Önceki Bölümden Kesit:
"Peki, o zaman ben de seni Maviş diye çağırırım." "Hah" diye gülmekle sinirlenmek arasında bir ses çıkaran kız üzerinde uzandığı çuvala biraz daha yerleşerek "Ne istiyorsan yap." dedi. Mersat "Kusura bakmayın, konuşmanızı bölüyorum ama şimdiden söylemem gerek, içeri girdiğimizde bana adımla seslenmeyin. Tamam mı?" dedi. İkisi de başlarıyla onayladılar. Beş dakika sonra şehre varmışlardı.
-----------------
Cennetin Hükümdarları klanının önündeydi Magister. Kapıdaki -aynı Samir'in öldürdüğü gibi- mor zırhlı nöbetçiler onu görür görmez kapıyı açtılar. Tabi içlerinden biri hızla klan başkanını bilgilendirmek için içeri girmişti. Klan başkanı diğerlerinden daha kalın ve daha güçlü olduğu belli olan mor bir zırhın içinde, dev kılıcını tahtının yanına saplamış şekilde bekliyordu. Magister klan başkanının önüne geldiğinde sakinliğini hiç bozmadan "Beni gördüğüne şaşırmış gibisin." dedi. Birkaç saniye sessizlikten sonra "Aslında içimden bir ses senin ziyarete geleceğini söylüyordu. Yanılmamışım demek..." Magister gülümseyerek "Son görüşmemizden beri baya güçlenmişsin anlaşılan." Biraz daha bakıştılar ardından klan başkanı "Magister, kalıp sohbet etmek isterdim ama gerçekten daha önemli işlerim var. Yani kısa kesmeni rica edebilir miyim?"dedi. "O halde söyle bakalım. Samir'le sorununuz ne?" "Kim?" Orada bulunanlardan biri klan başkanının kulağına bir şeyler fısıldar. "Bizim çocuklardan birini öldürmüş. Bu da açıkça bize düşman olduğunu gösterir. Tabi ben rastgele birine kafayı takacak biri değilim fakat yanında bir kadın daha varmış. Çok adamımızı öldürdü. Onunla bizzat karşılaşmama rağmen yine de elimden kaçmayı başardı. Onu öldürmek için adam yollamıştık. Hazır başlamışken ikisini de öldürdük. Olay bu. Böyle basit bir iş için beni rahatız etmemişsindir umarım." Magister'in kulaklarında hala "Bizim çocuklardan birini öldürmüş." cümlesi yankılanıyordu. Bu kadar güçlü bir klandan bir üyeyi nasıl öldürebilirdi ki? Telaşla "Onu kimler öldürdü?" Yine yanındaki görevli başkanın kulağına bir şeyler fısıldadı. "Bizim çocuklar onları ormanda tuzağa düşürmüş. Kurtlara yem etmiş."
Bu kadar basit olamazdı. Magister hala bir şeylerden şüpheleniyordu. "Başka bir ayrıntı olmadığına emin misin?" Birkaç fısıldaşmadan sonra "Önemser misin bilmiyorum ama onlarla arkadaş olan birine para vererek ihanet etmesini sağlayıp öyle tuzağa düşürmüşler." Magister biraz daha düşündü, düşündü. "Bilgi için teşekkürler." deyip arkasını döndü ve hızlı adımlarla uzaklaştı.
Olayı bir dedektif edasıyla yorumlamasına rağmen içgüdüleri hariç her şey Samir'in öldüğünü gösteriyordu. Ama buna inanması güçtü. Saatini kontrol etti. Görevini tamamlaması için 3 saati kalmıştı. "Ehh, n'apalım. Buradan da bir şey çıkmadı. Şu işi de halledip kurul başkanının yanına gideyim. Yapacak bir şey yok."
Magister çıkar çıkmaz klan başkanı "Kim bu Samir?" dedi. Konuşma sırasında başkanın kulağına fısıldayan başkan yardımcısı "Efendim, araştırmalarımıza göre Samir oyuna yeni girmiş bir oyuncu. Buna rağmen nasıl bir üyemizi öldürdü bilemiyoruz. Magister onun öğreticisi fakat bizzat onun için gelmesi biraz şüpheli." "Hmm, pekala... O zaman şu Samir'in arkadaşını bulun bana. Hani para verdiğimiz..." "Anlaşıldı efendim."
-Kusura bakmayın biraz işim çıktı. Ayrıca önceki bölümlerde de bazı düzeltmeler yaptım. O yüzden bununla idare edin ama yarın bir bölüm daha atacağım. Bu sefer daha uzun olacak. Sözüm söz... O halde şimdilik görüşmek üzere... Okuyan herkese çok teşekkürler :)-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Dünya
Aksi"Hata yapmaktan korkma." derdi büyüklerimiz. Ama tuhaftır ki her şey bir hatayla başladı. Küçük bir hatayla... Oyunun yapay zekası hatalı yapıldığı için artık doğru düzgün çalışmıyor. Hatta oyunun içinde ölen bir insanı gerçek hayatta da öldürebiliy...