Doğduğum günden beri birçok savaşa girdim. Savaşların en büyüğünün üniversiteye gitmek olduğunu sanmıştım ama yanılmışım. Üniversite okumak için girdiğim savaşları kazanmış, doğduğum Mezapotamya'nın büyülü toprakları Mardin'den çıkıp sayısız savaşla...
Banyoya gidip duş aldım. Sonra rutin işlerimi hallettim. Odama geçtim ve saçlarımı kuruttum. Şimdi günlük şeyler giyecektim. Elbisemi parti saatinde giyerdim. Şimdi giysem kesin başına bir iş gelirdi. Dolabı açtım ve alışverişte aldığımız kıyafetlerden seçtim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şu an tam Özge tarzıydım. Özge az önce benden makyaj malzemelerini istedi. Çok fazlaydılar o yüzden çantama koyup aşağı indim.
"Ha Reyyan gel süslemeleri seçelim."
Organizasyon şirketinden gönderilen kadın süslemeleri salona koymuştu. Birkaç tane de katolog getirmişti. Özge, ben ve yengem süslere bakmaya başladık. Ben sade şeyler seçiyordum Özge ve yengem ise tam tersi abartılı şeyler seçiyorlardı. En sonunda ne çok sade ne de çok abartılı bir süsleme seçtik. Rengi de en sevdiğim renkler olan lila ve beyazdı. Katologtan da bir dekarasyon seçtik. Bahçe o şekilde süslenmeye başladı. Catering firmasından da yiyecek ve içecekleri getirmişlerdi. Özge ve yengem orayla ilgileniyorlardı. Özge yanıma geldi.
"Makyaj malzemelerini getirdin mi?"
"Çantamda da sen niye istedin yapmışsın zaten makyajını?"
"Benim için değil canım senin için."
"Ben makyaj yapmam!"
"Bir kerecik benim için."
Özge yavru kedi bakışları atıyordu. Ama ben bu bakışlara nasıl dayanıyım.
"Tamam ama çok abartma!"
"Sen bana güven."
Nedense içimden bir ses güvenme diyor ama neyse güveniyim bari. Özge makyajı yapmaya başladı. Yarım saattir yapıyordu.
"Bitmedi mi hâlâ?"
"Şu ruju da sürdük mü tamamdır."
En sonunda ruju da sürdü ve aynayı uzattı.
"Nasıl olmuş?"
"Allah'tan abartma dedik!"
"Reyyoş bu senin partin. En güzel senin olman lazım."
"Şimdi silerdim de zaman yok. Elbisemi giyip saçımı yapıcağım daha."
