Önceki Bölümden Kesit:
Biraz daha inceledikten sonra bir şey fark etti. Canı sadece azalmıyordu. Azalıp artıyordu. "Can iksiri işe yarıyor." dedi. "Onu zehirleyen başka bir şey var!"
----------------------
Canının neden azaldığını bulamamakla birlikte başının dönmeye başladığını hissediyordu. Yavaş yavaş bilincini yitirmeye başlıyordu fakat bunun bir şekilde farkındaydı. Artık etrafta volta atamayacak kadar başı ağrıyordu. Kızın can barını kontrol etmekte bile zorlanıyordu. En son gördüğü şey bir bildirimdi: "Sistem: Kullandığınız 'Delilik' özelliğinin yan etkileri başlamış bulunmakta, 1 saat ila 10 saat arası bir süre boyunca uyanamayacaksınız!" Ardından yavaşça dizlerinin üzerine çöktü ve bayıldı.
"Hala bir sonuç yok mu?" dedi Magister. "Hayır, efendim. Hala konumu hakkında bir bilgi yok." "Efendim, muhtemelen Batı Şehri'ne gidiyordur ama tam olarak hangi rotadan gittiğini bilemiyoruz." "Peki ormana baktınız mı?" "Efendim orman fazla büyük, her yere bakmamız birkaç günden fazla sürer." "Ahh, neredesin Kortis! İşimi kaybetmeme sebep olmadan ortaya çıkman lazım!" diye mırıldandı Magister. "Ah, efendim, sanırım bir şey buldum!" "Ne!?" "Anladığım kadarıyla, Cennetin Hükümdarları adlı klanda -Mor kızın bulunduğu klan- bir arama kararı çıkmış ki burada tarif edilen kişi Samir ile tıpatıp uyuşuyor." "Neden bir klan Samir'i arıyor ki? Başka bilgi var mı?" "Hmm, sanırım bu arama kararı artık yok, çünkü..." "Çünkü ne!?" "Çünkü Samir, başarıyla bulunmuş ve öldürülmüş efendim." "Ne!? Bu mümkün olamaz! Bu imkansız! Bir yanlışlık olmalı! Nerede ve nasıl öldürüldüğü biliniyor mu?" "Hayır efendim." Magister elindeki bilgiler ile gidip kurul başkanına rapor verebilir ve aldığı görevi sonuçlandırabilirdi ama bunu yapmak istemiyordu. Her zaman içgüdülerine güvenmişti ve hiçbir zaman bu güveni karşılıksız kalmamıştı. Her görevi tam manasıyla mükemmel bir şekilde yerine getirmişti fakat bu kadar kısa zamanı kalmışken işi pahasına riske girip aramaya devam mı etmeliydi? Evet, içgüdüleri ona bunu söylüyordu fakat... Bir kez daha içgüdülerini dinleyecekti. "Aramaya devam edin, onu bulana kadar kimse bu odadan dışarı çıkmayacak! Bugün uyku yok!" dedi sert bir biçimde. "Benim görüşmem gereken biri var." diye de mırıldandı odadan çıkarken.
Kalan birkaç kurt ortamdaki sessizliği hissedip sürülerinin neredeyse yok olduğu yerde toplanmışlardı. Hemen ileride yatan iki bedeni fark etmeleri fazla uzun sürmedi. İçlerinden biri onlara yaklaştı. İki bedenden birinin sürülerini katleden varlık olduğunu fark edince hemen geri çekildi. Kıpırdamadığını görünceyse ilerlemeye devam etti. Sadece birkaç sıyrığı olmasına rağmen ölü gibi yatan Samir'i yüzüstü çevirdi. Uyanma ihtimaline karşı hareketleri oldukça yavaş ve dikkatliydi. Hiçbir uyanma belirtisi göremeyince ise cesareti geri geldi ve diğer kurtları yanına çağırdı. Birkaç saniye içinde kızın ve Samir'in etrafını 5-6 tane kurt sarmıştı. Kurtlar liderlerinin ve yoldaşlarının intikamını alma isteğiyle yanıp tutuşmaya başladılar. Hırlamaya başlayan kurtlardan ilk harekete geçen yine Samir'in yanına ilk gelen olmuştu.
Hırsla ileri atıldı ki hırsından olsa gerek sağından gelen saldırıyı fark etmedi bile. Kurdun bu kadar hızlı ve kolayca öldüğünü fark eden diğer kurtlarsa öğrenilmiş çaresizlikle kaçışmaya başladılar. Yine birkaç saniye içinde bütün kurtlar ortalıktan kaybolmuştu. Kurdu öldüren adam yavaşça Samir'in yanına yaklaştı.
-Neredeyse iki haftadır bölüm atmıyordum. Bu da biraz kısa oldu ama bir daha ki daha uzun bir bölüm olacak. Okumaya değer bulduğunuz için çok teşekkürler. Daha uzun, güzel ve sürükleyici bölümlerde görüşmek üzere. Ha bu arada okuyup geçmeyin biraz yorum yapın da hatalarımı anlayayım. Şimdiden fark edersem düzeltmesi daha kolay olur :) Bye-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Dünya
Aksi"Hata yapmaktan korkma." derdi büyüklerimiz. Ama tuhaftır ki her şey bir hatayla başladı. Küçük bir hatayla... Oyunun yapay zekası hatalı yapıldığı için artık doğru düzgün çalışmıyor. Hatta oyunun içinde ölen bir insanı gerçek hayatta da öldürebiliy...