Önceki Bölümden Kesit:
Samir bir saniye duraksadıktan sonra "Eğer kazanırsam yaratıkları bana geri verir misin?" dedi. Kız kahkahalarla "Gerçekten de kazanabileceğine inanıyorsun demek seni böcek." dedi. "Öyle olsun, eğer yenilirsem sana yaratıkları geri vereceğim. Hayır, sana her şeyimi vereceğim. Hahah, çok eğlenceli olacak, kazanmak için çırpınmanı izlemek."...
----------------
Samir önünde bir anda beliren bildirimle irkildi: "'Cennetin Hükümdarları' adlı klandan oyuncu 'Cennet Meleği' size bir düello daveti yolladı. Düelloyu kabul edecek misiniz?" "Senin adın Cennet Meleği mi?" dedi Samir. "Evet, sen onu bunu boş ver de kabul edeceksen et!" Derin bir nefesin ardından Samir düelloyu kabul etti. Hemen ardındansa sağ yanağında bir yumruk hissetti.
Bilinci geri geldiğinde düelloyu kabul ettiği yerden 50m uzaktaydı. "Hayıırr, lütfen öldüğünü söyleme, seninle oynamayı bitirmemiştim." diye bir ses duymasının ardından önünde bir gölge belirdi. Arkasını döndüğünde mor saçlı kızı gördü. Ama o kız ilk gördüğü kız değildi. İlk gördüğü kız sakin, ağırbaşlı gibi duruyordu. Bu kızsa ses tellerini parçalamak istercesine kahkaha atıyordu. "Ölmemişsiin, güzeell." derken bir yandan da dudağını yaladı kız. Samir titreyen dudaklarıyla hatırlamakta zorlandığı büyü sözlerini söylemeye çalışıyordu. Tabi can barını kontrol etmeyi ihmal etmemişti:1/1000
Büyüyü tamamlamaya çok yakın olsa da başına yediği tekmeyle dağa yağıştı. Kız öyle sert vurmuştu ki dağ içine çökmüştü. Ama nedense hala ölmemişti. Aklındaki bu sorunun cevabını önünde yanıp sönen bildirim verdi. "Yani beceri: Son Şans. Açıklama: Bu beceri canınızı sıfıra düşüren bir saldırıyı tamamen absorbe edebilme özelliği verir. Pasif bir özelliktir. Oyuncu bu özelliğin kullanımından sonra iki saat boyunca hareket edemez fakat bilinci hala yerinde kalabilir. Mananın tamamını kullanır. Bekleme süresi: 2 gün."
"Hah, son şansmış. Bin canım olsa binini de yok ederdi bu kız. Niye düelloya girdim ki?" diye içinden geçirdi Samir. Gülme sesleri yakınlaşıyordu. "Hahah, çok komik, benim sayemde inanılmaz bir özellik elde ettin fakat borcunu bile ödeyemeden öleceksin. Her neyse, artık gitmem gerek. Bu yüzden bu işi hızlıca bitirelim. Olur mu?" Adımlarını gittikçe hızlandırarak Samir'e doğru ilerledi. Bıçağını kaldırdı ve "Şimdii, GEBER!!" diye bağırdı. Samir her şeyin bittiğini düşünerek gözlerini kapadı...
Gözlerini birkaç saniye sonra yine açtığında dağdan dev parçalar düştüğünü gördü. Kızın tekmesinden dolayı dağ içine çökmüştü. Bu nedenle de dağın temeli zayıflamıştı. Kızsa onu öldürmeyi unutmuş, kendi canının peşine düşmüştü. Yağmur gibi yağan kayalardan bir suikastçi olduğu için rahatça sıyrılıyordu. Fakat hepsinden birden kaçmak gerçekten de kızı çok yoruyordu. Galiba tam da bu nedenle kafasına gelen koskoca bir kayadan kaçmaya çalışırken hemen yanındaki küçük taşı fark edemedi. Küçük bir hata yüzünden dengesini kaybetti ve düştü. Kayalarda bunu fırsat bilmiş gibi üstüne çullandılar. Samir kızın cesedini göremese de öldüğünün farkındaydı.
Ama onun daha önemli sorunları vardı. Mesela buradan kendi canını nasıl kurtaracaktı? Sonuçta kayalar hiçbir ayrım yapmadan her yeri bombalıyordu. Samir kaçmayı düşündü fakat hareket edemediğini hatırlayınca ikinci ve son defa pes etti. Fakat ileride bir şey dikkat çekti. Mavi bir nokta. Kayaların sebep olduğu onca tozun arasından bile rahatça seçilebiliyordu. Ve gittikçe kendisine yaklaşıyordu. O noktanın ne olduğunu öğrenmeyi isterdi. Tabii tam kafasına doğru yaklaşan dev kayanın düşmesini önleyebilseydi... Kayanın kendisine yaklaşmasını izlerken bir elin belini sardığını hissetti. Taa ilerideki mavi nokta gitmiş; sarı saçlı, mavi zırh giyen bir kız gelmişti. Kız Samir'i kucakladı ve ışık hızına yakın bir hızla -galiba o kadar uzaktan da bu şekilde gelmişti- bombardımandan uzak bir yere götürdü. Samir özelliğinden dolayı hareket edemiyor ve konuşamıyordu. Sadece kızın gözlerine boş boş baktı. "Özelliğinin etkisi geçtiğinde konuşuruz. Şimdilik şu iksiri iç." dedi kız. Samir başka seçeneği olmadığını biliyordu. Usulca iksiri içti. Kız ıslığıyla atını çağırdı. Samir'i, düşmemesi için atının arkasına bağladı. Ardından kendi de atın önüne atlayıp "Deh!" dedi. Bu şekilde yola koyuldular.
Onlar ayrıldıktan birkaç dakika sonra Magister dağın olduğu yere geldi. "Efendim, bunu kurulla konuştu- Efendim!! Burada neler oldu. Neredesiniz? Efendim!!"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Dünya
Acción"Hata yapmaktan korkma." derdi büyüklerimiz. Ama tuhaftır ki her şey bir hatayla başladı. Küçük bir hatayla... Oyunun yapay zekası hatalı yapıldığı için artık doğru düzgün çalışmıyor. Hatta oyunun içinde ölen bir insanı gerçek hayatta da öldürebiliy...