YEDİ GÜN İMTİHANI-2

309 34 18
                                    

4.Gün: Perşembe

Güne başlamam dünküne göre daha normaldi. Yüzünü görerek uyansam da en azından birbirimize sarılmıyorduk... İtiraf ediyorum sarılarak uyansaydık gerçekten mutlu olurdum ama onun yüzünü görerek uyanmak bile yeterdi bana, fazlasını isteyip kalbimdeki bu sızıyı artırmama gerek yoktu.

Çekime gayet dinç ve uykumu alarak gelişimin 4. günüydü ve her şey gayet yolunda gidiyordu. Fotoğrafçı modellerle ve ortamla olan uyumumu sevmiş, benimle daha çok çalışmak istediğini söyleyip duruyordu. Bunun yanı sıra farklı şeyler söyleyenler de vardı tabiki...

'Lan Sizhui olmasaydı bu kadar dikkat çekmezdi.' 

'Çekim arkadaşlarına dua etsin, onlar profesyonel insanlar.' 

'İlk profesyonel çekimi fakat buna rağmen burnu çok havada, tam bir baş belası. Sizhui'nin ilk genç model çekiminde makyajını yapmıştım; o kadar tatlı, o kadar sevimliydi ki melek olduğunu düşünmüştüm...' 

'Lan Sizhui sayesinde övgü aldığının farkında mı acaba? '

'Yanında Gusu'nun en başarılı modelleri olmasa koca bir hiç.'

Ve daha bir çok söz dolanıyordu etrafımda, güya arkamdan söylenen ve benim bilmemem gereken şeylerdi... Genellikle çalışanlar arasında dolanıyordu bu cümleler ve benim bahtımda mükemmel olduğu için tesadüfen duyuyordum bu kelimeleri. Tabi duymamış gibi yapıp işime odaklanmaya çalışsam da beynimde dönüp dolaşıyordu çoğu zaman.

Bu söylemlerden Lan Sizhui'nin veya Lan JinYi'nin haberi olmadığına emindim, çünkü tavırları bana karşı çok doğaldı. O insanlar gibi düşündüklerini de düşünmüyordum, o yüzden bu konuda da içim rahattı. Tabi yine de aklımın bir köşesinde sorgularken buluyordum kendimi ve daima tek bir soruya odaklanıyordum 'Ben o kadar kötü müyüm?'

Mükemmel olduğumu o zamana kadar asla idda etmedim ve Lan Sizhui'nin benden çok çok daha tepede, ön planda olduğunun farkındayım. Ama yine de fotoğrafçının ambiyansımı sevip bunu övmesine sevinmem bu kadar mı kötü bir şey? Sevinmemem mi gerekiyor?..

Çekimin 4. gününün molasında oturmuş, bunu sorguluyordum kafamda. Yemeğimi dahi yememiştim, sadece öyle boşluğa bakarak düşünüyordum. Bugünkü tuhaf durgunluğum Lan Sizhui ve Lan JingYi  tarafından fark edilmişti elbette.

Sütun veya arabaların arkasından tesadüfen duyduğum o anlar cümleler yankılanırken beynimde gözümün önünden geçiyordu. Küçük bir sarsırmayla gözlerimi kırpıştırdım ve ayakta duran ikiliye baktım. Ne olduğunu sordular ve çok durgun olduğumu da eklediler. Fakat soruları duysamda onlara uzun uzun bakmakla meşguldüm o an. Acaba popüleritelerinin farkındalar mıydı?

Gülümsedim İyiyim, dalmışım sadece. Tepkimin ardından ikisi de şaşkınlıkla birbirlerine bakmışlardı, ben ise oturduğum yerden kalkarak dokunmadığım yemeği görevlilere teslim etmiştim. Bugün hiç yemesem de acıkmadığımı fark edince acıyla güldüm, bu depresyona girdiğimi işaret etmez miydi?

Başımda oluşan gereksiz ağrıyla tutarken anlımı güldüm tekrardan. 'Ne boktan iş böyle' Kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım, ne kadar işe yaradı bilmesem de beni günü bitirene kadar idare etmişti o kafa sallaması. Gerçi çekim sonu iyi bir halde olduğumu söylemeye bin şahit isterdi. 

İşin son 10 dakikasında baya zorlanmaya başlamıştı vücudum ama inatçı biri olarak kendimi ayakta tutmayı başarmış ve o 10 dakikayı da tasasız atlatmıştım.

Sizhui çoktan halimin farkında varmıştı ve hızla yanıma geldi İyi misin!? Çok kötü görünüyorsun! Sesindeki tonlamadan endişeli olduğunu herkes anlayabilirdi, karavanın kapısından destek alıyordum cevabımı verirken, İyiyim, merak etme. Sizhui inanmış rolüyle gizlice bana çok kez yardım girişiminde bulunmuş ve bende hepsini red etmiştim. Ama karşımdaki bu yakışıklı genç inatçının teki çıkmıştı resmen.

Mo Dao Zu Shi - Modern LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin