Önceki Bölümden Kesit:
Masada beliren sayıya en yakın tahmini yapan kazanır. Tahmininizi bir kağıda yazıp bana elden teslim etmeniz gerek. Eğer kutunuzdaki sayının aynısını tahmininiz olarak söylemek isterseniz kutudan çıkan kağıdı da direkt bana verebilirsiniz. O zaman herkese bol şans. Kutular gelsin!"
---------------------
"Daha ilk günden başını bu kadar belaya sokmasını beklememiştik." dedi daire şeklindeki masanın çevresindeki sandalyelerden birinde oturan kişi. Eliyle kapının yanında duran kadını göstererek "Gelen bilgilere göre dev bir klana düşman olmuş durumda."... Ardından masadakileri süzerek "Anlaşılan yanlış kişiyi seçmişiz." dedi. "Haklısınız." diye karşılık verdi masada oturan başka bir kişi. "Ama yanlış kişiyi seçtiğimizi düşünmüyorum." "Peki, lütfen devam edin ve bizi aydınlatın. Bu kişi doğru kişi mi?" "Bir günde büyük bir klana düşman olduğu doğru fakat yine bir günde müthiş özellikler kazandı ki bu özellikler bu oyun açıldığından beri sadece bin küsür kişide aynı anda bulunmuştu. Oyunu milyonlarca kişinin oynadığını düşünürsek ve diğer kişilerin bu özellikleri bir günde kazanamadığını hesaba katarsak gerçekten de çok şanslı ve yetenekli bir oyuncu olmalı. Tam bizim istediğimiz gibi." Masadakiler arasında bazı fısıldaşmalar oldu. İlk konuşan adam "Siz ne düşünüyorsunuz?" diye sordu kapının yanındaki kadına. "B-bay Commer, ben..." Yutkundu. Sakinleşmek için derin bir nefes aldı. Hayalini kurduğu sandalyede olmasa da sonunda bir toplantıda bizzat kendi fikri sorulmuştu. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak ve duraksamamak için gördüklerini hatırına getirdi:
"Bu sefer geçebildin mi bari, ha, moruk?" "Abi, dedemle düzgün konuş!" Göz ucuyla onlara bakıyordu. Güneş gözlüğü sağ olsun önündeki gazeteye bakıyormuş gibi görünüyordu. "Dede, sınavın nasıldı? Geçebildin mi?" "Affedersiniz ama sizi tanımıyorum. Siz kimsiniz?" İstemsizce sırıttı. Kortis her şeyi unutmuştu, tam istedikleri gibi. "Dede, beni tanımadın mı? Lütfen şaka yaptığını söyle dede. Hiç komik değil! Abi..." İkna olmuştu. Telefonunu çıkartıp durumu bildirdi. Geri dönmesi emrini alınca da gazeteyi katlayıp önündeki sehpaya koydu. "İddiaya varım adını bile hatırlamıyorsundur!" derken gülen çocuğa baktı. İstemsizce yüzünü buruşturdu, böylelerine katlanamıyordu. "Bu gürültülü yerde daha fazla kalmak istemiyorum." diyerek çıkışa yönelen çocukla eş zamanlı olarak çıkışa ulaştı. Dönen kapıdan birlikte çıktılar. Şirkete geri dönmeye koyuldu.
Ofisine vardığında önceden arabalarına ve evlerine yerleştirdiği gizli kameraları izlemeye koyuldu. Arabada kızın çığlıkları dışında bir konuşma geçmediğinden şansını evde denemeye karar verdi. Ne yazık ki evde de bir dede ile torunun uzun ve kendisi için hiçbir önemi olmayan konuşmasını dinledi. Oğlu geldikten sonra bir şeyler olacağını ummuştu ama yine rapor etmesini gerektiren herhangi bir olay yaşanmadı. Artık her şey yarına kalmıştı.
8 buçukta uyandı. Hazırlanıp ofise geldiğinde saat 9 olmuştu bile. "Günaydın, Magister." "Günaydın." "Arabaları hazırladın mı?" "Evet, benim birkaç dosya almam lazım. Sen önden gidip arabada bekleyebilirsin." "Peki, kahve ister misin?" "Çok güzel olur." "Okey, arabada görüşürüz."
Birkaç dakika içinde, Magister'le birlikte yoldaydılar. Arkalarında da aynı arabadan 2-3 tane daha... 9'u çeyrek geçe kapının önündeydiler. Magister kapıyı çaldı. Açan Kortis'in oğluydu. "Merhaba efendim. Biz K.A.İ.A.B.'dan geliyoruz. Mümkünse Kortis Kiriste, oyundaki ismiyle Korkulan_Yargı012 ile görüşebilir miyiz?" dedi Magister. Adam başıyla onaylayıp "Bekleyin, hemen çağırıyorum." dedikten sonra koşarak merdivenleri çıkmaya başladı.
Bir süre sonra Kortis indi. "Merhaba, adımı size yasal nedenlerden dolayı söyleyemem ama bana 'Magister' diye seslenebilirsiniz. Dün saat 7.45'te gerçekleştirmiş olduğunuz sınavı geçmiş bulunmaktasınız. Sizi en kısa zamanda İşçi Şubesi'ne götürmemiz gerek." dedi Magister. Onu arabaya bindirdikten sonra Magister ona gerçekleri anlatmaya başladığında oldukça sinirlenmiş, sonrasındaysa suskunlaşmıştı. Bunun torunu, adını bilmiyordu, yüzünden olabileceğini düşündü. Magister'e göz ucuyla bakınca onun da aynı fikirde olduğunu anladı.
Sonunda İşçi Şubesi'ne vardılar. Yer altındaki otoparka inen asansörün yanına geldiklerinde Kortis, ineceklerini düşünmüş olmalı ki, kapıyı açmaya çalıştı. İstemsizce eli belindeki şok tabancasına gitse de tahmin ettiği gibi bunun sadece bir yanlış anlaşılma olduğunu görünce rahatladı. Aksi taktirde, eğer kaçmaya çalışsaydı...
Artık içerideydiler. Odaların bulunduğu koridora geldiler. İletmesi gereken raporlar olduğu için biraz acele etmeye çalışıyordu. Kortis odanın içini incelerken daha fazla burada kalmasına gerek olmadığına karar vererek "Ben dışarıda bekliyor olacağım." dedi. Kortis'in sözünü kestiğini fark etse de umursamadan odadan çıktı. Sonuçta bu Magister, ikna etmek için yaratılmış biriydi. Eğer bir sorun olursa kesin hallederdi.
Aradan çok zaman geçmemesine rağmen yine Kortis hakkında bir kurul toplantısı yapılıyor ve Magister gördüklerini anlatıyordu. Kurul Başkanı'nın yanında duran kadın "Peki herhangi bir saldırı kullanıp kullanmadığını kontrol ettiniz mi?" deyince "Evet" manasında salladı. Ardından "Sadece Delici Lazer ve Lazer Yağmuru özelliklerini kullanmış. Ayrıca her ikisi de bir level." dedi. Birkaç saniyelik bir sessizlik oluştu. Kurul Başkanı Magister'den, Kortis'i takip etmesini istedi. Magister'in dışarı çıkmasını ardından ise "Versel, senin de onu takip etmeni istiyorum. Ama Magister gibi değil. Seni kesinlikle görmemesi gerek. Senin istihbaratını kullanacağız. Magister'i ise bir olay olduğunda karışabilmek için..." "Anlaşıldı efendim." diyerek o da dışarı çıktı.
Her an onu takip etmişti. Her şeyini biliyordu. Sinka ve Mersat ile birlikte olduğunu, Batı Şehri'ne gitmek için çok az vaktinin kaldığını...
Aklındakileri en sonunda toparlamış ve derin bir nefesle konuşmasına başlamaya karar vermişti. "Efendim, bence seçimimizin doğru mu, yanlış mı olduğuna karar vermemiz için çok erken." "O zaman sence ne zaman karar vermeliyiz. Sadece bir buçuk iki gündür oyunda olsa bile çoğu oyuncunun haftalarca oynayıp yaşadıklarından daha fazla olay yaşadı. Bence şuan tam sırası." "Ama efendim, bir şeyi kaçırıyorsunuz." "Neyi?" "Kortis, şuanda bir İşçi değil." Masadaki herkesten şaşkınlık sesleri çıkması, Versel'in aldığı derin nefesle birlikte kazandığı soğukkanlılığını bozamadı. "Bu ne demek yani!?" dedi masadaki biri. "Sen bizimle dalga mı geçiyorsun?"
"Sakin olun." dedi Bay Commer. "Önce açıklamasını dinleyelim." Gözlerini, Versel'in gözlerine kilitleyip merakla dinlemeye başladı. Versel birkaç adım ilerleyip "Şuanda bir İşçi değil çünkü teoride yapılan testi geçse bile pratikteki testi hala tamamlayamadı. 36 saat içinde Batı Şehri'ne ulaşması gerekiyordu fakat yarım saat kadar zamanı kalmasına rağmen hala Kuzey Şehri'nde. Işınlanma alanını kullanıp Batı Şehri'ne anında ulaşabileceğini düşünebilirsiniz ama Cennetin Hükümdarları klanı Mersat ile iletişim kurmak istediğinden oraya fazladan adam göndereceklerdir. Zaten Magister'in kumar günü olduğundan oldukça kolaylarına gelir bu iş. Fakat tahmin edin Mersat'ın yanında ölmüş olması gereken iki düşman gördüklerinde ne yapacaklar?" "Üçünü de öldürmek için saldıracaklar." "Aynen öyle. Kortis'in bu saldırıdan kurtulmak için yeteneğini göstermesi gerekecek ve bu kadar güçlü rakiplere karşı kazanabilirse bize kendisini kanıtlamış olur ve 'doğru' kişiyi seçtiğimiz anlarız." "Eğer ki zamanında Batı Şehri'nevaramazsa zaten 'yanlış' kişiyi seçmiş olduğumuzdan endişe etmemize gerek kalmaz." "Aynen öyle efendim. Benim fikrim bu: Hiçbir şey yapmadan Kortis'in bu sorunla başa çıkıp çıkamayacağını izlemek..." Bay Commer "Katılanlar?" derken elini kaldırdı. Birkaç saniye içinde herkesin eli havadaydı. "O zaman kabul edilmiştir. Versel, fikrini paylaştığın için çok teşekkürler. Çok yardımcı oldun." "Önemli değil, efendim." Versel belli etmediğini düşünse de mutluluğu yüzüne yansımış, gülümsüyordu.
-Hikaye nereye doğru gidiyor hiçbir fikrim yok ama bayağı bir ciddileşmeye başladı gibi. Neler olacağını ben de merak ediyorum :b-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Dünya
Acción"Hata yapmaktan korkma." derdi büyüklerimiz. Ama tuhaftır ki her şey bir hatayla başladı. Küçük bir hatayla... Oyunun yapay zekası hatalı yapıldığı için artık doğru düzgün çalışmıyor. Hatta oyunun içinde ölen bir insanı gerçek hayatta da öldürebiliy...
