu his. Acısı küçük ama yüz buruşturucuydu.
Ardından ikinci parmağını da haber vermeksizin soktu, değişen en büyük şey acının miktarıydı. Parmaklarının etkisi buysa şeyini içime alırsam kesinlikle ölecektim, öyle hissediyordum o an.
Üçüncü parmağını deliğime sürttüğünde irkildim ve gözlerimi kapattım. Sakin ol ve nefes al Wei Ying. Kelimelerinin sesi o kadar kısıktı ki kulağıma doğru söylemese duyamayabilirdim.
Kendimi cesaretlendirdim ve derin nefesler almaya başladım. Wei Ying... Bana bak... Aralayarak gözlerimi karşımda duran terlemiş beyaz surata baktım, gülümsemek için kendimi zorladığım anda acımın şiddetinin çok daha fazla arttığını hissettim. Gözlerimi açarak ağzımı sıkı sıkıya kitledim. Bacaklarım ikinci parmaktan beri titrediğinde güç kalmamıştı artık ve karşımdaki yakışıklı adam bu durumun farkındaydı.
Parmaklarını aniden çıkarttığında ağzımdan büyük bir sıcak hava çıkmıştı, sessiz bir şekilde tabi.
Bir süre bir şey yapmadan beni izlediğini fark ettiğimde bu durumu değiştirmem gerektiğini düşündüm.
Titreyen bacaklarım çoktandır çökmem için yalvardığından bu isteklerini yerine getirdim ve karşımda duran Lan Zhan'ın kemerini bir kaç hareketle açıp pantolonundan heybetlisini çıkarttığımda büyüklüğüne bir kez daha şaşırmıştım. Ağzıma sığıp sığmayacağını düşünürken gülümsedim ve Lan Zhan'a baktım, Gerçek dünyada çok daha büyük ve şehvetli, değil mi Lan Zhan? Gözlerindeki şaşkın ifadeye bakarak sarf ettiğim bu kelimeler göz temasını bozmasına neden olmuştu.
Yüzümdeki gülümseme daha sinsice bir hal aldığında hemen karşımda duran ve çoktan şaha kalkmış heybetliyi tutarak aşağıdan yukarıya doğru bir defa yaladım. Dilimle yaptığım bu hareketten sonra tekrardan baktığımda penisine, hafif bir titreme hareketi sergilediğini fark ettim. Sessizce kıkırdadım ve bu sefer dişlerimi değdirmeden ağzıma almaya çalıştım. Geçen sefer aniden yaptığı şeylerin intikamıydı bir nevi bu. Fakat o kadar büyüktü ki ağzımın yırtılacağından korkmuştum.
Ağzımdan dikkatlice çıkartarak düzgün nefes aldım ve yanağımı tutarak kafamı kaldırdım. Bir kadın bile bunu içine zor alır. Söylediğim cümleyle daha da içine gömülüyordu sanki ve bu sebeple oluşan görüntü çok eğlenceliydi.
Ağzıma zorlanarak tekrar aldığımda yukarıdan kısa ve kısık bir inleme sesi işittim, bu konuda onun memnun olmasına mutlu olmuştum. Ödül olarak da oluşan yüz ifadesini görmek istiyordum. Ağzım dolu bir şekilde gözlerimi yukarıya kaydırdığımda bir eli ağzında diğer eli ise yumruk şeklinde duvara dayanmış vaziyetteydi. Gözlerini kapatmış gibi görünmesine rağmen hala biraz aralıktı ve tahminimce ordan beni izliyordu. Tam gözlerinin içine baktım ve gülümsedim, beni izlediğini bildiğimi göstermiştim ona. Başta bir tepki vermedi fakat çok zaman geçmeden başımı tutup geri çekti. Dilim dışarıda bir şekilde gülümsedim, eli hala kafamdaydı. Seni inletebildiğime göre baya iyi iş çıkarmışım, ne dersin? Boynunda oluşan koca bir kırmızılık dalgası vücuduna yayılıyordu resmen; fark etmemiş gibi devam ettim, İnlemen oyun kurallarına aykırı değil mi ama? Bu cümlemin ardından beni kaldırıp yüz üstü duvara yapıştırdı. Bu adamın duvar fantazisi falan mı vardı?
Altımda kalan son parçayı aşağı doğru sıyırdığında kalbimin bedenimden çıkıp duvara çarptığını hissetmeye başlamıştım. Bu kadar mahrem bir şeyi 1000 kişiden fazla insanın bulunduğu bir binada yapmak... Mükemmel derecede heyecanlanmamı sağlıyordu. Son derece tatmin edici bir his idi.
Penisini arkama dokundurduğunda açıkcası ürperme gelmişti. Sanki o 'şey' değildi de kalın ve sert bir boruydu. Bunun bir insanda bulunması yasadışıydı!
Baskı uygulandıkça yüzümü buruşturuyor, ellerimi daha sıkı bir yumruk haline getiriyordum. Lan Zhan ise belimden tutarak nazik fakat her zamanki gibi acele bir şekilde benimle birleşmeye çalışıyordu.
Yavaş yavaş oluşan gözyaşıma şaşırmış bir halde konuştum, N-neden ağlıyorum ki be- Daha önce hissetmediğim bir acıyla kafamı geriye doğru attım. Gözlerim ardına kadar açılmış, bedenim çoktan yay şeklini almıştı. B-bu... Daha kelimle çıkmıyordu ağzımdan, içime aldığım o kaba penisi konuşmamı istemiyordu resmen.
Biraz hareket edip tekrardan içime girdiğinde bu sefer kelimelerim yerine daha kendimin bile doğru düzgün duymadığı inlemelerim çıkmıştı dudaklarımdan.
Lan Zhan kafasını sağ omuzuma doğru uzattığı sırada sert bir şekilde tekrar girdi. Çıkarttığım kısa inlemelere, göz yaşlarıma ve vücudumun ateşlerin içine atılmasına engel olamıyordum.
Şşş... Oyunumuzu bozuyorsun Wei Ying...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mo Dao Zu Shi - Modern Life
FanfictionSabahtan beri aklımda olan O'ydu. Süt beyazı teni, kömürle boyanmış saçları, baktıkça etkisi altına alan o inanılmaz bal köpüğü gözleri ve porselen bakışlı suratı... Aylardır rüyalarımda peşimi bırakmayan bu genç adam neden rüyalarımda cirit atıyord...